Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlenen Ankara Valiliği Eğitim Tesisleri Toplu Açılış Töreni’ne katıldı.
Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, buluşmalarının iki ana ekseninin olduğunu, bunlardan birincisinin muallim, ikincisinin talebe olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin iradesiyle Türkiye’yi yönetme vazifesini üstlendiklerinde ülkeyi adalet, sağlık, eğitim ve emniyetten oluşan dört temel sütun üzerinde yükseltecekleri sözünü verdiği anımsattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece bu dört alanda değil, savunmadan ulaştırmaya, ticaretten dış politikaya, enerjiye kadar her alanda millete verdikleri sözleri yerine getirmenin iftiharı içerisinde olduklarını kaydederek şöyle devam etti: “Son 18 yılda hazırladığımız tüm bütçelerde aslan payını eğitim-öğretime ayırdık. 2002 yılında millî eğitim bütçesi sadece 7,5 milyar lirayken 2021 yılında bu rakam 147 milyar liraya yükseldi. Yükseköğrenimi dâhil ettiğimizde, eğitim-öğretim bütçemiz 211 milyar lirayı aşıyor Yine 18 yıl önce resmi, özel dâhil okul ve kurum sayımız 50 bin 877 iken bugün bu sayı 87 bin 640’a çıktı. Ülkemiz genelindeki derslik sayısını da 343 binden 600 bine taşıdık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadro tahsislerinde en büyük payı eğitim-öğretime ayırdıklarının altını çizerek 2002 yılından bugüne kadar toplam 693 bin öğretmenin atamasını gerçekleştirdikleri bilgisini paylaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir müjde paylaşmak istediğini belirterek, “Önümüzdeki aylarda 20 bin öğretmenimizin daha atamasını yapacağız. Bu öğretmenlerimizin de katılımıyla yolumuza çok daha güçlü bir şekilde devam edeceğiz. Yeni yapacağımız 20 bin öğretmen atamasının şimdiden eğitim-öğretim camiamıza, milletimize ve öğrencilerimize hayırlı olmasını diliyorum” dedi.
“EĞİTİMDE SADECE ALTYAPIYI GELİŞTİRMEKLE KALMADIK, BAKIŞ AÇISINI DA YENİLEDİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Eğitimde sadece altyapıyı geliştirmekle kalmadık, bakış açısını da yeniledik. Tacik asıllı Afganistanlı yazar Halid Hüseyni bir kitabında, ‘Çocuklar boyama kitabı değildir onları en sevdiğin renge boyayamazsın’ diyor. Bizden önce maalesef Türk eğitim-öğretim sistemi öğrencilerin yeteneklerini keşfetmekten ziyade onları formatlamak üzerine kuruluydu. Kılık kıyafetten müfredata kadar hemen her alanda vesayetçi, tek tipçi zihniyetin renkleri hâkimdi. Yeni öğretmenlerle kadrolarımızı yenilerken eğitim öğretim sistemimizi de bu jakoben bakış açısının tasallutundan kurtarmaya çalıştık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28 Şubat ürünü sekiz yıllık kesintisiz eğitim-öğretim dayatmasına son vererek 4+4+4 ile eğitim-öğretimi kademelere bölüp zorunlu eğitimi 12 yıla çıkardıklarını anlatarak, Türkiye’de bir dönem gizli saklı yürütülen Kur’an-ı Kerim ve Siyer-i Nebi eğitimini tüm öğrenciler için erişilebilir hâle getirdiklerini söyledi.
Üniversiteye girişteki okul katkı puanlarını, katsayı farklılıklarını, yıllarca marjinal örgütler tarafından istismar edilen üniversite harçlarını kaldırdıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Böylece eğitim-öğretim sistemimizin tüm gücünü ve enerjisini başka şeyler yerine sadece çocuklarımızın gelişimine odaklamasını temin etmenin gayreti içinde olduk” diye konuştu.
“EĞİTİM-ÖĞRETİM ALTYAPIMIZI TAMAMEN YENİLEDİK”
“Gençlik yıllarımızda Türkiye yasakların, yoklukların, korkuların, kuyrukların ülkesiydi” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eskilerin deyimiyle bu ülke delikli kuruşa muhtaç olduğu kötü günler yaşadı” ifadesini kullandı.
Boyası, badanası olmayan derme çatma okul binalarında hayatlarını geçirdiklerini, aynı sırada en az üç öğrencinin oturduğu sınıflarda, kara tahta önünde, tebeşir tozları içinde ders işlemeye çalıştıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, öğrencilerin çoğunun abisinin, ablasının kitaplarıyla veya komşudan ödünç alınan kitaplarla okulunu bitirdiğini belirtti.
