Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Hak ve özgürlükleriyle, güvenliğiyle, huzuruyla, zenginliğiyle, refahıyla büyük ve güçlü Türkiye güneşinin doğuşu Allah’ın izni ile çok yakındır” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına Kovid-19 tedavisi sırasında dualarını esirgemeyen vatandaşlara ve AK Parti teşkilatının her bir ferdine şükranlarını sunarak başladı.
AK Parti teşkilatının her zaman olduğu gibi bu süreçte de ahde vefasını, kadirşinaslığını, şahsında ülke ve milletlerine olan bağlılığını ortaya koyduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu birlik, beraberlik, kardeşliklerini, gayret, sevgi ve coşkularını 2023 seçimlerine kadar her gün artırarak sürdüreceklerini söyledi.
“TARİHÎ BİR ATILIMIN, EN ÜST LİGE ÇIKMA HAMLESİNİN İÇİNDEYİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Unutulmamalıdır ki 2023, AK Parti veya bizim şahsımızdan ziyade ülkemiz ve milletimiz için bir dönüm noktası olacaktır. Türkiye, bu seçimle demokrasisi ve kalkınmasıyla eskinin köhne devirlerine dönüşle aydınlık geleceğine yürüyüş arasında kritik bir tercih yapacaktır. Milletimiz bugüne kadar girdiğimiz hiçbir mücadelede hamdolsun bizi yalnız bırakmadı” diye konuştu.
Bugün ülke olarak dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri hâline gelmesini sağlayacak tarihi bir atılımın, radikal bir dönüşümün, en üst lige çıkma hamlesinin içinde olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Allah’ın izniyle her mücadelemiz gibi bunu da başaracağız. Elbette bu durumun farkında olan sadece biz değiliz, milletimizi iki asırdır demokraside ve kalkınmada geri bırakmak için her yola başvuranlar da bu hakikati görüyor, Türkiye’nin önünü kesmek için hem kendi siyasi ve ekonomik güçlerini sonuna kadar kullanıyorlar hem de içerideki araçlarını seferber ediyorlar. Bizimle birlikte bunlar içinde 2023 bir kader seçimidir. Sizlerden bu açık ve gerçek fotoğrafı, önce kendi arkadaşlarımızla onlar vasıtasıyla da tüm milletimizle paylaşmanızı istiyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her büyük dönüşüm gibi bu süreçte de sancılar çekip bedeller ödediklerine dikkati çekerek milletin 2018’den beri devam eden ekonomik dalgalanmalar, özellikle de hayat pahalılığı sebebiyle sıkıntılar yaşadığını bildiklerini dile getirdi. Ülkenin ve devletin tüm kaynaklarını seferber edip, çalışanlar başta olmak üzere her kesimin gelirlerini artırarak insanların yanında olduklarını göstermeye çalıştıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünkü Cumhurbaşkanlığı Kabine toplantısı sonrasında yaptıkları millete sesleniş ile bu yönde aldıkları yeni kararları kamuoyuyla paylaştıklarını anımsattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarım desteklerinden enerjiye, KDV indirimlerinden gençlere yönelik adımlara kadar her alanda toplumun tüm kesimlerini rahatlatacak birçok müjdeler açıkladıklarını hatırlatarak özellikle son dönemde gündeme gelen elektrik tarifeleri konusunda ilgili kurumlara, vatandaşlar lehine yeniden bir değerlendirme yapılması talimatını verdiklerini anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu vesileyle tüm AK Partili belediyelere bir kısmını geçen günlerde başlattığı bir uygulamayı süratle yaygınlaştırmaları çağrısında bulunarak, “Su tarifelerinde birinci derecede belediye başkanlarına sesleniyorum, biz ne ana muhalefetiz, ne şuyuz, ne buyuz, biz AK Parti’yiz. En az KDV indirimi kadar, şartları uygun olanlar bunun da üzerinde bir oranda indirim yaparak enflasyonla mücadelemize katkıda bulunmalıdır” diye konuştu.
