4. Uluslararası Nirun ŞahingirayEğitim Forumu’nda 21. Yüzyılda Değişen Öğrenme Kültürü tartışıldı
Yeni eğitim düzeninde; yaratıcı öğrenme kültürü toplumun her kesimine yayılmalı,
öğretmenin değeri, donanımı ve statüsü doğru politikalarla arttırılmalı
Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nın (TEGV), 2008 yılında vefat eden ve mirasını Vakfa bağışlayan Nirun Şahingiray’ın adını ve anısını yaşatmak için düzenlediği 4. Uluslararası Nirun Şahingiray Eğitim Forumu, alanında uzman konuşmacılar ve 1000’ e yakın katılımcı ile eğitim alanındaki yenilik ve gelişmelerin tartışıldığı bir platforma dönüştü.
Görüşlerini katılımcılarla paylaşan değerli uzmanların üstünden birleştikleri noktalar ise şunlar oldu;
- Eğitimciler teknolojiye daha hakim olmalı ve eğitimde gerçek ihtiyaçları ortaya koyarak teknoloji projelerine yön vermeli
- Okullarda sosyal duygusal becerileri geliştirecek ekosistemler yaratılmalı; anadil,ekoloji, eleştirel, bilim, ve duygusal okur yazarlık hedeflenmeli
- Yapay zeka, bireysel öğrenme deneyimlerini güçlendirecek şekilde geliştirilmeye devam ederken, okulda öğretmen ve öğrencilerin topluluk oluşturma, yaratıcı öğrenme, ilişki kurma, birlikte değer yaratma becerilerine alan açmalı
Pandemi nedeniyle çevrimiçi etkinlik olarak gerçekleşen forumun açılış konuşmasını TEGV Yönetim Kurulu Başkanı Oktay Özinci yaptı. Özinci konuşmasında, eğitime gönül vermiş yüzlerce kişiyi ekranları başında görmekten duyduğu mutluluğu dile getirdi, eğitimde fırsat eşitliğinin önemine değinen Özinci sözlerine şöyle devam etti: “Önümüzdeki aylardan itibaren pandeminin olumsuz etkilerini silmek üzere hükümetlerin, eğitimcilerin, bizim gibi sivil toplum kuruluşlarının el ele vererek daha fazla çalışması gerekecek. Eğitim alanında faaliyet gösteren bir Vakıf olarak bu konudaki gelişmeleri ve yenilikleri takip etmek vizyonumuzun bir parçası”.
TEGV’den 10 bin çocuğa uzaktan eğitim, 2 binden fazla çocuğa tablet
“Biz pandemi sürecini bir kaostan öte, bir tohum ekme dönemi olarak görmeyi arzu ettik” diye konuşan TEGV Genel Müdürü Sait Tosyalı ise konuşmasında: “Bu süreçte her zaman daha iyisini nasıl yapabileceğimize akıl yorduk. Çocuklarımızla olan iletişimimizi hiç kesmedik. Tüm eğitim içeriklerimizi dijital platforma taşıyarak 27 Ekim’de Uzaktan Eğitime geçtik. Türkiye’nin dört bir köşesinde 10 bine yakın çocuğumuzla buluşmayı başardık. Ayrıca özellikle köy okullarındaki teknolojik eksikliklerin, eğitimin sağlıklı yapılmasına engel oluşturduğunu gördük. Arçelik ve Eski Arçelikliler Derneği’nin desteğiyle yürüttüğümüz ‘Yeni Dünya’ kampanyasında bugüne kadar 2 binden fazla çocuğumuzu tabletleriyle buluşturduk.” dedi
Öğretmenlerin yerini teknoloji mi alacak?
Eğitim alanında dünya çapında saygın isimlerden biri olan Vikas Pota, Pandemi sonrası eğitim ile ilgili “Pek çok insan teknolojinin öğretmenlerin ve okulların yerini alacağına inanıyor, ben bunun olacağına inanmakta zorlanıyorum. Geçen yıl dünyanın en büyük eğitim konferansını düzenledim ve yeni normale yön vermelerine yardımcı olmak için öğretmenlerin öğrenme kayıplarının en aza indirilmesi konusunda daha fazla katkıda bulunmaları gerekeceğini gördük. Deneyimlerimizin bir sonucu olarak öğretmenlerin rolünün daha da öne çıkacağına inanıyorum. ” dedi. Öğretmenliğin çok ciddi bir entelektüel birikim gerektirdiğini, öğretmenliğin en önemli meslek olduğunu, ve politika yapıcıların bu mesleğin değerini arttıracak faaliyetlerde bulunmasının altını çizdi.
