Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ahilik Haftası Kardeşlik ve Dayanışma Programı’nda yaptığı konuşmada, “Ahi Evran’ın 32 başlık altında sınıflandırdığı Ahilik Teşkilatı, asırlarca bu topraklarda ticaretin ve dayanışmanın bel kemiği olmuştur. Dönemin şahidi tarihçiler, Anadolu’nun Ahiler sayesinde sosyal ve iktisadi bakımdan düzenli, mamur bir yer hâline geldiğini kaydeder” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kırşehir’de Ahilik Haftası Kardeşlik ve Dayanışma Programı’na katılarak, bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasına, Neşet Ertaş’a ve nice gönül erine ev sahipliği yapmış Kırşehir’de olmaktan memnuniyet duyduğunu belirterek başladı. Güzel buluşmaya vesile olan Pir Ahi Evran Veli başta olmak üzere ebediyete irtihal eden ahileri, esnaf ve sanatkârları rahmetle yâd eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ahilik Haftası ve Esnaf Bayramı’nın kutlu, kardeşliklerinin daim olmasını diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın hiçbir yerinde esnaf ve sanatkârın Türkiye’deki gibi ilim, ahlak ve sanatı birleştiren köklü bir geleneğe, tarihî bir role sahip olmadığını söyledi.
“AHİLİK KIYMETLİ HAZİNELERİMİZDEN BİRİDİR”
Ecdadın miras bıraktığı bu köklü kurumla iftihar ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Zamana yenik düşmeyen, rengi solmayan, değerinden bir şey kaybetmeyen ahilik, bugünün dünyasının ihtiyaçlarına da derman olacak düsturlarıyla en kıymetli hazinelerimizden biridir. Ahi Evran’ın 850. doğum yılının UNESCO tarafından 2021 yılı programına alınması bu bakımdan çok isabetli olmuştur. Bugünkü İran topraklarında bulunan Hoy şehrinde doğan, çocukluğu Azerbaycan’da geçen, Hoca Ahmet Yesevi dergâhında yetişen Ahi Evran ardından Anadolu’ya gelmiştir. Bir müddet Kayseri, Konya ve Denizli’de kalan Ahi Evran daha sonra Kırşehir’e yerleşmiş ve burada vefat etmiştir. Bu sebeple UNESCO’ya verdiğimiz teklif dosyamızı Azerbaycan ve İran’la birlikte hazırladık. Gönül hazinelerimizin, insanlığın manevi şifası için dünyanın dört bir yanında tanınması, günümüz fertleriyle buluşması için 2021 senesini Ahi Evran Yılı olarak ilan ettik. Bu sene aynı zamanda Yunus Emre ve Hacı Bektaş yılıdır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Esnaf Bayramı’nı, ilmin irfanla, ticaretin ahlakla bütünleştiği ahilik müessesini tüm dünyaya ve genç nesillere en güzel şekilde tanıtmanın vesilesi hâline getirmenin gayreti içinde olduklarını ifade etti.
Ahi Evran’ı Anma ve Ahilik Yılı’nı bu anlayışla değerlendirdiklerine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Ecdadımız dünyada fetih kabiliyeti yanında devlet kurma maharetiyle da maruftur. Bu devletler, sadece kılıçla kurulmadı. Asıl büyük ve kalıcı fetih gönüllerde gerçekleşti. Er meydanlarında şehit ve gazilerimizin fedakârlıklarıyla kazandığımız zaferleri, Yunuslarla, Ahi Evranlarla Hacı Bektaş’larla ve daha nice evliyanın sözleri, davetleri ve amelleriyle tahkim ederek kalıcı hâle getirdik. Ahi Evran’ın 32 başlık altında sınıflandırdığı ahilik teşkilatı asırlarca bu topraklarda ticaretin ve dayanışmanın bel kemiği olmuştur. Dönemin şahidi tarihçiler özellikle Anadolu’nun ahiler sayesinde sosyal ve iktisadi bakımdan düzenli, mamur bir yer hâline geldiğini kaydeder. Kadıları, müderrisleri, ustaları, kalfaları, çıraklarıyla, devlet erkânını ve hatta padişahları da kuşatan bu itibarlı kurumlarımız işte böyle teşekkül etmiştir. Ekonominin, ticaretin, sosyal hayatın, maddi boyutuyla yaşamanın ötesine geçen bir hareket olarak ahiliğin unsurlarını her çağda ve şartta geçerli kılan, onu özü ve fıtratıyla insanı merkeze almasıdır.”