Teksir kâğıtlarından yapılan kitapların satıldığını, kitap almak için kırtasiye önlerinde bir hafta nöbet beklendiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, taşradaki okulların durumunun ise o zamanlar çok daha vahim olduğunu, çoğu zaman birkaç sınıfın bir arada eğitim-öğretim gördüğü köy okullarında öğrencilerin ısınmak için yanlarında çantalarıyla beraber yakacak getirdiklerini söyledi.
Servis hizmeti olmadığı için öğrencilerin okullarına saatlerce yürümek zorunda kaldığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisinin de yarım saatlik mesafeyi yürüdüğünü kaydetti.
Kütüphane, laboratuvar, spor salonu gibi imkânların ise büyük şehirlerdeki okullarda bile lüks kabul edildiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şimdi artık yeni okul inşa ederken spor salonlarının yapılmasını özellikle istediklerini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “18 yılda eğitim-öğretime yaptığımız devasa yatırımlarla ülkemize ve milletimize yakışmayan o utanç tablolarına biz son verdik. Lider ülke Türkiye idealimize uygun şekilde eğitim-öğretim altyapımızı tamamen yeniledik” açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün ise ilk ders zilinin çalmasıyla tüm okul kitaplarının sıralarında öğrencileri beklediğini, köylerdeki 667 bin öğrencinin okullarına saatlerce yürüyerek değil, kapısının önüne kadar gelen servis araçlarıyla gittiğini aktardı.
Büyükşehirlerden ilçelere kadar okullara kütüphane ve laboratuvar kazandırmak için var güçleriyle çalıştıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Türkiye genelinde toplam 29 bin adet kütüphane ve 2 bin 750 dijital kütüphanenin öğrencilerin hizmetinde olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye, son 18 yılda eğitim-öğretim altyapısını dünyada en hızlı geliştiren, en hızlı yenileyen ülkelerin başında geliyor. Daha önce biz başka ülkelerin eğitim-öğretim şartlarına gıptayla bakarken şimdi birçok ülke bizim eğitim-öğretim imkânlarını örnek alıyor” sözlerine yer verdi.
“KORONAVİRÜS SALGINIYLA BERABER EĞİTİM VE ÖĞRETİMDE DİJİTALLEŞME HİÇ OLMADIĞI KADAR ÖNE ÇIKTI”
Hayatın her alanında olduğu gibi eğitimde de ihtiyaç, talep, beklenti ve yönelimlerin zamanla değiştiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Zamana karşı durmak ve değişime direnmek, yel değirmenlerine meydan okumaktan farksızdır. Buraya nereden, hangi şartlardan geldiğimizi elbette unutmayacağız. Anne ve babalarımızın bugün bize gayet tabii gelen imkânlar için neler çektiğini, ne tür bedelleri ödediğini de aklımızdan çıkartmayacağız. Nereden geldiğimizi bilmek, bize sunulan imkânların kıymetini takdir etmek bakımından önemlidir ama hedeflerimiz açısından yeterli değildir. Geçmişten ders alarak ama geçmişe de takılıp kalmadan kararlı adımlarla geleceğe yürümemiz gerekiyor. Nasıl dünün güneşiyle bugünün çamaşırı kurumazsa geçmişin zihniyetiyle de yarının Türkiye’sini inşa edemeyiz.”
Eğitim başta olmak üzere her alanda politikalar belirlerken maziden atiye uzanan geniş bir vizyonla hareket edilmesi gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Koronavirüs salgınıyla beraber eğitim ve öğretimde dijitalleşme hiç olmadığı kadar öne çıktı. Bir tarafta kaybederken, öbür tarafta da bana göre dijitalleşmeyle çok farklı bir mesafeyi aldık” dedi.
Zamanında teknolojiye ve iletişim altyapısına yatırım yapan ülkelerin salgın sürecini diğer ülkelere nazaran daha kolay atlattığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünya Sağlık Örgütü, Koronavirüsün 2022’nin başında sona ereceği yönünde açıklama yaptı. İnşallah dedikleri gibi olur. Biz buna da hazırlığımızı yapmamız lazım ama rehavete kapılamayız. Şu anda dünyada aşılamayı en başarılı şekilde yürüten ülke Türkiye. Dün itibarıyla hamdolsun 7,5 milyonu bulduk” şeklinde konuştu.