Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişci, 2022 yılının mazot ve gübre desteğini 2023’ün Mart ayına bırakmayacaklarını, 6 ay öne çekeceklerini bildirdi.
Kirişci, Çukurova Kalkınma Ajansında düzenlenen “Tarım Sektörü Temsilcileri Toplantısı”nda, kadim bir şehir Adana’nın her şeyin en iyisini hak ettiğini söyledi.
İklim değişikliği, küresel ısınma gibi kavramlarla gıda ve buna bağlı olarak tarım sektörüne olan ilginin giderek arttığını aktaran Kirişci, pandemiyle bunun biraz daha yukarılara taşındığını, Rusya-Ukrayna savaşıyla da dünyanın bir numaralı gündemi haline geldiğini belirtti.
Dünyanın gündeminde olan üç kritik konu olduğunu vurgulayan Kirişci, bunlardan birinin tarım, diğerinin gıda ve üçüncüsünün de enerji olduğunu ifade etti.
Kirişci, 20 yıllık AK Parti iktidarları döneminde ülkede pek çok ilklere imza atıldığını dile getirerek, şöyle devam etti:
“Örneğin, bu ülkede bir tarım kanunu yoktu. Yani tarım ülkesi ama tarım kanunu yoktu. Şimdi tarım kanunu var. Diğer taraftan bu ülkede Atatürk hayattayken gündem olmuş ama bir türlü bu kadar aradan geçen hükümetlere rağmen, bunu hayata geçirmek mümkün olmamış ama bize nasip olmuş. Bu aziz millete, bu ülkeye hizmet noktasında. Nedir bu? Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM). Uygulamalarında eksiklik, aksaklık olabilir ama her şeyin mutlaka bir başlangıcının olması gerekir. Ülke genelinde halen yüzde 21’lik bir oran olsa da buradaki bu eksiklik ve aksaklıkların zaman içerisinde telafi edilmesiyle ben eminim ki çok daha yüksek düzeylere çıkacaktır. Yine bu ülkede, tohumculuk alanında özellikle sık sık dile getirilirdi, ‘falancanın veya falanca ülkeden getirilen ithal tohumdur’ diye. Tohumculukta onlara olan bağımlılığımız söylenirdi. 2002’de yüzde 31 olan bu bağımlılık oranımız, bugün yüzde 94, 95 mertebesinde artık bağımlılıktan neredeyse kurtulma noktasına gelmiş durumdayız. Dolayısıyla bu Islahçı Hakları Kanunu adını verdiğimiz kanunla işlerlik kazanmıştır.”
Kirişci, lisanslı depoculukla ilgili yapılan çalışmalarla ilgili de bilgi verdi.
Tarım koruma, arazi kullanım gibi 12 kanunun tarım mevzuatına kazandırıldığını aktaran Kirişci, tarım kanunu ve diğer kanunların dışında birkaç eksiklerinin olduğunu, özellikle su kanunun mutlaka çıkarılması gerektiğini anlattı.
TAHIL KORİDORU
Kirişci, 2023’te Cumhuriyetin 100 yılını geride bırakacağına dikkati çekerek şöyle konuştu:
“Yeni bir yüzyıla başlayacağız. Bu yüzyıla Sayın Cumhurbaşkanı’mız da konuşmalarında atıf yaptığı gibi ‘Türkiye yüzyılı’ adını veriyoruz. Türkiye yüzyılı demek, kendi kendimize böyle tanımlamamız yeterli midir? Elbette yeterli değil ama geldiğimiz nokta artık bunun bir Türkiye yüzyılı olduğu gerçeğini de ortaya koymaktadır. Örnekleri çok ama bir örnek vereceğim. O örnek tahıl koridoru örneği. İki ülkeye de ‘Ben birinizin yerinize tercih etmeyeceğim. Sizin ikiniz de bizim komşu ve dost ülkelerimizsiniz. Biz aranızda bir ihtilaf olsun istemiyoruz. Biz barıştan, biz arada komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesinden yanayız. Biz savaştan yana değiliz.’ diyerek Sayın Cumhurbaşkanı’mızın ortaya koymuş olduğu duruş bize tahıl koridoru gibi dünyayı rahatlatan bir gelişmeyi beraberinde getirmiştir. İyi ki de böyle bir duruş sergilenmiştir. Bugün gerek Rusya tarafının gerekse de Ukrayna tarafının çok rahatlıkla gelip ‘Şu konuda bize yardımcı olun’ diyebildiği tek ülke Türkiye. Türkiye, istese de istemese de tarihin kendisine yüklediği bu misyonun gereği olarak mutlak suretle global bir oyuncu olmak ve global bir oyuncu ülke olarak da bunun gereklerini yerine getirmek zorunda.”
