CHP İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak, gündeme dair açıklamalarda bulundu.
CHP İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak, gündeme dair açıklamalarda bulundu. Toprak açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“CHP İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak, Afganistan’ı Taliban’a terk ederek çekilen egemen güçlerin ikiyüzlü bir tutum sergilediğini belirterek; “Bütün amaçları Taliban’ı meşrulaştırıp, kontrollerine alarak Afganistan’ın 3 trilyon dolarlık yeraltı zenginliklerini, madenlerini ucuza kapatıp, paylaşmak.” dedi. Birleşmiş Milletler Afganistan Raporu’nda Taliban’ın kapı kapı dolaşarak ‘insan avına çıktığının’ dile getirildiğini kaydeden Erdoğan Toprak, iktidarın Libya, Mısır, Suriye’deki yanlış politikalarına şimdi Afganistan’ın da eklendiğini savunarak şu açıklamalarda bulundu:
“İktidar daha birkaç hafta öncesine kadar Kabil havaalanının yönetimi ve güvenliğini askerimizin üstlenmesi karşılığında ABD ile para pazarlığı yaparken, bir anda fiyaskoya dönüşerek çöken Afganistan politikasında, şimdi BM’nin terör örgütleri listesindeki Taliban ile müzakere etme, Taliban liderlerini ağırlama hazırlığında. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Taliban yöneticilerinin yaptığı itidalli ve ılımlı açıklamaları memnuniyetle karşıladıklarını ifade ederek, Türk askerinin Afganistan’da kalmaya devam etmesinin Taliban yönetiminin uluslararası alanda elini güçlendireceğini savunuyor. İktidarın bu yaklaşımı Taliban ile uzlaşıp Mehmetçiği Afganistan’da tutarak, Taliban’ı uluslararası alanda meşrulaştırmak isteğini yansıtıyor. Anlaşıldığı kadarıyla ABD ve NATO Taliban’ı meşrulaştırma ve kontrol etme görevini iktidara vermiş! Dışişleri Bakanı ‘kendi menfaatlerimiz için herkesle görüşmemiz gerekir’ derken iktidarın dış politikadaki kafa karışıklığını ve açmazlarını ele veriyor. O zaman, Türkiye’ye milyonlarca mülteci akınına ve on milyarlarca dolara mal olanSuriye iç savaşında neden 10 yıldır Esad ile görüşmeyip ülkenin çıkarlarını korumadıklarını, Mısır, İsrail ve Libya ile diyalogu keserek ülkemizin çıkarlarını tehlikeye atıp, ağır kayıplara yol açtıklarının hesabını vermeleri gerekir. İktidarın ulusal çıkarlargerekçesiyle Taliban’la görüşmek istemesinin asıl amacı, bu cihatçı-şeriatçı örgütü meşrulaştırmaktır. Cumhurbaşkanı Erdoğan,peşinen Taliban’ı tanıyacaklarını ilan ediyor. Ülkede kesinlikle demokrasi olmayacağını, kadınların ve kız çocuklarının durumlarının şeriata göre belirleneceğini ilan eden Taliban ile Türkiye’nin hangi ortak gündemi olabilir? Daha önce Afganistan’ı 10 yıl işgal edip çekilmek zorunda kalan Rusya’nın, 20 yıl işgal ettiği ülkeyi Taliban’ın eline teslim eden ABD, NATO ve batılı ülkelerin Taliban ile diyalog ve iş birliği arayışları, Çin’in Taliban’ı tanımaya hazırlanması, tam anlamıyla bir ikiyüzlülüktür! Taliban’ı tanıyıp meşrulaştırmak, ülkenin karanlığa gömülmesine, Taliban’dan olmayanların kitlesel katliamlarına, kafa kesme terörüne, kadınların recm edilmesine, kız çocuklarının köleleştirilmesine, hak ve özgürlüklerin yok edilmesine pirim vermek, onaylamaktır. Yapılması gereken Taliban’a değil, başta Penşir eyaleti olmak üzere, Celalabad, Esadabad gibi kentlerde başlatılan direnişe, sivil itaatsizlik eylemlerine destek vermek, Afgan halkıyla dayanışma sergilemektir. Taliban’ın 38 milyonluk ülkeyi kapkaranlık bir zindana dönüştürmesine dünya ülkeleri göz yumamaz. Afganistan’ın kurtuluşu ABD, Rusya, Çin vb. dış müdahalelerle değil, Afgan halkının kendi mücadelesiyle, vatanına, hak ve özgürlüklerine sahip çıkmasıyla olacaktır. O nedenle Penşir’de Kuzey İttifakı’nın yeniden canlandırılmasıyla başlatılan direniş hareketi çok önemlidir. Afganların kendi iradeleriyle Taliban’a karşı başlattıkları bu direniş desteklenmelidir. Ülkenin tüm süper güçlerin hedefinde olmasının nedeni, büyük bölümü henüz çıkarılmamış ve tutarı 3 trilyon dolar olarak hesaplanan yeraltı zenginlikleridir. Geleceğin yeşil enerji deposu olarak adlandırılan Lityum’un yanı sıra Berilyum, Altın, Bakır, Demir ve Petrol-Gaz rezervleri açısından Afganistan’ın çok zengin bir ülke olduğu bilinmektedir. Taliban’a karşı sergilenen bu ılımlı tavrın altında; ABD, Rusya, Çin ve diğer batılı ülkelerin Afganistan’ın zenginliklerini paylaşma mücadelesi yatmaktadır. Afgan halkı, Taliban’dan kaçan milyonların göçü ve mülteciye dönüşmesikendilerine uygar diyen egemen güçlerin umurunda bile değildir.İktidarın da Afganistan’da çok ağır bir insani dram yaşanırken,‘Taliban değişti’ deyip onu hemen tanıma eğilimine girmesi asla kabul edilemez!”