SUDA YÜZDE 7 KDV İNDİRİMİ
Birçok AK Partili belediyenin suda yüzde 7 indirim yapacaklarını açıkladığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, buna karşın İstanbul Büyükşehir Belediyesinin zam talebiyle Belediye Meclisine geldiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Meclis’te tabii ağırlık bizde olduğu için arkadaşlarımız bunların bu zam talebine ‘evet’ demediler. Biz vatandaşımızın bu noktada huzurunu istiyoruz. Çünkü bunlar seçim öncesi ne diyorlardı, ‘Suya biz indirim getireceğiz.’, ‘Ekmeğe indirim getireceğiz.’ Tabii çıktı ağaları da Şanlıurfa’da, ‘Şanlıurfa’yı bize ve biz de bundan böyle elektriği size bedava verelim.’ Bir defa elektriğin kimde olduğundan haberi yok. Elektrik kimde? Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığında. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı nerede AK Parti iktidarında. Dolayısıyla burada şu an itibarıyla bizler elektrikte enerji ile ilgili tüm adımları en ideal şekilde atıyor ve vatandaşımıza zulmetmeyen bir süreci çalıştırıyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu anda suyun belediyelerin elinde olduğunu ifade ederek “Sen seçim öncesi, seçim döneminde söz verdiğin ve koltuğa oturunca unutanlardan oldun. Ve şu an itibarıyla de geldin yüzde 125’in üzerinde bir zam talebiyle İstanbul’da işi Meclis’e getirdin ve Meclis’te de arkadaşlarımız bunların bu talebine ‘Evet’ demediler. Şimdi ben buradan diyorum ki Türkiye, AK Partili belediyelerin olduğu yerlerde bizler en az yüzde 7 indirim yapmak suretiyle vatandaşlarımızı su parasında aydınlatacağız. Bizimki lafta kalmaz bizim ki uygulamada ve bu adımı da hemen süratle nasıl Kocaeli, Sakarya belediyelerimiz bu adımı attıysa şu anda bugünden itibaren süratle hemen tüm belediyelerimiz irili ufaklı inşallah bu adımı atmak suretiyle ana muhalefete, yavrularına, hepsine buradan sinyali veriyoruz” diye konuştu.
“FIRSATÇILIK VE AÇGÖZLÜLÜK YAPARAK HALKIMIZI MAĞDUR EDENLERE YAPTIKLARININ HESABINI SORACAĞIZ”
Seçim dönemi dışında bugün bu açıklamayı yaptıklarına, süratle de belediyelerin meclislerinden geçirmek suretiyle vatandaşları rahatlatacaklarına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Kurdaki dalgalanmaların önüne geçtiğimiz, istihdamı, üretimi ve ihracatı artırarak, büyümeyi sürdürdüğümüz gibi hayat pahalılığının belini de biz kıracağız. Ve tekrar ediyorum, marketler, çarşı pazar, eğer vatandaşlarımızı bu hububatta, meyve sebzede, şurada burada hâl$a zulmetmeye devam ediyorsanız, tüm dolaşan teftiş ekiplerimizle denetim ekiplerimizle sizlerin sırtına bineceğiz. Onun için belediyelerimiz çarşıyı, pazarı marketleri çok sıkı denetime alacaklar. Bu çerçevede küresel dengesizliklerden kaynaklanan sorunlara çözüm ararken fırsatçılık ve aç gözlülük yaparak halkımızı mağdur edenleri affetmeyecek, hepsinden yaptıklarının hesabını soracağız. Tabii her şey sırasıyla olacak, her şey vakti saati geldiğinde yapılacak. Bugüne kadar nice mücadeleleri beraberce zafere ulaştırdığımız milletimiz, müsterih olsun. 20 yıl biz milletimize zulmetmedik. Nasıl milletimizi huzurlu kıldıysak, bundan sonrada huzurlu kılacağız. Hak ve özgürlükleriyle, güvenliğiyle, huzuruyla, zenginliğiyle, refahıyla büyük ve güçlü Türkiye güneşinin doğuşu, Allah’ın izni ile çok yakındır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgede ve dünyada kim olduğunu, hangi niyetleri taşıdığını, hangi miktarlara sahip olduğunu bildikleri hasım ve rakiplerle mücadele etmenin kolay olduğunu vurguladı.
