İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, sosyal medya ve internet haberciliğine ilişkin düzenlemeler içeren kanun teklifiyle ilgili, “Kanunla ülkemizde yaşanan sorunları dile getirenleri, ekonominin kötü gidişatına dikkat çekenleri, milletimizin gerçeklerini konuşanları, sığınmacıdan seçmen devşirme projesine karşı duranları susturmak istiyorlar.” dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, partisinin TBMM Grup Toplantısı’ndaki konuşmasında, kadın ve çocuklara yönelik açıkladıkları Rüzgargülü Projesi’nin pilot uygulamasını Antalya’nın Demre ilçe belediyesinde başlattıklarını söyledi.
Belediyenin projeyle ilgili çalışmasını içeren videoyu partililere izlettiren Akşener, iktidara geldiklerinde bu projeyi tüm Türkiye genelinde uygulayacaklarını belirtti.
İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Saraydan çıkamayan, çarşıyı, pazarı, marketi artık tamamen unutan, vatandaşla iki kelam bile edemeyen Sayın Erdoğan dedi ki; ‘Birileri aç kaldık diyor. Ya vicdansızlık yapma, ne aç kalması. Aç kalan falan yok’. En son geçinemeyen insanlarımıza ‘şükürsüz’ demişti. Şimdi de vicdansız olunmuş. Gerçekten ibretlik. Allah aşkına, biz başka bir ülkede mi yaşıyoruz? Semt pazarlarında ucuza sebze, meyve alabilmek için akşamı bekleyen, halk ekmek büfelerinin önünde ekmek kuyruklarına giren, çöpten yiyecek toplayan insanlarımız başka bir ülkede mi yaşıyorlar? Nasıl tok, açın halinden anlamıyorsa belli ki sarayda oturan da milletin halinden anlamıyor. Milletiyle bağını tamamen koparmış bu arkadaşımız artık ülkesinde yaşananları bile bilmiyor. Sayın Erdoğan, ayıptır, günahtır.”
Akşener, TÜİK’in verilerine göre bile, nisanda gıda fiyatlarının bir önceki yıla göre yüzde 89 arttığını, OECD’nin gıda enflasyonundaki sıralamasına göre enflasyonda Türkiye’nin birinci sırada olduğunu aktardı.
Türkiye’yi, yüzde 62 ile iflası çekmiş Arjantin ve yüzde 26 ile Kolombiya’nın takip ettiğini belirten Akşener, Türkiye’nin; krizleriyle, enflasyonlarıyla ve ekonomi yönetimindeki istikrarsızlıklarıyla meşhur Güney Amerika ekonomilerinin bile gerisinde olduğunu savundu.
Her fırsatta batmayı adeta marifet sayan Yunanistan’da bile gıda enflasyonunun yaklaşık yüzde 10 olduğunu dile getiren Akşener, şunları kaydetti:
“Matematik, aynı tarih ve ekonomi gibi senin pek kuvvetli olduğun bir alan değil. O nedenle bu sayıları daha rahat anlaman için başka şekilde anlatayım. Geçen sene nisanda bin liraya aldığımız gıda ürünlerini bu yıl nisanda alabilmemiz için bin 890 lira gerekiyor. Enflasyon canavarına esir düşen Almanya’da ise bin avro olan alışveriş bin 80 avroya çıkmış. ‘Aç kaldık’ diyene vicdansız diyorsun ya TÜRK-İŞ’e göre 4 kişilik bir hanenin sağlıklı beslenmesi için yapması gereken gıda harcaması, geçen seneye göre yüzde 108 artmış. Geçen sene 2 bin 897 lira olan açlık sınırı bu sene 6 bin 18 lira olmuş. Övünmeye doyamadığın asgari ücret artışı ne kadar? Bin 427 lira. Yani açlık sınırındaki artışın yarısı bile değil. Şimdi söyle bakalım bu durumda kim vicdansızmış Sayın Erdoğan?”
Meral Akşener, hayat pahalılığı, barınma, adalet, yolsuzluk ve sığınmacı gibi sorunların devam ettiğini, çözüm bekleyen onlarca farklı konunun olduğunu, ancak bunların, iktidarın gündemine giremediğini ileri sürdü.
TBMM Başkanlığına sunulan basın, sosyal medya ve internet haberciliğine ilişkin düzenlemeler içeren Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ne işaret eden Akşener, “Çözüm bekleyen onlarca sorunumuz varken hiç utanmadan, zerre sıkılmadan, Meclis’e sosyal medya kanun teklifi getirdiler. Beğenmedikleri her şeyi suç haline getirmeye, yasaklamaya ve ortadan kaldırmaya bayılan AK Parti iktidarı, şimdi de sosyal medyanın ölüm fermanı sayılabilecek yeni bir kanun teklifiyle karşımıza çıktılar. Televizyonlara sipariş yayın yaptırdıkları, gazetelere sipariş manşet attırdıkları gibi, internet sitelerine de sipariş haber yaptırmak istiyorlar.” değerlendirmesinde bulundu.
