Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği Başkan Vekili Ahmet Hamdi Gürdoğan Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde yaşanan normalleşme sürecini değerlendirdiği açıklamasında, Ermenistan ile ilişkilerde yeni bir sayfa açmak için artık zaman kaybedilmemesi gerektiğini, Ermenistan’ın Azerbaycan’la diyaloğa başlaması ve işgal ettiği topraklardan çekilmiş olması nedeniyle bölge barışının kalıcı bir şekilde tesisi amacıyla Ermenistan’la ticaretin kalıcı bir şekilde başlamasının bölge ihracatçılarının temennisi olduğunu belirtti.
Gürdoğan: “Azerbaycan ve Ermenistan’ın yaşadığı sorunlar dolayısıyla yaklaşık 30 yıldır sınır kapılarımız kapalı ve ticaretimiz askıya alınmış durumda. Ermenistan’ın işgal ettiği topraklardan geri çekilmeye başlaması ve Azerbaycan’la diyaloğa yönelik attığı adımlar nedeniyle artık bizim de ilişkileri yumuşatarak normalleşmeye başlamamız ve ticaretin önünü açmamız doğru bir adım olacaktır.
Bu nedenle, Ülkemizin, Kafkasya Bölgesinde kalıcı barış ve istikrara yapacak olduğu katkıyı göz önünde bulundurarak Ermenistan’la doğrudan ticaretin önündeki engelleri kaldırmaya yönelik çalışmalarını hem ülkemiz hem bölgemiz ihracatçıları adına değerli buluyor ve konuya ilişkin gelişmeleri ilgiyle takip ediyoruz.
Hep dile getirdiğimiz bir husus var; ticaretin dini, dili, ırkı olmaz. Zamanında politik kaygılarla alınmış ticari önlemler üçüncü ülkelere fayda sağlarken, bölge ihracatçılarımıza engel teşkil ediyor ve lojistik avantajımızın bu denli yüksek olduğu bir pazarda bulunmayışımız ihracatçılarımızın serzenişlerine neden oluyor. Türk ve Ermeni iş adamlarının doğrudan ticari ilişki tesis edebilmeleri sağlanırsa, her iki ülke de daha karlı bir şekilde ticari faaliyetlerini gerçekleştirebilecektir” diye konuştu.
Ayrıca; dünyanın ekonomisinin içinde bulunduğu ağır resesyon ve enflasyon baskısının en az hasarla atlatılması için ticaretin farklı alanlara yoğunlaşmasını ve yakın, komşu ülkelerle ticaretin artırılmasını önemli bulduklarını ifade eden Gürdoğan, “Mevcut yasakların kalkmasının hem turizm hem de gerçekleştirilecek doğrudan ticaret sayesinde her iki ülkenin refah artışına olumlu katkı sunacağının ve tüm Kafkasya ekonomilerinin bu durumdan olumlu etkileneceğinin altını çizmek istiyoruz. Dahası Ermenistan’la sınır kapılarımızın açılması bölge limanlarımıza işlev kazandıracak ve Sarp Sınır Kapısı’nın da yükünü hafifletecektir. Türk Müteahhitlerin Karabağ’ın yeniden yapılandırılması sürecinde oynayacağı aktif rol de göz ardı edilmemeli. Ayrıca Azerbaycan ve Ermenistan liderlerinin bir araya geldiği Moskova merkezli görüşmelerinde Türkiye’nin kapıyı açmasıyla bu görüşmelere dahil olabileceği gerçeğini gözardı etmememiz gerekir ki bu girişim diğer Türk Cumhuriyetleriyle olan ilişkilerimizi çok daha ileri seviyeye getirecektir. Bunun yanında, Doğu Karadeniz limanlarının bölgeye yakınlığı ve aynı zamanda Türkiye’nin lojistik gücü de düşünüldüğünde bu kapı, barışa ve Orta Asya pazarına açılan Sarp kapısındaki yığılmaya da alternatif bir yol olacak ve Türkiye ihracatı ile ihracatçıları için de yeni iş imkanları yaratacaktır.
Bu nedenle her iki ülkenin artık kabuk tutan yaraları kaşımaktan vazgeçerek, bu yaralar yerine diyalog ve ticaret köprüleri kurmasını temenni ediyoruz.” diye konuştu
Gürdoğan ayrıca; belli ülkelerin çıkarlarına göre hareket eden Ermeni Diasporasının yıllarca iki ülke arasında oluşturduğu gerginlik, asılsız iddialar ve tarihi saptırmalardan vazgeçerek kendi vatandaşlarının çıkarlarını gözetmesi, gerçekleri görmesi ve barış ortamına katkı sağlamasını umduklarını ifade ederek, dost ve kardeş ülkemiz Azerbaycan’la da mutabakat sağlanarak, Ermenistan kapısının açılması gerektiği, savaş yerine barışın önemini vurgulayarak, Türkiyenin de barıştan yana olduğunu göstermemiz gerektiğini ifade etmiştir.