Sadece öğrenciler değil, tüm ekosistem yaratıcı olmalı
Wix Education’da Öğrenme Tasarımı ve Topluluk Lideri olan Saskia Leggett ile yaratıcı ve anlamlı öğrenme deneyimleri tasarlayan Mariana Tamashiro ‘Yaratıcı Toplumlar Yetiştirmek’ konulu oturumda katılımcılar ile buluştu. Oturumda şu noktaların altı çizildi: “Yarının dünyasını yaratıcılık, teknoloji ve eğitimin kesiştiği yol haritaları şekillendirecek. Ancak bunun için net bir yol haritası olduğuna inanmıyoruz. Öncelikle insanların bireysel özelliklerini öğrenme sürecine dahil etmek, insanların gerçekten neyle ilgilendiklerinin ve onlar için neyin önemli olduğunun keşfedilmesine olanak tanıyabilir. Yaratıcı öğrenme dediğimizde 4P çok önemli: projelendirme (Project design), tutku (passion), akranlar (peer) ve oyun yoluyla yaratıcılığı gerçekleştirme (play). Sonuçta, insanların kendilerini keşfetmelerine olanak tanıyan yaratıcı, eğitici ve teknolojik bir ortamı beslememiz gerekiyor. Eğitimde yaratıcılıktan bahsederken hemen öğrencilere odaklanıyoruz. Oysa bir sistemin sürdürülebilir şekilde yaratıcı olması için, eğitimciler, ebeveynler, politika yapıcılar dahil tüm ekosistemde yaratıcılığı desteklemek gerekiyor.”
Riiid Lab’de Öğrenimde Eşitlikten Sorumlu Başkan olarak görev yapan Jim Larimore ‘Eğitimde Fırsat Eşitliği: Yapay Zeka Çözüm Olabilir mi?’ konulu konuşması ile katılımcılarla buluştu. Jim Larimore konuşmasında; “Yapay zeka teknolojisinin kullanımıyla ilgili çeşitlilik, eşitlik ve etik konularının merkezi olarak önemli olduğunu düşünüyorum. Gezegende okulların kapanmasına neden olan COVID-19 salgını, eğitimde eşitlik konularını halkın dikkatine çekti. Eşitlik, dünyanın her bölgesinde eğitimde bir sorundur. Yetenek ve potansiyel dünya nüfusu arasında oldukça eşit bir şekilde dağılmış olsa da, bu yeteneği ve potansiyeli geliştirme fırsatı öyle değildir. Genel olarak, daha yüksek aile geliri ve ayrıcalık, bir gencin öğrenmesi ve gelişmesi için ihtiyaç duyduğu okul içi ve dışı desteklere sahip olma olasılığını artırır ve daha düşük aile geliri ve yoksulluk ise bu olasılığını düşürür.” diyerek yapay zekanın eğitimde eşitlik için nasıl çözün olabileceğine dair fikirlerini paylaştı.
San Francisco Bölgesi’nde sanat, bilim ve teknoloji keşiflerini ”tinker” (kurcalama, deneme, yanılma yolu ile bir ürün ortaya çıkarma) yoluyla desteklemek için kaynaklar geliştiren bir yaratıcı tasarım stüdyosu olan Wonderful Idea Company’nin kurucu ortağı ve lider eğitimcisi olan Ryan Jenkins ‘Yaratıcı Öğrenme’ başlıklı konuşmasında, tamir atölyelerine liderlik etmek için dünyanın dört bir yanındaki farklı müzelere, okullara ve yaratıcı alanlara gerçekleştirdiği seyahatlerinden tecrübelerini paylaştı. Jenkins: “Tamircilik, kendi fikirlerimizi keşfetmeye odaklanan bir öğrenme yaklaşımıdır. Tamir etme, gerçek malzemelerle çalışmaya ve fiziksel prototipler oluşturmaya dayanır çünkü öğrenme sürecinin somut bir temsiline sahip olduğumuzda daha iyi öğreneceğimize inanıyoruz. Fiziksel bir prototipe sahip olmak, işlerin nerede yanlış gittiğini görmemizi sağlar, bize öğretmenler ve akranlarla bağlantı kurduğumuzda bakacağımız bir şey verir ve işler yolunda gidip gitmediğinde materyallerden doğrudan geri bildirim almamızı sağlar. Tamir etmek, sanat, bilim ve teknoloji ile birleştiğinde en iyi sonucu verir bu sayede yeni ve alışılmadık fikirler üretebiliriz ”şeklinde konuştu.
Uzaktan eğitimde oyun olmaz diyenlere cevap olarak Bahçeşehir Üniversitesi, Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü Başkanı ve Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Yavuz Samur foruma katılımcılarla oynadığı birbirinden keyifli oyunlarla renk kattı.
20 yılı aşkın süredir eğitimci ve eğitim yöneticisi olarak görev alan Kayhan Karlı ‘Dijital Çağın Çocukları İçin Kadim Yetkinlikler’ konulu konuşmasında; “Biz çocuklarımızı 10 yaşına kadar 3 kadim beceri ile yetiştirmeliyiz. Bu üç kadim beceri: Anadil okuryazarlığı, eleştirel okuryazarlık ve matematik okuryazarlığı. Bütün bunlar ebeveyn ve eğitimciler tarafından üstüne değinilmesi gereken konulardır.
