Ulusal Pamuk Konseyi Başkanı Bertan Balçık Ankara’da yapılan Tarım Sektörü İstişare Toplantısında yaptığı konuşmada “Bizde pamuk üretimi ve tekstilde söz sahibi bir ülke olarak mevcut standardımızı mutlaka en kısa sürede yenilemeli ve uluslararası bilinirliğini sağlamalıyız. Bu husustaki çözüm önerimiz mevcut olup, Türkiye’nin gdo’dan ari eşsiz tohum altyapısını konumlandırarak, Konseyimiz adına tescil edilmiş olan GDO ‘suz Türk Pamuğu markamıza ait standardın ülkemizin milli pamuk standardı olarak kabul edilmesini müsaadelerinize arz ediyoruz.” dedi
Başkan Balçık sektörün sorunlarını ve çözüm önerilerini sunduğu konuşması şöyle ;
Ulusal Pamuk Konseyi olarak 2007 yılından beri çalışmalarımızı aralıksız sürdürmekteyiz. Pamuk
çiftçisinden en son hazır giyim üreticisine kadar sektörümüzdeki bütün paydaşlar Yönetim Kurulumuzda
temsil edilmektedir ve bütün kararlarımız oy birliği ile alınmaktadır. Özellikle Tarım ve Orman
Bakanlığımız ve diğer ilgili bakanlıklar ve bağlı birimleri ile çok yakın ilişki içerisinde çalışmaktayız. Başta
Sayın Bakanlarımız olmak üzere ilgili genel müdürlüklerimizde çalışan herkese önerilerimizi her zaman
dikkate aldıkları ve yakın işbirlikleri için teşekkürü bir borç bilirim.
İlk olarak Konseylerin altyapısını güçlendirmek amacıyla, Konseyimizin diğer Konseylerde de olduğu gibi
düzenli gelire ihtiyacımız olduğu hususuna değinmek istiyorum. Sadece üyelik aidatları ve yapılan
faaliyetlerden elde edilen bağışlar dışında bir gelirimiz yoktur. Pamuk özelinde, ithal edilen lif pamuktan
alınacak çok küçük bir kesinti ile ki bu binde birle on binde bir arası bir rakam olabilir, çok rahatlıkla
faaliyetlerimizi sağlıklı bir zeminde sürdürmemize imkan sağlanmış olacaktır. Öncelikle bu konuyu
önemle arz etmek istiyorum.
İkinci olarak vizyoner bir bakış açısıyla sektörümüzün Türkiye’ye özgü yeni bir pamuk standardı
altyapısına ihtiyacı olduğunu arz etmek istiyorum. Artık dünyada ister sadece pamuk üretip ihraç etsin,
isterse hem pamuk üretip hem de tekstil endüstrisine sahip olsun pamukta söz sahibi ülkelerin hepsinin
kendilerine özgü sürdürülebilir ve izlenebilir pamuk standartları bulunmaktadır. Bizde pamuk üretimi ve
tekstilde söz sahibi bir ülke olarak mevcut standardımızı mutlaka en kısa sürede yenilemeli ve
uluslararası bilinirliğini sağlamalıyız. Bu husustaki çözüm önerimiz mevcut olup, Türkiye’nin gdo’dan ari
eşsiz tohum altyapısını konumlandırarak, Konseyimiz adına tescil edilmiş olan GDO ‘suz Türk Pamuğu
markamıza ait standardın ülkemizin milli pamuk standardı olarak kabul edilmesini müsaadelerinize arz
ediyoruz.
Bu meyanda Tarım ve Orman Bakanlığımıza pamuk ürününün tekrar İyi Tarım Uygulamalarına dahil
edilmesi dolayısıyla teşekkürlerimi arz etmek istiyorum. Bu sayede pamuk üreticimiz dünyayla uyumlu bir
şekilde 2025 yılından itibaren sertifikalı üretimin ön plana çıkacağı pazarda yerini alma fırsatını elde
etmiş olacaktır. Bu alanda atılması gereken son adım ise BCI ve organik pamuk gibi diğer uluslararası
uygulamalarla yerli pamuğun eşdeğerliliğinin sağlanması olacaktır.
Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım ve Sayın Bakanım,
Son olarak da mevcut güncel durum ve pamuk üretiminin istikrarlı bir şekilde sürdürülmesi için yapılması
gerekenleri arz etmek istiyorum.
Tekstil ve Hazır Giyim sanayilerimiz 2022 yılında 17 milyar 902 milyon 56 bin Dolar Cari Fazla
yaratmışlar ve bunun yaklaşık yarısı pamuktan sağlanmıştır: yerli pamuk asli değerinin 3,9 katı
kadar katma değer yaratırken, ithal pamukta bu 3,4 kat ile sınırlı kalmıştır.” Malumları olduğu üzere
bir endüstri bitkisi olan pamuk, çok uzun yıllardır ne ithalatında ne de ihracatında herhangi bir sınırlama,
vergi ve fon olmayan çiftçilerimizin serbest rekabet koşulları içerisinde ve birim alan verimliliğinde dünya
ikincisi olarak yetiştirdiği bir üründür. Burada Tarım ve Orman Bakanlığımızın kütlü pamuğun kilogramına
verdiği fiyat farkı ödemesi ve dekara ödenen mazot – gübre desteklemesi ile sulama desteği bizler için
çok değerlidir. Önemle vurgulamak isterim ki 2001 – 2018 yılları arasında AK Parti hükümetlerinin
pamuğa verdiği fark ödemesi desteğinin ortalaması oran olarak üretim maliyetinin %25’in altına ve değer
olarak 22 centin altına hiç düşmemiştir, hatta çoğu zaman bu değerlerin üzerinde gerçekleşmiştir.
2019 – 2022 yıllarında ise maalesef bu rakamlar sırasıyla ortalama%17 ve 12 cent olarak
gerçekleşmiştir. Özellikle bu yıl yaşadığımız deprem felaketi sebebiyle pamuk tüketiminin %35’ini
gerçekleştiren Kahramanmaraş tekstil sanayisi devre dışı kalmıştır. Bununla birlikte başta ana pazarımız
Avrupa Birliği olmak üzere dünyadaki durgunluk maalesef ülkemizdeki pamuk arzını şişirmiştir. Yeni
sezona devreden stok miktarı 350 bin tondur. Bu sebeplerden dolayı son beş aydır Borsalarımızda yerli
pamuk, dünya fiyatının %30 altında işlem görmektedir. Türk pamuğuna emsal ithal pamuklar bugün için
59 TL, yerli pamuk ise 45 TL’dir. Bu fiyat yani 45 lira üreticinin maliyetini bile karşılamamaktadır.
Pamukta herhangi bir müdahale alım sistemi olmadığına göre yapılması gereken mevcut üretim
maliyetleri, iç piyasa ile dünya fiyatı arasındaki fark, mevcut stoklar vearz fazlası,1 milyon 800 bin tondan
1 milyon 200 bin tona düşen tüketim, hala milyarlarca dolar ödenerek yapılmakta olan ithalat ve bütün bu
koşullarda piyasanın 2024 yılının 2. çeyreğine kadardüzelmeyeceği gerçeği dikkate alınarak fiyat farkı
desteklemesine ayrılan 2022 yılı bütçesinin yüzde yüz arttırılarak 2023 sezonunda beklenen 2 milyon ton
kütlü pamuk üretimine göre fiyat farkı desteklemesinin kilogramda 4,60TL’ye yükseltilmesini
öneriyoruz.Bu sayede 2024 yılında pamuk üretimimizin istikrarlı bir şekilde devam etmesi sağlanmış
olacaktır. Aksi takdirde bu yıl yüzde 25 oranında küçülen pamuk ekim alanları önümüzdeki yıl da
küçülmeye devam edecek ve bunun neticesinde pamuk ithalatı için ödediğimiz fatura katlanacağını
önemle arz etmek istiyorum. dedi.