Bu hasım ve rakiplerin kullandıkları tüm sinsi yöntem ve tuzakları, devreye aldıkları senaryoları bildiklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizi asıl zorlayan tarih boyunca hep olduğu gibi bugün de içimizdeki gafiller, içimizdeki muhterisler, içimizdeki mankurtlardır. Türkiye, asırlardır ne çektiyse işte bu iç mücadeleden, iç kavgadan, iç çekişmeden, içeriden yediği yumruklardan çekmiştir” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tek parti faşizminden vesayete, darbelerden siyasi istikrarsızlıklara, ekonomik krizlerden sosyal fay hatlarının derinleştirilmesine kadar yaşanan her badirede bu tablonun görülebileceğine dikkati çekti.
“BU ZİHNİYET TÜRKİYE’NİN VAKTİNİ VE ENERJİSİNİ TÜKETMENİN PEŞİNDEDİR”
Bugün de aynı dertten muzdarip olduklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “CHP ve başındaki zat, maalesef ülkemizde demokrasinin kökleşmesine, ekonominin güçlenmesine, bölgesel ve küresel gücünün artmasına karşı oynanan oyunların koçbaşılığına soyunmuştur. Bu zihniyet, yalanlarıyla, iftiralarıyla ülkenin zararından, milletin felaketinden, insanımızın sıkıntısından medet uman siyaset anlayışlarıyla Türkiye’nin vaktini ve enerjisini tüketmenin peşindedir.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her ne kadar biz hedeflerimize doğru yürüyüşümüzden taviz vermesek de bu can sıkıcı tablodan üzüntü duymadan edemiyoruz. Hâlbuki biz karşımızda siyasette eserlerimizle ve hizmetlerimizle yarışacağımız bir muhalefet görmek isterdik. Maalesef bahtımıza Kılıçdaroğlu CHP’si gibi bir muhalefet çıktı. Son günlerde Kılıçdaroğlu kendi aklınca sık sık bize meydan okuyor, ‘karşıma çık’ diye yeri göğü inletiyor. Hâlbuki biz sandıkta Kılıçdaroğlu’nun karşısına çok çıktık. Kemal Kılıçdaroğlu, 2010 yılının mayıs ayında CHP’ye genel başkan oldu. Aynı yıl anayasa değişikliği halk oylaması yapıldı. Kılıçdaroğlu ‘hayır’ kampanyası yürüttü, biz ‘evet’ dedik. Milletimiz yüzde 58’le yanımızda yer alarak daha ilk imtihanında Kılıçdaroğlu’nu sandığa gömdü. Ardından 2011 yılında milletvekili genel seçimi yapıldı, biz yüzde 50 ile birinci parti olduk, milletimiz yüzde 26 ile Kılıçdaroğlu’nu yine sandığa gömdü.”
“YÜREĞİ YETİP KARŞIMIZA ÇIKAMADIĞI İÇİN İTHAL BİR ADAYI KARŞIMIZA DİKTİ”
Yapılan diğer seçimlere de işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2014’deki Mahallî İdareler Genel Seçimleri’nde AK Parti’nin yüzde 39’la birinci parti olduğunu, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun yüzde 26’da kaldığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yine aynı sene içinde Cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldı, kendisi yüreği yetip karşımıza çıkamadığı için ithal bir adayı karşımıza dikti. Milletimiz, bizi yüzde 52 ile bu makama layık görürken Kılıçdaroğlu tekrar hezimete uğradı. Türkiye, 2015 yılında iki milletvekili seçimi yaşadı. Haziran ayındaki seçimde AK Parti yüzde 41 ile birinci parti olurken Kılıçdaroğlu’nun CHP’si yüzde 25’te kaldı.” dedi.
Kasım 2015’teki seçimde de AK Parti’nin oyunun yüzde 50’ye yükseldiğini, CHP’nin ise yüzde 25 oy aldığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Yeni yönetim sistemine geçmek için milletimizin huzuruna çıktığımız 2017 Halk Oylaması’nda bizim ‘evet’imiz yüzde 52’yi bulan oy oranına ulaşarak, Kılıçdaroğlu’nun başını çektiği ‘hayır’ları geçti. Bu sisteme göre yapılan 2018 seçiminde Cumhurbaşkanlığında biz yüzde 53’e yaklaşan bir oy oranıyla milletimizden onay aldık. Kılıçdaroğlu yine kendisi yüreği yetip karşımıza çıkamadığı için ortaya sürdüğü adayla ancak yüzde 30’a çıkabildi. Aynı gün yapılan milletvekilliği seçiminde AK Parti yüzde 43 oy alırken Kılıçdaroğlu partisinin oylarını sağa sola peşkeş çektiği için yüzde 23’te kaldı. Bu seçimde Cumhur İttifakı’nın oy oranı da yüzde 54’ü aştı.”