Akşener, teklife göre, endişe, korku veya panik yaratacak haber yapanların 1 yıldan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılacağını vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Memlekette, endişeyi, korkuyu ve paniği, sizce en çok kim tetikliyor? Mesela, ‘Camide içki içtiler’ diye yalan söyleyip, milleti kışkırtan, Kabataş yalancılarını besleyip büyüten, onlara kol kanat geren kimdi? Sayın Erdoğan, eğer yalan haber yasaksa önce sabahtan akşama iftira atan, yalan söyleyen, yandaş kanallarını kapatacaksın. Bakıp beslediğin trol çiftliklerini dağıtacaksın. Eğer yalan haber yasaksa enflasyon tahminlerinin tamamı yanlış çıkan emir erin Merkez Bankası Başkanı’nı görevden alacaksın. Açıkladığı yalan yanlış enflasyon rakamlarıyla milleti kandıran TÜİK Başkanı’nı hemen kapının önüne koyacaksın. Emeklilere ve asgari ücretlilere 1 Mayıs’ı işaret ederek zam umudu dağıtan Çalışma Bakanı’nın affını isteyeceksin.
Bu kanunla ülkemizde yaşanan sorunları dile getirenleri, ekonominin kötü gidişatına dikkat çekenleri, milletimizin gerçeklerini konuşanları, sığınmacıdan seçmen devşirme projesine karşı duranları susturmak istiyorlar. Milletin haber alma özgürlüğü yerine, yandaşlarının yolsuzluk yapma özgürlüğünü korumak istiyorlar.”
Sandığın gelmesine çok az kaldığını öne süren Akşener, “Hadi bakalım hodri meydan. El mi yaman bey mi yaman? Sen mi yaman millet mi? Senin iraden mi milletin iradesi mi yaman? Hep beraber sandıkta göreceğiz.” dedi.
Kocaeli ziyaretinde vatandaşların kendisine aktardığı sorunları anlatan Akşener, esnafın siftahsız dükkan kapattığını iddia etti.
Şimdi de bir uzay macerasının çıktığını dile getiren Akşener, “Siz hiç yorulmayın. Uzaya giden gitti zaten. Mesela, döviz kuru uzaya çıktı. Enflasyon, gıda fiyatları uzaya çıktı, hatta Mars’ı geçti, Jüpiter’e varmak üzere. Siz onların peşinden astronot göndereceğinize seçim tarihini açıklayın da millet sizi uzaya mı gönderiyor, evinize mi gönderiyor, nereye gönderiyor tüm gerçekliğiyle bir görün. Türkiye elbette uzaya gidecektir. Ama bugün milletimizin, Türkiye’nin ihtiyacı seçimdir.” düşüncesini paylaştı.
Meral Akşener, Cumhuriyet’in yönetim anlayışında bir çocuğun, köyde okusa bile doktor, öğretmen, mühendis olma hayali kurabildiğini, bu hayali gerçekleştirmek için fırsatının olduğunu, ancak şimdi bu durumun ortadan kalktığını öne sürdü.
“Parlamenter sistemin eksikleri, hataları, engelleri yok muydu? Elbette vardı” diyen Akşener, “Ama çözüm 150 yıllık bir birikimi hiçe saymak, çöpe atmak değildi. Çözüm; parlamenter sistemi günümüz şartlarına göre ıslah etmekti. 21. yüzyılın yönetim anlayışlarına ayak uydurarak güncellemekti. Darbelerin, vesayetlerin, muhtıraların olmadığı bir parlamenter sistem inşa etmekti. Ancak onlar kurumsal hafızamızı yok etmeyi, Cumhuriyet değerlerimizi hiçe saymayı, devlet geleneğimizi yıpratmayı seçtiler.” görüşünü savundu.
Akşener, geçen pazar günü, 6 siyasi parti genel başkanı olarak buluştuklarını, güçlendirilmiş parlamenter sistemi hayata geçirmek için ilkeleri konuşup, karara bağladıklarını ve ülke gündemindeki gelişmeleri değerlendirdiklerini dile getirerek, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Güçlendirilmiş parlamenter sistem ‘ben yönetirim’ yerine ‘biz yöneteceğiz’ diyen, ‘ben bilirim’ yerine ‘makulde buluşacağız’ diyen, ‘ben başaracağım’ yerine ‘el ele başaracağız’ diyen, ‘ben kazanacağım’ yerine ‘milletimiz kazanacak’ diyen bir sistemdir. Güçlendirilmiş parlamenter sistem, Cumhuriyet değerlerimizin üzerine inşa edilen, demokrasiyi içselleştiren, hukukun üstün, yargının adil, Meclis’in de hem etkili hem de yetkili olduğu bir sistemdir.”