“KALİTE YÖNETİMİ, TÜKETİCİ HAKLARININ KORUNMASI AHİLER TARAFINDAN ASIRLARDIR UYGULANIYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ahiliğin gücünün bilim, sanat ve ahlakı birleştirip ekonomik ve sosyal hayatta kalitenin ve güvenilirliğin garantisi olan kuralları taviz vermeden uygulamasından kaynaklandığını aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün adına toplam kalite yönetimi denen, tüketici haklarının korunması denen yaklaşımların ahiler tarafından asırlardır uygulandığının altını çizerek, ahiliğin sosyal rolünün üreticiyle tüketici arasında olduğu kadar zengin ile fakir, emek ile sermaye arasında kurduğu dengeden geldiğini vurguladı.
Günümüzün en büyük ihtiyacı olan sosyal adalet ve istikrarın reçetesinin işte bu denge olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Modern dünyanın son yüzyılda keşfettiği çareler, bizim ahi ocaklarının nizamnamelerinde ayrıntısıyla yazılıdır. İnsanlığın bugün geldiği nokta teknolojide ve bilimde kat edilen mesafe, asırlara sâri böyle bir birikimin neticesidir. Bugünkü teknolojiye, bilime, ekonomik ve sosyal düzene asırlar öncesinden zemin hazırlayanlar olmasaydı kendimizi şu an çok farklı ve dramatik bir yerde bulabilirdik. Öyle ki İbn-i Sina’yı anmadan bugünkü tıbbı kavrayamayız. El-Cezeri’yi bilmeden bugünkü teknolojinin köküne ulaşamayız. Farabi’yi, Biruni’yi, Harezmi’yi, Kindi’yi tanımadan matematik konuşamayız. Yusuf Has Hacip’i, İbn-i Haldun’u öğrenmeden siyaset bilimini, sosyolojiyi anlayamayız. Yahya Kemal’in deyimiyle ‘kökleri mazide olan ati’ olarak bizlere düşen görev tarihimizin iz bırakan olaylarını önce kendimiz hatırlamak, sonra da tüm dünyaya hatırlatmaktır. Millet olma bilincini bu şekilde canlı tutacağız. Biz yollarımızı bu şekilde genişleteceğiz, hedeflerimizi bu şekilde büyüteceğiz. Biz kendi siyaset hayatımızda da devlet yöneticiliği hayatımızda da hep bu anlayışla hareket ettik, ediyoruz. İşte bunun için 2023 hedefleri diyoruz, 2053 vizyonu, 2071 vizyonu diyoruz.”
“ESNAFIMIZI, MİLLETİMİZİN EMANETİ, BUGÜNÜMÜZÜN VE YARINIMIZIN MANEVİ TEMİNATI OLARAK GÖRÜYORUZ”
Ahi Evran’ın Hacı Bektaş ve Mevlana döneminde yaşadığını belirterek “ahi” olabilmek için öncelikle çalışmak, bir meslek sahibi olmak gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ahi Evran’ın “debbağ”, yani deri ustası olduğunun rivayet edildiğini aktararak, “Debbağ kime deniyor? Deriyi gayet iyi dövene denir. Bir ahinin tezgâhı halka olduğu kadar Hakk’a hizmet yeridir. Dolayısıyla onun ibadet mekânıdır” dedi.
Yapılan her işe bir hikmetin eşlik ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, demiri döven bir zanaatkârın o demirle nefsini de terbiye ettiğini, deriyi, kumaşı, ağacı işleyen bir zanaatkârın o malzemelere Rabbine olan şükrünü de nakşettiğini anlattı.
