TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar, “Son yedi aydır çiğ süt destekleri ödenmiyor. Kuraklık destekleri de bir an önce ödenmelidir” dedi.
Özel sektörün çay alım fiyatlarının kiloda 2,5 liraya gerilediğini bildiren TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar, “Çiğ süt üreticisinin alım gücü, üretimi devam ettirecek seviyede değildir. Son yedi aydır çiğ süt destekleri ödenmiyor. Kuraklıktan zarar gören üreticilerin destekleri bir an önce ödenmelidir” dedi.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Doğu Karadeniz Bölgesinin en önemli geçim kaynaklarından olan çay, son dönemlerde fiyatlarıyla üreticiyi mağdur eden çiğ süt, üreticiyi ciddi zararlara uğratan kuraklık ve Şanlıurfa’da yaşanan elektrik kesintileri hakkında açıklama yaptı.
Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Artvin, Rize, Trabzon, Giresun ve Ordu illerinde bulunan küçük arazilerde 200 bin çiftçi ailesi tarafından yaklaşık 834 bin dekar alanda 1 milyon 420 bin ton civarında yaş çay üretildiğini belirten Bayraktar, şunları söyledi:
“Bölgede yaş çay alımlarının yüzde 53,3’ü ÇAYKUR, yüzde 46,7’si özel sektör tarafından yapılmaktadır. ÇAYKUR’un kotalarının dışında kalan çay alımlarını fırsat olarak gören özel sektörümüz, açıklanan fiyatın altında alım yaparak üreticileri mağdur etmektedir. Bu yıl ÇAYKUR tarafından açıklanan taban fiyat kiloda 3,87 lira iken, çay hasadının devam ettiği ilçelerde özel sektörün alım fiyatları kiloda 2 buçuk liraya kadar gerilemiştir. Bu durumda üretilen çayın yarıya yakını düşük fiyattan pazarlanmaktadır.
Diğer taraftan özel sektör; üreticilerimize bazen teslim edilen yaş çay karşılığında, para yerine yüzde 25 ila 50 arasında değişen oranda kuru çay vermeyi teklif etmektedir. Böylece pazarlama işini üreticiye yaptırmakta ve kuru çayı da piyasa satış fiyatından üreticiye satmaktadır. Üreticilerimizi zararına da olsa ürün teslim etmek zorunda bırakmaktadır.”
Bayraktar, çay üreticisinin kanunun bir önce çıkarılmasını beklediğinin de altını çizdi.
“Çiğ süt desteği 7 aydır ödenmiyor”
Ulusal Süt Konseyi’nin son toplantısında çiğ süt tavsiye fiyatını 1 Temmuz-31 Aralık 2021 döneminde altı ay süreyle brüt 3 lira 20 kuruş olarak sabitlediğini hatırlatan Bayraktar, “Bu fiyat süt üreticilerinin zarar etmesine neden olacaktır. Önümüzdeki dönemde döviz kur artışlarının yem başta olmak üzere diğer maliyetlere olası etkileri de dikkate alınarak fiyatlar yeniden belirlenmelidir” dedi.
“Çiğ süt üreticisinin alım gücü üretimi devam ettirecek seviyede değildir” diyen Bayraktar, şöyle devam etti:
“Üreticilerimiz ocak ayında bir litre süt sattığında 1,1 kilo yem alabilirken, temmuz ayında ancak 0,97 kilo yem alabilmiştir. Yani bir kilo sütle bir kilo bile yem alamamıştır.
Üreticinin hak ettiği primler ödenmedi
Bilim insanlarımız sürdürülebilir üretim için paritenin 1,5 olması gerektiğini söylemektedirler. Mevcut yem fiyatlarına göre olması gereken çiğ süt fiyatı 4 lira 57 kuruştur. Hâlbuki süt fiyatları 1 Temmuz-31 Aralık 2021 döneminde altı ay süreyle brüt 3 lira 20 kuruş olarak sabitlenmiştir. Üreticinin eline geçen net fiyat ise 2 lira 94 kuruştur. Aradaki fark çiğ süt fiyatlarını artırarak, yem fiyatlarını düşürerek ya da çiğ süt primini artırarak ve destekleri zamanında ödeyerek kapatılabilir. Çiğ süt fiyatları önümüzdeki dönem için bu şekilde uygulanmaya devam ederse hayvanlar kesime gidecek, yeni bir kriz kaçınılmaz olacaktır.”
Süt yemi fiyatlarına son yedi ayda yüzde 27,9, son bir yılda ise yüzde 62,7 oranında zam geldiğini vurgulayan TZOB Başkanı, “Çiğ süt fiyatları belirlenirken devletin verdiği desteklerde dikkate alınmakta, teşviklerle üreticinin eline geçecek para üzerinden hesaplar yapılmaktadır. Bu şekilde yapılan hesaplamanın doğru olmadığını yedi aydan beri ödenmeyen desteklerle daha iyi görüyoruz. 2021 yılı içerisinde üreticilerimize hak ettikleri primler henüz ödenmedi” bilgisini verdi.
“Kuraklık desteği bir an önce ödenmelidir”
Kuraklıkla ilgili son gelişmeleri de değerlendiren Bayraktar, şunları söyledi:
“Mayıs yağışlarının geçen yılın mayıs ayına göre yüzde 66 düşük olması, Marmara bölgesi hariç tüm bölgelerde yağışların azalması nedeniyle kuraklıktan etkilenen il sayısı Haziran başında 52’ye çıktı. Hububat ve baklagiller kuraklıktan en fazla etkilenen ürünlerdir. Arpa, buğday ve kırmızı mercimekte önemli üretim kayıpları olmuştur. Kuraklık, yeni ekilen mısır, şekerpancarı, patates, yeşil mercimek ve sebzeleri de olumsuz etkilemiştir. Meyveler, yem bitkileri ve meralar da susuzluktan zarar gören tarım alanlarıdır.
Bunun sonucunda piyasada yaşanan arz-talep dengesizliği sadece üreticileri değil tüketiciyi de olumsuz etkilemekte ve tarım ürünleri fiyatları istikrarsız hale gelmektedir. Tarımsal üretimde sürdürülebilirliği sağlamanın ve gıda tedarik zincirini zaafa uğratmamanın birinci ve vazgeçilemez yolu desteklerdir. Dolayısıyla, kuraklık destek ödemelerinin kuraklık şartlarına göre güncellenmesi ve mutlaka vakit kaybedilmeden ödenmesi gerekir.
Bu yıl ülkemizde son 50 yılın en kurak ayları yaşanmıştır. Tarımsal girdilerdeki enflasyon üstü fiyat artışları, desteklerdeki yetersizlik gibi üretim yapmayı olumsuz etkileyen sorunlara bir de aşırı kuraklığın eklenmesi üreticilerimizi fazlasıyla mağdur etmektedir. Dekar başına en fazla 100 lira olarak belirlenen kuraklık desteğinin en kısa zamanda çiftçilerimizin hesaplarına yatırılmasını bekliyoruz.”
Kaynak:Gıda hattı.com