“DESTEKLERİ SADELEŞTİRİYORUZ”
AK Parti hükümetleri döneminde sağlanmış pek çok güzellikler, iyilikler olduğunu dile getiren Kirişci, şu değerlendirmede bulundu:
“Hepimiz biliyoruz ki tarımsal destekler konusu karmaşık, 65 başlıktan oluşuyor, 130 tane alt başlıklar var. Bizim il, ilçe müdürlüklerimizdeki o üniversiteden mezun edip oralara istihdam olsunlar, teknik destek sağlasınlar diye yerleştirdiğimiz kardeşlerimiz maalesef evrak memurluğu yapıyor. Bizim bu manada bu üreticilerimize destek olmamız ve bu desteklemeleri de sadeleştirmemiz gerekiyor. Dolayısıyla desteklerin sadeleştirilmesi, çok çok önemli. Bizim şu anki yeni vizyonumuzda bu var. Peki başka? Bu desteklerin sadeleştirilmesi kadar desteklerin de dayandığı verilerin dijitalleştirilmesi, sayısallaştırılması bu da çok çok önemli. Buna ilişkin olarak da yine üreticilerimizin zaman kaybetmeden çok kendilerini yormadan rahatlıkla bu desteklerle olan ilişkileri konusundaki prosedürü de bizim yine sadeleştirmemiz gerekiyor.”
SÖZLEŞMELİ TARIM MEVZUATI
Tarımda sürdürülebilirliğin önemini anlatan Kirişci, “Arz tarafıyla talep tarafını birbirlerine yaklaştırmak ve birbirleriyle hemhal kılmak durumundayız. Bunun adı sözleşmeli üretim. Bu şeker pancarında başarılı bir şekilde yıllardan beri uygulanıyor. Biz bu şeker pancarının ötesine geçerek bu konuda bizim daha tarafların hukukunu gözeten, ben özellikle Adana’da karpuz üreticisinin yaşadıklarını bilen birisiyim. Buradaki tecrübelerimizi de dikkate alarak bilhassa üreticilerimizin ama genelde iki tarafın da hukukunu gözeten bir çalışmayı inşallah bu sözleşmeli tarım mevzuatıyla Meclis’imizin açılışıyla Meclis’imize ilgili milletvekillerimiz tarafından sunulmuş olacak. Bunu da kendi çiftçilerimize kazandırmış olacağız.” ifadelerini kullandı.
Kirişci, 6 Eylül 2022’de Et ve Süt Kurumu ile besilik hayvan yetiştiricileri arasında bir sözleşmeli modeli başlattıklarını hatırlattı.
Bunun uygulamasının kısa zamanda bütün üreticilerle paylaşılacağını aktaran Kirişci, “Buradaki önemli olan konu şu, üretici ne üretileceğini bilecek, bu üretimle ilgili üretmiş olduğu üründen ne elde edeceğini bilecek. Burada bir başlangıç fiyatı olsa da devam eden süreç içerisinde değiştirilebilen ama üretici lehine üreticinin herhangi bir şekilde zarara ziyanına yol açmadan bir ücretlendirme, ücret politikası izlenecek. 5 yıl süreyle de bu politikanın gereği olarak bu üreticimiz üretiyor olacak. Bunu Et ve Süt Kurumu sözleşmeli besicilik adı altında bir faaliyet olarak şu anda mevzuatı hazır, yayınlandı ve inşallah uygulaması da kısa sürede başlanmış olacak.” diye konuştu.
