Üretici ve çiftçi zor günler geçirirken destek için geç kalınmaması gerektiğini söyleyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hükümete acilen 5 maddelik bir paket önerdi ;
1. Ziraat Bankası kuruluş amacına uygun hareket ederek, çiftçiye derhal 3 ay geri ödemesiz ve faizsiz kredi vermeli.
2. Çiftçimizin su ve elektrik borçlarının faizi silinmeli ve geliri oranında yeniden yapılandırılmalı. Çifçinin kullandığı elektrikte KDV, TRT Payı gibi ek kalemler tümüyle kaldırılmalı.
3. Bankalarda ve Tarım Kredi Kooperatiflerinde takibe düşmüş çiftçilerimizin borçlarına gelen faizler derhal silinmeli.
Kredilerin geri ödemeleri 6 ay ertelenmeli.
4. Tarımsal üretimde kullanılan mazottan KDV önümüzdeki 6 ay boyunca kaldırılmalı. Ayrıca en son açıklanan tarımsal girdi destekleri en az iki katına çıkarılmalı…
5. Bu esnada tüketiciye nefes aldırabilmek için gıda ürünlerinin çoğunda uygulanan %8’lik KDV, önümüzdeki 6 ay boyunca sıfırlanmalı.
Partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenleyen Kılıçdaroğlu, “Erdoğan TL’yi iç etmeye devam ediyor. Dolar 11 liranın üzerine çıktı. Bu duruma alışmayacağız. Saraydan artık durmasını istiyoruz. Saray ve şahsım iktidarı ülkeyi de halkımızı da gözden çıkarmış. Enerji konusunda verdiğimiz mücadelenin yanına gıda mücadelesi ekliyoruz. 14 milyon asgari ücretli açlık sınırının altında yaşıyor. Her geçen gün çocuklarımız daha derin bir açlığa sürükleniyor. Un fiyatları zamlandı. Ekmek alırken bile insanlar 2 kere düşünmek zorunda kalıyor. Üretici, çiftçi bitap durumda. Üretim azalıyor, üretim azaldıkça fiyatlar da artmaya devam ediyor. Bunu halk da asla istemiyor” ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu Basın toplantısında yaptığı açıklama şöyle;
Bildiğiniz gibi, zorlu kış şartlarında halkımızı korumak için bir mücadele başlattım. Ve bu mücadeleyi sonuna kadar vermekte kararlıyım.
Bir yandan Kara Kış Fonu çağrımı her fırsatta yineliyorum, diğer yandan en acil alanlarda çeşitli paydaşlarla bir araya geliyorum ve birlikte halkımız için hızlı çözüm yollarını masaya yatırıyoruz.
Şu çok açık ki, Saray İktidarı tümden aklını yitirmiş durumda ve ülkeyi hızla uçuruma sürüklemektedir.
Merkez Bankası Müdürü Şahsım Erdoğan, son hamleleriyle Türk Liramızın değerini hiç etmeye devam ediyor. Dolar 11 Lira’nın üzerine çıktı, daha da nereye çıkacağını kimse bilmiyor. Ama bu duruma alışmayacağız!
Biz Saray’dan artık durmasını istiyoruz, sadece durmasını.
Bu Saray ve Şahsım iktidarı belli ki ülkeyi de halkımızı da gözden çıkarmış.
İşte bu yüzden bizlere büyük bir sorumluluk düşüyor, bunun da farkındayız. Enerji konusunda verdiğimiz mücadelenin yanına yeni bir cephe açacağımı ifade etmiştim: Gıda mücadelesi.
Türkiye’de 14 milyon asgari ücretli, açlık sınırının altında yaşıyor. 7 milyon 587 bin 123 kişinin aylık geliri asgari ücretin üçte biri…
Her geçen gün çocuklarımız daha büyük bir açlığa, daha derin bir sefalete sürükleniyor.
İşte bu yüzden, kara kış şartlarında en hayati konulardan biri, insanımızın gıdaya erişimi.
Kent yoksulluğunun bu denli derinleştiği bir dönemde; köylümüzün, çiftçimizin can çekiştiği bu karanlık süreçte Saray’ın attığı her adım insan onuruna, haysiyetine yakışmayacak durumlara yol açıyor.
Türk Lirası’nın döviz karşısında değer kaybetmesiyle birlikte, artan maliyetler nedeniyle en temel gıda ürünlerine peş peşe zamlar yağıyor. Saray İktidarı’nın güdümünde hareket eden TÜİK’in verilerine baktığımızda bile durum içler acısı.
Mesela; geçen seneden bu yana karnabahar %124 zamlanmış, bakın karnabahar diyorum. Patates %69, tavuk eti %68, domates %62, ayçiçek yağı %60 zamlanmış.
Daha sayayım mı? Un fiyatı %122 zamlandı. Bazı illerimizde fırıncılar 50 kilogramlık un fiyatının 300TL’yi geçtiğini söylüyorlar.
Ekmek alırken bile iki kere düşünüyor insanımız artık.
Başka bir acı tablo söyleyeyim; bu ülkede bebek maması son 1 yılda %114 zamlandı, bebek maması. Hiç kimse unutmasın, aç bebeklerin gözyaşının vebali çok ağırdır.
