Emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) sorunu 1999 yılında çıkartılan 4447 sayılı yasayla başladı. Türkiye’yi işsizlik sigortası fonu ile tanıştıran kanun ile emeklilik yaşı kademeli olarak artırıldı. Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) iptal kararıyla kademeli geçiş süreci 2002 yılında çıkartılan ikinci yasayla çalışanların lehine biraz daha iyileştirildi. Emeklilik yaşının uzatılmasından etkilenenlerin sayısının ilk yıllarda az olması, 2000 – 2001 yıllarında yaşanan ekonomik kriz süreci dolayısıyla ilk başta yasaya tepkiler cılız kaldı. Emeklilik yaşı yaklaşan ancak emekli olamayanların sayısının artmasıyla tepkiler de giderek çoğaldı
“EYT sorunu 1999’da Bülent Ecevit Başbakanlığındaki DSP, ANAP ve MHP koalisyon hükümeti tarafından kabul edilen ve emeklilik yaşını yükselten 4447 sayılı kanun ile yaratıldı.Dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan ise Yaşar Okuyan dı. 8 Eylül 1999 gününe kadar işçiler emeklilik için iki şartı yerine getirmesi gerekiyordu: Kadınlar için 20, erkekler için 25 yıl sigortalılık süresi ve 5000 günlük prim ödeme gün sayısı.
“Yapılan değişiklikle emeklilik yaşı kadınlarda 58, erkeklerde 60’a, prim gün sayısı ise 7000 güne yükseltildi. 8 Eylül 1999 gününden önce işe girenler için kadınlarda 40 ile 58 erkeklerde ise 44 ile 60 yaş arasında değişen kademeli geçiş süresi getirildi.”
23 yıldır bitmeyen çile
Emeklilikte yaşa takılanların ana talebi, 1999’da yapılan bu değişikliğin geçmişe dönük uygulanmasına son verilmesi. Yani 1999’dan önce çalışmaya başlayanların prim gün sayılarını doldurduğunda emekli olabilmeleri.
4447 sayılı yasa yada bilinene adıyla EYT yasasının çıkarılışının 23. Yılı sebebiylede Emeklilikte Yaşa Takılanlar Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Gönül BORAN ÖZÜPAK sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “Bugün 8 Eylül 2022 4447 nolu yasanın aleyhte geriye işletilmesi ile haklarımızın gasp edildiği KARA GÜN.. 23 yıldır verdiğimiz mücadeleyi, yaşadığımız sıkıntıları bir tek biz biliriz. Yaşadıklarımızı anlatacağız bugün yine yeniden” “Yıllarca Mücadele Ettik. Tükenmeyen Sabrımızla, Bitmeyen Umudumuzla. Görülmedik Duyulmadık Derken Artık “Çözeceğiz” Denildi. Ancak, Dünyada Hiç Bir Örneği Olmayan Böyle Bir Mağduriyette Formül Üretilmesin. Tastamam 99 Öncesi Hakkımız NEYSE O..” dedi