MAZOT VE GÜBRE DESTEĞİ ÖNE ÇEKİLDİ
Tarım kenti Adana’dan müjde vermek istediğini belirten Bakan Vahit Kirişci, şunları söyledi:
“Bizim üreticilerimizin 2022 mazot ve gübre destekleri var. Biz, normal şartlarda bu destekleri, bizim dönemimizde olabildiğince hızlandırdık, yılın ilk 3 ayında tamamına yakınını öder hale geldik. Biz, 2022 yılının mazot ve gübre desteğini 2023’ün Mart’ına bırakmayacağız, 6 ay öne çekeceğiz. Çiftçimizin tarlaya, kendi arazisine girişinde ihtiyacı olan mazot ve gübre desteğini kullanması için ona vereceğimiz Ziraat Bankası kartına doğrudan yükleyeceğiz. Ayni olarak yükleyeceğiz, nakdi olarak kullanımına izin vermeyeceğiz. Birincisi, buraya yüklemiş olduğumuz mazot ve gübre desteklerini 6 ay önce almış olacağız, ikincisi bunları ayni olarak oraya yüklemiş olacağız, üçüncüsü de vatandaşımız o kartı kullanarak gidecek mazot ve gübreyle ilgili alışverişini yapacak. İnşallah bu da kısa sürede uygulanacak. Bunlarla ilgili çalışmalar tamamlanıyor.”
Ziraat Bankası aracılığıyla üreticilere verilen kredinin limitinin de arttırılacağını bildiren Bakan Kirişci, “Bir diğer uygulamamız da 100 bin lira olan Ziraat Bankasının kullandırdığı kredinin 200 bin liraya çıkarılmasını sağlayacağız. Bu 200 bin liralık limitin 100 bin liralık kısmını yine karta yükleyeceğiz ve yine ayni olarak kullanılmasını sağlayacağız. Nerede? Sadece mazot ve gübrede.” ifadelerini kullandı.
EKİLMEYEN TARIM ARAZİLERİ
Bakan Kirişci, ekilmeyen alanların üretime geçirilmesini teşvik ettiklerinin altını çizerek bu konudaki çalışmaların yeni uygulamalarla süreceğini belirtti.
“Mülkiyet hakkı ile kullanım hakkını birbirinden ayıran, mülk sahibini mağdur etmeden, kendi arazisine el koymadan ama buranın kullanımıyla ilgili hususu bir düzenleme çerçevesinde zapturapt altına alıyoruz.” diyen Vahit Kirişci, “Bir şekilde, gerek veraset anlaşmazlığı nedeniyle gerekse de kırsaldan kente göç etmiş ama geriye dönüp tarlasıyla, bağıyla, bahçesiyle ilgilenmeyen vatandaşlarımıza, bu alanlarda eğer 1 yıldan fazla üretim faaliyetleriniz olmazsa biz bu alanları oradaki rayiç bedel üzerinden kiralayacağız. Bu kiralama neticesinde oluşan arazi portföyünü oradaki üreticilerle paylaşacağız. Onlar da buralarda üretimlerini yapacak, biz de döneceğiz mülk sahibinin hesabına kira bedelini yatırmış olacağız. Böylelikle gerek veraset gerek kırsaldan kente göç yoluyla şu anda ekilemeyen bütün alanları o bir yıldan sonraki süreçte mutlak suretle değerlendirilen alanlar haline getirmiş olacağız.” değerlendirmesini yaptı.
Kirişci, stratejik tarım ürünlerinin yetiştirilmesinin önemini anlatarak, “Buğdayda kendimize yeterliliğimiz hamdolsun bu yıl yüzde 102’ler düzeyinde. Arpa, çavdar, yulaf, tritikale gibi ürünlerle ilgili de… Özellikle ayçiçeği konusunda bu yıl üretimimiz, geçen yıla göre hem iklimsel etkilerden hem de vatandaşımızın ilgisinden dolayı bir miktar daha yüksek olacak inşallah.” dedi.
AYÇİÇEĞİNDE GÜMRÜK VERGİSİ ORANININ ARTIRILMASI
Ham ayçiçeği yağı ithalatında uygulanan gümrük vergisi oranının yüzde 10’a yükseltildiğini anımsatan Kirişci, şöyle devam etti:
“Hamdolsun, buğday, arpa, mısırla ilgili açıklamış olduğumuz fiyatlar bölgedeki ve ülkedeki bütün üreticilerimizin memnuniyetine muhatap olmuştu. Yine bu bölge için de önemli olan ayçiçeği konusunda dün gece itibarıyla fiyatlardaki gerilemeyi dikkate alarak biz, burada yüzde 10’luk bir özellikle ham yağına, çekirdeğin kendisine değil ithalatta yüzde 10’luk bir gümrük vergisi getirdik. Bu gümrük vergisiyle içerideki üreticilerimizin de mağdur edilmemesi ve ayçiçeğini değerinde pazara sunmalarına da imkan sağlamış olduk. İnşallah bunun olumlu neticelerini kısa sürede de görmüş olacağız.”