10-14 yaş arasında ise bir başka kadim beceriyi buraya eklemek gerekiyor: Bilim okuryazarlığı.
Sorun çözen çocuklar istiyorsak yapmamız gereken bu okuryazarlıkları çocuklara kazandırmaktır.
Bunlara ek olarak bizim çocuklarımız değişen dünya düzeni ile doğaya hakim değil doğanın bir parçası olduğunu öğrenmek zorunda. Ekolojik farkındalığı yükseltmemiz lazım, teknolojiyi kadim becerilerimize araç olarak kullanmalıyız.” dedi.
Lenovo’nın Pazarlama ve İletişimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Banu Soyak ‘Yapay Zeka ve Gelecek’ konulu bir sunum gerçekleştirdi. Sunumun ilgi çeken başlıkları günümüz yapay zeka teknolojileri olan fiziksel ve sanal robotlar, ses tanıma, görüntü ve yüz tanıma, makine öğrenmesi ve derin öğrenme konusu oldu. Bunun yanı sıra sağlık, tarım, perakende, eğitim, otomotiv ve lojistik alanlarında yapay zekadan nasıl yararlanıldığı gibi konularda bilgiler paylaşan Soyak, yapay zekanın ham maddesi ve en önemli malzemesi ‘veri’ diyerek geleceğin en parlak mesleğinin de veri analistliği olacağı şeklinde fikrini paylaştı.
4. Uluslararası Nirun Şahingiray Eğitim Forumu kapsamında ayrıca ‘Öğrenme ve Teknoloji- Neredeyiz; Nerede Olmalıyız; Nelere Dikkat Etmeliyiz?’ ve ‘Sosyal Duygusal Öğrenme- Gereksinim, Kapsam ve Uygulamaları’ başlıklı iki de panel düzenlendi.
‘Öğrenme ve Teknoloji- Neredeyiz; Nerede Olmalıyız; Nelere Dikkat Etmeliyiz?’ başlıklı panele, Khan Akademi Genel Müdürü Alp Köksal moderatörlük yaptı. Köksal’ın unutulmaz Hababam Sınıfı repliklerinden “Okul sadece dört yanı duvarla çevrili, tepesinde dam olan yer değildir. Okul her yerdir.” diyerek okulun öneminin altını çizdiği oturumda, Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Şirin Karadeniz, ENKA Okulları Müdür Yardımcısı ve Teknoloji Koordinatörü Hakan Umutlu, kurumlara eğitim ve danışmanlık hizmeti veren ETZ Akademi’nin kurucusu Işıl Boy Ergül ve Bahçeşehir Üniversitesi Eğitim Teknolojileri Yüksek Lisans ve Doktora Program Koordinatörü Doç. Dr. Yavuz Samur görüşlerini paylaştı.
‘Sosyal Duygusal Öğrenme- Gereksinim, Kapsam ve Uygulamaları’ konulu ikinci panel ise Boğaziçi Üniversitesi Temel Eğitim Bölümü’nden Doç. Dr. Mine Göl Güven’in moderatörlüğünde gerçekleşti.
Mine Göl Güven moderatörlük yaptığı panelde sosyal duygusal öğrenme ve bu konudaki yetkinliklerin neler olduğu konularına değindi. Sosyal duygusal öğrenmenin öğretmenler tarafından uygulanabilirliği konusundaki istatistiksel bilgilere yer verdiği sunumunda Güven: “Sosyal duygusal öğrenme becerilerini destekleyerek işbirliği ve paylaşma, dayanıklılık, okula aidiyet ve devam, çatışmaları yapıcı çözme, sorumlu vatandaşlık, sorumlu karar verme, öz saygı ve öz yeterlilik, esenlik ve akademik başarı geliştirebiliyor. Bunun yanı sıra saldırganlık ve şiddet, suça yönelme erken yaş cinsel deneyim, uyuşturucu ve alkol kullanımı, değersizlik hissi okuldan kaçma ve terk, zorbalık ve siber zorbalık, stres ve kaygı sınırlandırılmış oluyor. ” dedi.
Panelde ‘Değerler Eğitimi: Eğitimde Farklılık ve Katılım Hakkı’ kitabı yazarlarından Melda Akbaş, YÖM Okulları’nın Akademik Koordinatörü Barış Sarısoy, Sosyal Pedagog Cavit Yeşildağ ve TÜSİAD Genel Sekreteri Ebru Dicle katılımcılarla biraraya geldi.
Forum haftası 24 – 28 Mayıs tarihlerinde paralel oturumlarda dijtal oyun üretme, dijital sanat, çocuklar için felsefe ve daha birçok yenilikçi içerikle 15 atölye ile devam edecek.