Üreticimiz, çiftçimiz bitap durumda. Haciz gelmiş ya da gelmek üzere olan çiftçi sayısı 100 bini geçmiş durumda.
Çiftçi bu haldeyken üretim gittikçe azalıyor, içerideki üretim azaldıkça fiyatlar da ucu açık bir şekilde artmaya devam ediyor. Ülkemizin bu halini ben kabul etmiyorum. Bunu halk da asla istemiyor!
İşte tüm bu şartlar nedeniyle, tıpkı daha önce enerji sektörü paydaşlarını davet ettiğim gibi, gıda sektörü temsilcilerine de davet ettim ve onlarla konuştuk. Bu davetime icabet eden üretici temsilcileri, gıda perakendecileri ve sektör birlikleriyle bir araya geldik, bir çalışma toplantısı gerçekleştirdik. Onları ve sıkıntılarını dinledim, kendi görüşlerimi paylaştım.
Bu istişarenin ardından buradan bir çağrı yapıyorum ve O Şahıs’a açık ve net sesleniyorum. Bu sesi duymasını istiyorum. Gereğini yaparsa buradan siyasi puan alacağını O da biliyor ben de biliyorum. İnanın hiç umurumda değil. Yeter ki insanımızın onuru, haysiyeti daha fazla zedelenmesin.
Her şeyden önce -daha önce ifade etmiştim, yine ifade edeyim- Kara Kış Fonu’nu hemen kur, vatandaşlarımıza kış aylarında destek ver.
Halkımızın mutfağındaki yangını hafifletmek için şu sayacaklarımın derhal uygulanmasını talep ediyorum, sayacağım 6 maddenin derhal uygulanmasını talep ediyorum:
1. Ziraat Bankası kuruluş amacına uygun hareket ederek, çiftçiye derhal 3 ay geri ödemesiz ve faizsiz kredi vermeli.
Bir daha ifade edeyim, çiftçiye 3 ay geri ödemesiz ve faizsiz kredi vermeli.
2. Çiftçimizin su ve elektrik borçlarının faizi silinmeli ve geliri oranında yeniden yapılandırılmalı. Çifçinin kullandığı elektrikte KDV, TRT Payı gibi ek kalemler tümüyle kaldırılmalı.
3. Bankalarda ve Tarım Kredi Kooperatiflerinde takibe düşmüş çiftçilerimizin borçlarına gelen faizler derhal silinmeli.
Kredilerin geri ödemeleri 6 ay ertelenmeli.
4. Tarımsal üretimde kullanılan mazottan KDV önümüzdeki 6 ay boyunca kaldırılmalı. Ayrıca en son açıklanan tarımsal girdi destekleri en az iki katına çıkarılmalı…
5. Bu esnada tüketiciye nefes aldırabilmek için gıda ürünlerinin çoğunda uygulanan %8’lik KDV, önümüzdeki 6 ay boyunca sıfırlanmalı.
6. Cumhuriyet Halk Partili belediyelerimizin pek çoğu, kooperatiflerle iş birliği yaparak ucuz ve kaliteli gıdaya erişim sağlayan imkanlar sunuyor. Kara kışta bunu hızlıca yaygınlaştıracağız. Hangi partili olursa olsun tüm belediyelerde de bu uygulama hayata geçirilmeli.
Değerli basın mensupları,
Saray’dan derhal bu talimatları vermesini istiyorum. Açıkça söylüyorum; bu milleti kaderine terk etme ve bu adımları at.
Marketlerden de bir talebim var.
Birazdan sayacağım 10 temel gıda ürününe, kış boyunca oluşacak enflasyon zamlarını yansıtmayın; mecbur kalırsanız da enflasyonun altında yansıtın.
Evet, açıkça sizlerden yani marketlerden talebim, bazı ürünlerde zarar etmeyi göze alın. Ama şunu kesin bir şekilde taahhüt ediyorum: İktidara geldiğimizde bu zararlarınızı kesinlikle tazmin edeceğiz.
Zamdan muaf tutmanızı istediğim 10 hayatta kalma ürününü şöyle ifade ediyorum: Un, yağ, süt, bulgur, makarna, mercimek, yumurta, peynir, tuz ve her ay bir çeşit sebze.
Bu ürünlere zam yapmayın, az önce söylediğim gibi, iktidara gelir gelmez bu süreçte oluşan tüm zararlarınızı kesinlikle hızlıca telafi edeceğiz.
Ayrıca bu 10 kalem ürün için, tüm zincir marketlerin üst düzey yöneticilerine bir mektup göndereceğim. Bu bir dayanışma çağrısıdır. Bu fedakarlığınızı telafi edeceğimize söz veriyorum, bir kez daha ifade etmek isterim.
Halkımız müsterih olsun. İnsanımızın temel gıdadan mahrum kalmasına asla müsaade etmeyeceğim, bunu önlemek için bütün yolları deneyeceğim.
Eğer irade varsa, yol da vardır. Bu ülkenin makûs talihini kırmaya bizim irademiz var! Bunu da herkes böyle bilsin, özellikle Saray’daki.