“Esnaf sadece alan, satan, ticaret yapan, varlığı icra ettiği meslekten ibaret biri değildir. Esnaf aynı zamanda o muhitin gözü, kulağı, sesi, vicdanı, hamisi, yol göstericisidir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de esnafın araştırma şirketlerine, sosyologlara, siyaset bilimcilerine “taş çıkartacak” sağlam tahminler yapmasının gerisinde bu kadim kültürün olduğunu dile getirdi. Türkiye’de ailesinde esnaf olmayan neredeyse kimsenin bulunmadığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bugünkü büyük şirketlerimizin, sanayicimizin hemen hepsinin de hikâyesi küçük bir dükkândan, atölyeden başlar. Ülkemizin gelişmesinin, büyümesinin, hedeflerine doğru adım adım yol almasının kökleri esnaf çalışkanlığına ve ahlakına uzanır. Bu nedenle esnafımızı, milletimizin emaneti, bu günümüzün ve yarınımızın manevi teminatı olarak görüyoruz. Kapısı 72 millete açık esnafın olduğu yerde din, dil, ırk ayrımı olmaz. ‘Rızık Allah’tandır’ diyerek dükkânını, atölyesini, ekmek teknesini açan esnaf ve sanatkâr rızkın kimin eliyle geleceğini seçmez. Usta-çırak ilişkisi ile kazanılan kabiliyetler gençleri sadece meslek sahibi yapmakla kalmaz, aynı zamanda onlara vatan ve millet sevgisini, edebi, adabı, saygıyı, dürüstlüğü, tevazuu, kanaati de öğretir. Nitekim bugün de küçükten büyüğe her işletme sahibinin elde ettiği hasılayı, karını çoğaltmanın değil sağladığı istihdam artırmanın vesilesi olarak görmesiyle iftihar ediyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, devirler geçse, dünya değişse de birlik, beraberlik, kardeşlik ve dayanışmalarının değişmeyeceğini vurgulayarak, “Bu millet ne badireler atlattı, ne imtihanlardan geçti. Sadece son sekiz yılda yaşadıklarımız bile başlı başına bir ibret vesikasıdır. Bizi çimento gibi birbirimize kenetleyen kardeşliğimiz sayesinde, Allah’ın yardımı, milletimizin desteği, bütün bunlarla beraber hepsinin üstesinden geldik. İnşallah bundan sonra da aynı şekilde büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasını birlikte gerçekleştireceğiz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki yıldır dünyayı sarsan ve her ülkeye ekonomik bakımdan ağır darbeler vuran bir salgınla mücadele edildiğine işaret ederek “Bu salgın elbette tüm dünya ile birlikte bizi de etkiledi. Salgınla mücadelenin maliyetleri bir yana, kaybettiğimiz her vatandaşımızla birlikte yüreğimize ateş düşüyor, canımız yanıyor. Tabii bu süreçten en çok etkilenenlerin başında esnafımız, sanatkârımız ve ticaret erbabımız geliyor” dedi.