2019 Mahallî İdareler Seçimlerinde AK Parti’nin oy oranının yüzde 45’e, Cumhur İttifakı’nın ise yüzde 50’ye yaklaştığına dikkati çeken Erdoğan, “CHP ise HDP başta olmak üzere diğer partilerden aldığı tüm desteğe rağmen yüzde 30’u ancak bulabildi.” ifadesini kullandı.
“O MASADAN BİR ŞEY ÇIKMAZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Velhasıl biz Kılıçdaroğlu ile doğrudan veya dolaylı olarak milletin huzurunda 10 defa karşı karşıya geldik, 10’unda da kendisini sandığa gömdük. Bay Kemal, senin kıratın buna yetmez. Senin daha çok çalışman lazım. Biz sana oturduğun koltukta meşruiyet sağlamayız. Bizim işimiz var, bizim işimiz milletle. Biz milletimizle beraber yola devam ediyoruz. Bizim öyle yuvarlak masalarda falan da işimiz yok. O yuvarlak masalarda neler görüşüyorsunuz, konuşuyorsunuz hepsi ortada. Paylaşın bakalım nereye kadar paylaşacaksınız, o masadan bir şey çıkmaz. Unutkanlığınıza geldi galiba, HDP’yi niye almadınız? Onu da yanınıza alın. Arkadaşlarımız güzel söylüyor, herhalde masanın altında mı kaldı ne oldu? Herhalde şimdi de bir ziyarete gidersin. Ziyarete git ki unutulduklarını anlamasınlar.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti olarak böyle bir dertlerinin olmadığının altını çizerek, şu değerlendirmelerde bulundu: “Biz AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi, Büyük Birlik Partisi birlikte bu yola devam ediyoruz. Her seçim hezimetinden sonra gereğini yapacağını, yani CHP Genel Başkanlığı koltuğunu ve siyaseti bırakacağını taahhüt etmişse de tüm sözleri gibi bu da yalan çıktı. Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin başına getirilmesi hangi projenin ürünüydü bilmiyoruz ama uğradığı onca seçim hezimetine rağmen orada tutulması henüz kendisine verilen misyonu tamamlamadığının işaretidir. İnşallah 2023’te milletimiz, bu zatı da temsilcisi olduğu projeyi de siyaset arşivinin tozlu raflarına kaldıracaktır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin çelikten iradesini, terör, vesayet, darbe ve tehditle kıramayanların son çare olarak ekonomi kozunu sahaya sürdüğünü söyledi. Oynanan oyunun farkında olduklarını vurgulayan Erdoğan, bu oyunun unsurlarından birinin de Türkiye’yi yaşanmaz bir yer gibi göstererek gençler başta olmak üzere insanların moralini bozmak olduğunu belirtti. Erdoğan, sıkıntılara karşın ellerindeki imkânların ve sahip oldukları avantajların çok daha fazla, çok daha kıymetli olduğuna dikkati çekerek şöyle konuştu: “Allah’a şükür Türkiye, vatandaşları can ve mal güvenliği endişesi taşımayan, huzur özlemi ve gelecek kaygısıyla yanıp tutuşmayan bir ülkedir. Allah’a şükür Türkiye, artık 30 milyona dayanan istihdamıyla insanlarının çalışacak iş sıkıntısı çekmediği, günü kurtarma tasasıyla kıvranmadığı bir ülkedir. Allah’a şükür Türkiye, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin kendi içlerine kapandığı bir dönemde krizi fırsata dönüştürerek sürekli hedef büyüten, vites yükselten bir ülkedir. Allah’a şükür Türkiye, sınırları içerisindeki hiç kimseyi aç açıkta, sahipsiz bırakmayacak sosyal destek, sağlık, eğitim sistemiyle kimsesizlerin kimsesi olmayı ilk önceliği olarak belirlemiş bir ülkedir. Türkiye bugünkü konumuna o kadar da kolay ulaşmamıştır. Osmanlı’dan devir alınan mirasın üzerinde Cumhuriyet’in kuruluşuyla yeni bir safhaya geçen, rahmetli Menderes ve Özal ile yeniden harlanan uzun demokrasi ve kalkınma yolculuğumuzda nice anılar çekmiş, nice sorunlar göğüslenmiş, nice bedeller ödenmiştir. AK Parti olarak son dönemde de Cumhur İttifakı ile bu asırlara sâri demokrasi ve kalkınma mücadelesini tarihimizin en üst seviyesine çıkartmayı biz başardık.”
