Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişci, Türkiye’nin doğu ile batı, güney ve kuzey arasında tam bir köprü görevi gören Allah’ın bahşettiği bir coğrafi üstünlüğe sahip olduğunu belirtti “3 buçuk saatte uçakla uçtuğunuzda 55 ülkeye erişebiliyorsunuz ve bu ülkelerdeki nüfusun da dinamizmi dikkate aldığımızda önemli bir coğrafik üstünlüğümüzün olduğunu görüyoruz. Şimdi böyle bir coğrafik üstünlüğe sahip bir ülkenin uzunca bir süre sadece bunun edebiyatını yapıyor olması açıkçası hepimizi üzmüştür. Ancak özellikle şu son 20 yılda üstünlüğün kullanılması ihracat rakamlarımıza da yansıdı. Dünya siyasetindeki yerimize de yansıdı ve bu üstünlüğümüzü tabii ki önce ticaretimize, sonra siyasetimize, uluslararası ilişkilerimize mutlaka yansıtmamız gerekiyor. Bunların hepsi şu anda büyük bir gayretle büyük bir çabayla gerçekleştiriliyor” açıklamasını yaptı.
Tarım ve Orman Bakanlığı olarak güçlü bir bakanlık olduklarının altını çizen Bakan Kirişci “150 bine yaklaşan çalışanımızla Türkiye’nin en güçlü olan bakanlıklar sıralamasında 5’inci sıradayız. Böylesine güçlü bir bakanlığın çalışanı olmak hepimiz için bir onurdur. Pandemi döneminde bunu göstermiştir. Dolayısıyla böyle bir bakanlığın mensubu olmak tabii ki bizim için büyük bir mutluluk. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu görevi bize tevdi etmesiyle beraber hepimizin bu konudaki sorumluluğu bir kat daha artmıştır.
Tarımın vazgeçilmez ve stratejik bir sektör olduğunun altını çizen Kirişci “Tarımın temel misyonu bulunurluğu sağlamaktır. Ancak bu bulunurluk kendi üretimimizle olmalıdır. Bulunurluğu bedelini ödeyerek dışardan ithal yoluyla da gerçekleştirebilirsiniz. Ama bunun sürdürülebilir bir şey olmadığını, son yaşadıklarımız bir kez daha bize gösterdi” dedi
Tarımın son derece önemli bir sektör olduğunu ifade eden Kirişci, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir zamanlar tarım sektörünü başka sektörlerle ikame etmenin mümkün olduğunu düşünenler, sonradan gerçekten çok yanıldıklarını fark ettiler. Gördük ki teknoloji bizi doyurmuyor. Gördük ki birtakım yapay oluşumlar bizleri doyurmuyor. Aslolan bizim gıdamızdır ve bu gıdayı üreten tarım sektörüdür. Gıda güvenliğinin milli güvenlikten hiçbir farkı yoktur. Bu milli güvenlik eş değeri olan gıda güvenliği konusunda da Türk çiftçilerine şükranlarımızı sunuyoruz. Tarlada, bağda, bahçede bu üretimi gerçekleştiren, ahırda, kümeste, ağılda hayvansal üretimini yürüten bütün üretici kardeşlerimize şükranlarımızı sunuyoruz. İyi ki onlar var. Onların alın teri ve devamında da akıl teriyle bu güzel ürünler sadece 85 milyon ülkemiz insanlarına değil, aynı zamanda bu ülkede bulunan mültecilerimize, 50 milyonu aşkın bu ülkede tatilini geçirmek üzere bulunan turistlerimize, fazlası olduğunda yurt dışına ihraç ettiğimizde o ülkelerdeki ilgililerine ulaştırılıyor.”
“ÜRETİCİLERİMİZİN ALIN TERİNİ VE AKIL TERİNİ DAHA GÜZEL DEĞERLENDİRELİM”
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, üreticiler için sıkı adımlar atacaklarını anlatarak, şunları kaydetti:
“Üreticilerimizin bu yeni üretim sezonunda tarlaları, bağları, bahçeleri, ahırları, kümesleri ve ağıllarıyla daha sıkı ilişki içerisinde olmalarını ve oraları daha çok sahiplenmelerini sağlayacak adımlar atacağız. Rusya-Ukrayna çatışmasını iki komşu ülke arasında bir savaş olarak göremiyoruz. Bu tamamıyla globali etkileyen bir boyuta evrilmiştir. Bu da gıdanın, gıda güvenliğinin ve bunu sağlayan tarım sektörünün vazgeçilmezliğini, stratejikliğini ve bunun hiçbir sektörle ikame edilemeyecek bir sektör olduğunu bize bir kez daha göstermiştir. Tabii ki dünyamız rahatlasın, durulsun, herkes mutlu olsun ama biz de kendi üreticilerimizin alın terini ve akıl terini daha güzel değerlendirelim.”
“Stratejik ürün tanımını hepimizin hatırlaması lazım. Bunlar, un, yağ ve şeker. Bunların elde edildiği ve bunlara ana madde olan hububat, yağlı tohumlar ve şeker pancarı. Bunlar bizim için çok vazgeçilmez ve hayati ürünlerdir. Kaldı ki bu ürünler aynı zamanda yem sektörü için de önemli. Biz, yemi bu hayvanlarımıza yedirerek onların etlerinden, sütlerinden ve yumurtalarından da istifade ediyoruz. Dolayısıyla bu ürünlere ağırlık vereceğiz, öne çıkaracağız. Diğer ürünlerimizi ihmal etmeyeceğiz, onları da destekleyeceğiz. Tarım, öncelik itibarıyla bir başka ülkenin insanlarını doyurmak için yapılan faaliyet değildir. Önce kendi insanımızı doyuracağız. Kendi insanımızın beslenme, barınma, giyinme ihtiyaçlarını karşılayacağız.”
Kirişci, iç piyasanın ihtiyaçlarının öncelikli olması gerektiğini dile getirerek, “Düşünün bizim tekstil sektörümüz var, konfeksiyon ihracatımızda önemli bir yer tutuyor ama biz ham maddelerini ithal ediyoruz veya birtakım yağlı tohumlarda açığımız var.” diye konuştu. Hububatta aslında açık olmadığını, çünkü Dâhilde İşleme Rejimi kapsamında ithalat yapıldığını ifade eden Kirişci, “Bunlara da tekrar katma değer kazandırarak ihraç ediyoruz ama özellikle ve özellikle iç piyasanın, kendi insanımızın ihtiyaçları bizim önceliğimiz olmalı.” değerlendirmesinde bulundu.