Türkiye’de vakaların görülmeye başladığı günlerden itibaren salgının esnaf üzerindeki yükünü hafifletmek için çeşitli tedbirler aldıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Önce Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi’ni uygulamaya geçirdik. Esnaf ve sanatkârımızın kooperatif kefaletiyle veya doğrudan Halkbank’tan kullandığı kredilerin geri ödemelerini üç defa erteledik. Kredi ve Kefalet Kooperatifi ortağı esnafımızın borçlarını iki yıl art arda yapılandırdık. Halkbank vasıtasıyla işletme kredisi ve ticari kredi kartı desteklerini hayata geçirdik. Bu çerçevede 16 Mart 2020-5 Şubat 2021 tarihleri arasında 760 bin esnafımız, yaklaşık 19 milyar lira faiz indirimi kredisi kullandı. Bankanın verdiği diğer işletme ve yatırım kredileriyle birlikte 2020 yılı içinde toplam kullanılan kredi miktarı ne biliyor musunuz? 43 milyar liraya, faiz indirimli kredilerden faydalanan esnaf ve sanatkâr sayısı 985 bine ulaştı. Ağustos ayı sonu itibarıyla 2021 yılı içerisinde ise 140 bin esnaf ve sanatkâra yaklaşık 17 milyar lira faiz indirimli kredi temin ettik. Esnaf ve sanatkârlarımızın KOSGEB’ten kullandıkları kredilerin geri ödemeleri de yine aynı şekilde faizsiz olarak erteledik. Kamu bankaları yanında esnafımızın özel sermayeli bankalara olan borçlarına da erteleme imkânı getirdik.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, salgın nedeniyle iş yapamayan ve temerrüde düşen esnafın kredi sicillerine “mücbir sebep” kaydı düşülmesine imkân sağladıklarını da vurgulayarak kredilerden yararlanma şartlarını kolaylaştırdıklarını anımsattı.
Esnaf ve sanatkâr ile tacirlere “gelir kaybı desteği” ve “kira desteği” başlıkları altında dört ay süreyle yaklaşık 5 milyar liranın üzerinde hibe desteği verdiklerini de hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kapanma tedbirleri sürecinde yaşanan ekonomik kayıpları telafi amacıyla bir defaya mahsus olmak üzere 3 bin ve 5 bin liralık dilimler hâlinde toplamda 4,3 milyar liranın üzerinde ödeme yaptık. İcra ve iflas takiplerini durdurduk. Hazine ve vakıf taşınmazları üzerinde tahsisli olan işletmelerden kira bedeli alınmaması, ertelenmesi veya açık olan işletmelere kira bedelinde indirim sağlanması yoluna gittik. Bu acil tedbirlerin dışında yıllık gelir vergisi beyanname verilme ve ödeme süresini uzatıp, SGK prim ödemelerini erteledik. Kollarına göre KDV oranlarını, konuları sebebiyle asgari düzeye indirdik.”
Salgın döneminin yol açtığı sıkıntıların üstesinden gelerek, esnafın tezgâhlarını açık tutmasını, hatta geliştirmesini sağlamak için devletin tüm imkânlarını seferber ettiklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her ne kadar ülkemizde kökünü bir türlü kurutamadığımız kadrolu felaket tellalları endişe ve karamsarlık havası yaymak için uğraşsa da sizler bu samimi gayretlerimizi biliyorsunuz. Şeamet tellallarına kalsa, Türkiye’nin bugüne kadar defalarca battığını, bittiğini ve yerle yeksan olduğunu” söyledi.
“HAYATA GEÇİRDİĞİMİZ UYGULAMALAR SAYESİNDE DÜNYANIN EN YÜKSEK BÜYÜME RAKAMLARINA ULAŞTIK”
Gelişmiş ülkelerin bile ciddi sarsıntılar yaşadıkları dönemde, Türkiye’nin kayıplarını kısa sürede telafi ederek, yoluna devam ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Neşet Usta, mekânı cennet olsun, diyor ki: ‘Kendi kendisinden utanmayan, yeryüzünde hiç kimseden utanmaz.’ Türkiye’nin ve milletinin felaketinden kendine iktidar çıkarmaya çalışanların da utanması olmadığını hep birlikte görüyoruz. Sıkıntılarımız, sorunlarımız, dertlerimiz yok mu? Elbette var ama hiçbiri el ele, gönül gönüle vererek çok çalıştığımızda üstesinden gelemeyeceğimiz hususlar değildir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomideki son gelişmelere değinerek, şunları kaydetti: “Aldığımız tedbirler ve hayata geçirdiğimiz uygulamalar sayesinde, dünyanın en yüksek büyüme rakamlarına biz ulaştık. İhracatta, rekor üstüne rekor kırıyoruz. İstihdam, salgın dönemi öncesinin dahi üstüne çıktı. Yatırımcılarımız, üretimi artırmak için makine bulmakta, hammadde temininde, lojistik kanallarını genişletmekte zorlanıyor. Kimi ülkeler gibi hazırda paramız veya zahmetsiz para getiren kaynaklarımız olmadığı hâlde, bu başarıları yakaladığımıza özellikle dikkat çekmek istiyorum.”