“MİLLETİMİZE NE SÖZ VERDİYSEK YAPTIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemize asırlık sorunlarını çözerek nasıl çağ atlattıysak inşallah bugünkü sıkıntıların üstesinden de yine biz geleceğiz. AK Parti gelecek” ifadelerini kullanarak şunları söyledi: “Ülkemizin dünyanın 10 büyük ekonomisinden biri hâline getirmeden bu mücadeleyi bırakmayacağız. Milletimizin hayallerini gerçeğe dönüştürene kadar bu çabayı, bu gayreti göstereceğiz. Bizim sözümüz öyle kifayetsiz muhteris üfürmesi değildir. Biz milletimize ne söz verdiysek yaptık. Bu sözümüzü de yerine getireceğiz. Evlatlarımıza 2053 vizyonlarını hayata geçirebilecekleri büyük ve güçlü Türkiye’yi emanet edene kadar durmayacağız, duraksamayacağız. Bu böyle biline.”
Hiçbir zaman zihinleri, kalpleri ve gözleri başka yere bakanlar gibi çareyi dışarda aramadıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Allah’ın yardımına güvendik, milletimizin desteğine güvendik, tarihimizin ve medeniyetimizin birikimine güvendik. İşte ülkemizi bu seviyeye getirdik. Bugün de milletimizden aldığımız güçle diplomasiden güvenliğe ve ekonomiye kadar gerektiğinde yedi düvele meydana okuma pahasına ülkemizin haklarını ve çıkarlarını savunuyoruz. Dün Türkiye’yi küçümseyerek ve bu şekilde bakanlar, müstemleke muamelesi yapanlar bugün aynı masada eşit şartlarda oturarak müzakere yürütüyor, gözümüze bakıyor, tavrımızı merak ediyor. Dün bu ülkeyi sadece Soğuk Savaş kamplaşmasının sınır muhafızı, insan gücü ihtiyacının deposu, üretiminin pazarı olarak görenler, bugün savunmadan sanayiye her konuda bizimle ortaklık arayışına girmişlerdir. Dün bu milleti geçmişinden, inanç, kültür ve medeniyet birikiminden koparmak için her yolu deneyenler, bugün yeniden özünü keşfeden bir toparlanışı, yükselişi, şahlanışı seyrediyor. Emin olun büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasına bugün engel olamayanlar, yarın bu inkişafın ışığından yararlanmak için hepsi sıraya gireceklerdir. Çünkü dünya yeni ve köklü değişimin sancılarını yaşıyor. Küresel finans kriziyle başlayıp, küresel salgınla süren ekonomik ve sosyal boyutlarıyla giderek genişleyen bu değişimin yükselen yıldızı Türkiye’dir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendi ülkesinin yükselişini engellemek için paçasından sarılıp dibe çekmeye çalışanlara aldırılmaması gerektiğini belirterek şunları söyledi: “Onların hayalindeki siyaset, tek parti faşizmi siyasettir, onların hayalindeki yönetim, darbe yönetimidir, onların hayalindeki Türkiye, siyasi ve ekonomik krizlerin pençesinde kıvranan eski Türkiye dönemdir. Dikkat ederseniz, kendilerini ne kadar tutmaya çalışırlarsa çalışsınlar, oynadıkları tiyatro oyununda mutlaka bir açık veriyorlar. Ya milletin inancına, ibadetine, kıyafetine, değerlerine hakaret ediyor ya insanların alın terlerini, emeklerini, kendileri ve aileleri için gösterdikleri gayreti alaya alıyorlar ya terör örgütü yandaşlarıyla kol kola giriyor, darbecilere göz kırpıyor, Türkiye düşmanlarına selam çakıyorlar. Üstelik bunlarla da kalmıyor, hırsızlık, taciz, tecavüz, arsızlık yapan mensuplarını koruyup, kollayarak kimseyi umursamadıklarını açıkça