Kirişci, tarımın, dış ticaret açığı verilmeyen önemli sektörlerden olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tarım sektöründe 6,5-7 milyar dolarlık fazlamız var. İhracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 128. En son verilere göre söylüyorum, bizim ihracatımız, dolayısıyla da ihraç ettiğimiz ülkeleri doyuran bir üreticimiz var. Bu ülkeye ‘üretmiyor’ demek abesle iştigaldir ve hadsizliktir. Bu üreticinin, alın teri döken insanlarımızın emeklerine saygısızlıktır. Bunu bir meslek insanı, vatandaş, Tarım ve Orman Bakanı olarak asla kabul etmiyorum. Bu ülkenin üreticisi, pandemide kendi emsalleri evlerinden çıkmazken ‘Hayır ben tarlaya, bağa, bahçeye gideceğim, ahırda, kümeste kendi faaliyetlerimi sürdüreceğim’ demiştir, adeta Kovid-19’a meydan okumuştur ama üretim faaliyetlerini sürdürmüştür. Dolayısıyla üretmeye devam eden bu üreticiye bizim hiçbir şekilde haksızlık yapmamamız gerekir.”
Üretim planlaması yapılacağını vurgulayan Bakan Kirişci, planlamada toprak kabiliyeti, iklim değerleri, pazar şartları ve sanayi altyapısı gibi çok sayıda etkenin dikkate alınacağını aktardı.
Planlamanın “mobil” uyumlu olacağını dile getiren Kirişci, mobil uygulamada alana ne ekebileceğini ya da ekmeyeceğini üreticinin göreceğine dikkati çekti.
Kirişci, üretici için geliştirilen Gelir Koruma Sigortası’nın Konya’da uygulanmaya başlandığını anımsatarak, bunu destekleyeceklerini vurguladı.
“ŞU ÜRÜNÜN RAFLARDA EKSİKLİĞİ VAR’ DEDİĞİMİZ BİR ŞEY YOK”
Dünyada, doğal gaz, mazot ve gübre gibi girdilerde artış olduğunu söyleyen Bakan Kirişci, şunları kaydetti:
“Dünyanın belki de halen en ucuz doğal gazını alıyoruz, akaryakıtla ilgili genel olarak dünya fiyatlarıyla paralel gidiyor. Rusya ve diğer ülkelerle olan ilişkilerimizden dolayı da şanslı olan ülkelerden birisiyiz. Antalya’daki turizmciler, kişi başı 580 avro veren Almanya’nın kendi ülkesinin dışına göndermek istediği Almanları, Hollandalıları, Belçikalıları, Fransızları bekliyorlar. Bu ülkede insanlarımızın böyle bir kaygısı, endişesi var mı? Hamdolsun yok. Tıpkı pandemide olmadığı gibi. Şu anda da hiçbir şeyin eksikliği yok. Bize, geldiğimiz günlerde ayçiçeğiyle ilgili ufak bir manipülasyon yapmaya kalktılar. Onlar da gerekli cevabı aldılar. Şu anda, ‘şu ürünün raflarda eksikliği var’ dediğimiz herhangi bir şey yok.”
ECRİMİSİLLE ÜRETİME DÜZENLEME GETİRİLECEK
Kirişci, ecrimisil yöntemiyle üretim yapanların da desteklerden yararlanmasını hedeflediklerini belirterek, “Ecrimisil ile üretim yapan kardeşlerimiz var. Bunlar, Çiftçi Kayıt Sistemi’ne giremedikleri için desteklemelerden yararlanamıyorlar. Biz, Meclisin açılışıyla, bir değişiklikle inşallah ‘bakanlığımızın herhangi bir kaydı dikkate alınarak’ diyerek düzenlemiş olacağız. Bu da bence üreticilerimiz adına önemli bir kazanım olacak.” dedi.
Türkiye’nin su ürünleri ihracatına da değinen Kirişci, “Su ürünleri denilince eskiden gülüp geçilirdi. Bugün 1,4 milyar dolarlık 2021 yılı ihracatı, 200 milyon dolarlık ithalatı, net olarak da 1,2 milyar dolarlık fazlası olan bir sektör. 2022 için hedefimiz 1,5 milyar dolar, 2023 için ise 2 milyar dolarlık bir hedefi öngörüyoruz. Bu müthiş bir hedef. Düne bakarak bugünkü geldiğimiz nokta çok önemli.” diye konuştu.