Enflasyonun yol açtığı hayat pahalılığı konusundaki sıkıntıları da gayet iyi bildiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Maliyetleri düşürmek ve fırsatçılarla mücadele etmek suretiyle en kısa sürede enflasyonu da kontrol altına alarak, raflardaki, etiketlerdeki fahiş fiyat artışlarının önüne geçeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyada hiçbir şey bizim değil, bizim olan verdiğimiz emektir” diyen Neşet Usta’nın gönül diliyle ifade ettiği gerçek, hayatın her alanında hâkim kılındığında, her sorunun kendiliğinden çözüm yoluna gireceğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, şanlı tarihiyle bağlarının kesilmeye çalışıldığı bir dönemin yaşandığını dile getirerek, şöyle devam etti: “Ahi Evran başta olmak üzere bizi biz yapan, bu toprakları vatanımız hâline getiren, medeniyetimize rengini veren değerlerimizi, milletimize unutturmak isteyenler var. Eğitim sistemimizden kültür politikalarımıza ve medyamıza kadar tüm taşıyıcı kanallarımız bu doğrultuda düzenlendi ama milletimiz, değerlerini tüm kalbiyle ve ruhuyla sahiplenerek, bu gayretleri boşa çıkarmıştır. Hamdolsun, artık milletimizi tarihiyle ve medeniyetiyle en güçlü şekilde tekrar buluşturmak için imkânlarımızı seferber ettiğimiz bir dönemdeyiz. Eğitim ve kültür politikalarımızdan mimarimize kadar her alanda bu anlayışın tezahürlerini görmek mümkündür. UNESCO takvimine, bu yıl dâhil edilmesini sağladığımız yıl dönümleri bile, tek başına, bu yaklaşımın nasıl derinleştiğini anlatmaya yeterlidir. Ahi Evran Yılı kapsamında düzenlenen etkinlikleri bu şekilde görüyorum.”
Ahilik Haftası çerçevesinde, lise öğrencileri arasında yapılan “Yardımlaşma ve Adil Paylaşım” konulu resim yarışmasında dereceye girenleri tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yine, yılın çırağı, kalfası ve ahisi ödülleriyle ahilik hizmet ödülünün takdim edileceği arkadaşlarımızı da tebrik ediyorum. Bizi, Ahilik Onur Ödülü’ne layık gören ahilerimize şükranlarımızı sunuyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hitabının ardından Ahi Evran Yılı Resim Yarışması’nda dereceye girenlere ödüllerini verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 34. Ahilik Haftası Ödül Töreni kapsamında, Trabzon’dan Yaprak Meral’a “yılın çırağı”, Antalya’dan Ali Korkmaz’a “yılın kalfası”, Hatay’dan Behzat Böke’ye “yılın ahisi” ödülünü verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ahi Evran Veli’nin türbesini ziyaret ederek dua etti. Daha sonra AK Parti Kırşehir İl Başkanlığı yeni il binasının açılışına katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kırşehir’de farklı bir gün yaşadıklarını, Ahi Evran ile yeni bir döneme girdiklerini söyledi.
Ahi Evran’ın tüm ahlak anlayışını, özellikle esnaflıktaki anlayışını andıklarını, ödül törenleri düzenlediklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, büyük bir katılımla bu toplantıyı gerçekleştirmenin kendilerine ayrı bir şevk ve onur verdiğini söyledi.
2021’in Ahi Evran Hazretleri’nin doğumunun 850. yıl dönümü münasebetiyle UNESCO tarafından Ahi Evran Yılı ilan edildiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu senenin aynı zamanda vefatlarının 700. ve 750. seneyi devriyesi olması hasebiyle Yunus Emre ve Hacı Bektaş yılı olduğunu hatırlattı.