gösteriyorlar. Çünkü bunların derdi ülkeye ve millete hizmet değildir. Eğer öyle olsaydı bunca yıldır, ülkenin ve milletin hayrına bir projelerini, bir tekliflerini, samimi bir üzüntülerini azıcık da olsa gayretlerini görürdük. Hiçbiri yok. Tek vaatleri eski Türkiye’yi geri getirmek. Biz de diyoruz ki eski hal muhal, ya yeni hâl ya izmihlal. Kimsenin eski Türkiye’nin o karanlık siyasi ve ekonomik iklimini geri getirmesine izin vermeyeceğiz. Bugünlerde yaşanan sıkıntılar gelip geçicidir. Yitik bulununca emek zayi olmazmış, öyle der büyüklerimiz. İnşallah bu sıkıntıları atlatıp ülkemizi 2023 hedeflerini ulaştırdığımızda verdiğimiz tüm emeklerin, yaptığımız tüm fedakârlıkların, döktüğümüz tüm alın terlerinin karşılığını almış olacağız.”
Sahip oldukları imkânlar gibi yaşanan sıkıntıların da farklında olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bize önce özgürlük havasını teneffüs edeceğiz, güvenlik ve huzurumuzu sağlama alacağımız güçlü bir eser ve hizmet altyapısına sahip olacağımız ülke lazım. İşte o da Türkiye’dir. Bunlar olmadığında sadece ideolojik dayatmalarla, sadece yalan yanlış bilgilerle mevcudu karalayarak, sadece siyasi ve sosyal fay hatlarını gıdıklayarak gidilecek bir yol, elde edilecek hayırlı bir netice yoktur. Biz çalışacağız, milletimiz sabredecek ve inşallah güzel günlere hep birlikte kavuşacağız. Yeter ki birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sahip çıkalım” diye konuştu.
“ÖĞRETMEN SAYISI 1,2 MİLYONA YÜKSELDİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hükûmete geldikleri günden beri önceliklerin en başına eğitimi koyduklarını anımsatarak bunun sebebini, “Türkiye’nin tarihinin en büyük demokrasi ve kalkınma hamlesini hedefine ulaştırması ancak eğitimle mümkün olabilirdi” şeklinde ifade etti.
Salgın döneminde de bu önceliklerinden taviz vermediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yılın ilk dönemini hiç ara vermeden yüz yüze eğitimle tamamladıklarını söyledi. Erdoğan, iki haftalık yarıyıl tatili bitiminde de aynı kararlılıkla ve tüm önlemlere uyarak yüz yüze eğitime devam ettiklerini kaydetti.
Eğitimin lokomotifi olan öğretmenleri de ihmal etmediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin 2000’li yıllarda 500 binlerde olan öğretmen sayısını 1,2 milyona yükselttiğini bildirdi.
Uzun yılların özlemi olan Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu çıkardıklarını, aralık ayının son haftasında 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu’nda üç önemli değişiklik yaptıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Mesleki eğitim merkezlerine devam eden öğrencilerin her ay aldıkları asgari ücretin yüzde 30’u kadar ücreti artık biz ödüyoruz. Aynı şekilde üçüncü yılın sonunda kalfaların aldıkları ücreti de asgari ücretin yarısına çıkartarak iyileştirdik. Bu düzenlemelerin ardından mesleki eğitim merkezlerindeki öğrenci sayısı 159 binden 335 bine yükseldi. İnşallah yılsonuna kadar bu sayıyı 1 milyona çıkaracağız. Böylece hem mesleki eğitim üzerinden istihdamı artıracağız hem de 28 Şubat katsayı uygulamasının mirası olan ‘Aradığım elemanı bulamıyorum’ sözünü tarihin çöplüğüne atacağız.”