Haberin Yıldızı-
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin geçmişte yaşadığı kavgaların ve ödediği bedellerin arka planında, Türkiye’yi siyasi ve ekonomik olarak geri bırakma hesaplarının yattığını artık çok daha net ifade edebildiklerini söyledi.
“Ülkemizin jeostratejik avantajlarını kullanmasına engel olmak için başımıza musallat edilen gaileler kendiliğinden ortaya çıkmamış, hepsi de proje dahilinde üretilmiştir.” ifadesini kullanan Erdoğan, “Çok partili siyasi hayata geçişimizin ardından kabuğumuzu kırmak için yaptığımız her hamlenin darbe duvarına çarparak, bizi yeniden içimize kapatması bu projenin bir parçasıdır.” dedi.
Savunma sanayi projelerini engelleme gayretleri ile milletin birliğini ve beraberliğini hedef alan senaryoların “hep aynı kaynaktan beslendiğini” anlatan Erdoğan, “Bugün de PKK’dan FETÖ’ye kadar envai çeşit terör örgütünü üzerimize salanlarla, içeride bunların borazanlığını yapanların ipi, dikkat edin, aynı ele çıkıyor. Bundan tam 7 yıl önce yaşadığımız, 17-25 Aralık emniyet-yargı darbe girişimi sonrasında, aylarca Meclis’te grup kürsülerinden terör örgütünün montaj kasetlerini yayınlayanlara bu görevi verenleri biliyoruz.” diye konuştu.
15 Temmuz gecesi, millet canı pahasına darbecilere karşı direnirken, tankların açtığı yoldan Bakırköy’e gidip, televizyon karşısında kahvesini yudumlayarak demokrasinin yıkılışını bekleyenlere bu rahatlığı verenleri de bildiklerini belirten Erdoğan, “Evet, 17-25 darbe girişimini hukuk kılıfına sokmaya çalışanın da 15 Temmuz darbe girişimine ‘tiyatro’ diyenin de gerisinde aynı silüet, aynı zihniyet vardır.” ifadesini kullandı.
“Biz bu zihniyeti gayet iyi tanıyoruz.” diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu zihniyet, PKK’lı teröristleri ‘hendek kazan arkadaşlar’ olarak tanımlayandır. Bu zihniyet, YPG’li teröristleri ‘vatanlarını savunan oluşumlar’ şeklinde takdim edendir. Bu zihniyet, FETÖ’cüleri ‘haklarını arayan mağdurlar’ gibi göstermeye çalışandır. Bu zihniyet, şehirlerimizi yakıp yıkan Gezicileri ‘aydınlanma hareketi’ olarak gösterendir. Bu zihniyet, Suriye’de zalim rejimi överken, hayatları ve istiklalleri için mücadele eden mazlumları terörist diye yaftalayandır. Bu zihniyet, Doğu Akdeniz’de Yunan ve Rum tezlerine sahip çıkarak, onların gazetelerine övgüyle manşet olandır. Bu zihniyet, Karadeniz’deki doğalgaz sevincimize ortak olamayandır. Bu zihniyet, Türkiye’nin Libya’daki, Karabağ’daki başarısından rahatsızlık duyandır. Bu zihniyet, Batılı yatırımcılara ve turistlere her fırsatta ‘Türkiye’ye gelmeyin’ mesajı verendir. Bu zihniyet, ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanına ‘diktatör’ diye bühtan ederken, kendi partisinde faşizmin en sefil şeklini uygulayandır. Bu zihniyet, seçilmiş milletvekillerini pazarda satışa çıkarırcasına zorla başka partilere gönderirken bile demokrasiden söz edebilendir. Bu zihniyet, ekonominin sıkıntıya girmesinden, salgının artmasından, terörün azmasından, hatta yaşanan kazalardan bile siyasi çıkar elde etmeyi umacak kadar alçalabilendir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bu zihniyetin temsilcisi olan zat işte dün çıktı, ülkemize yurt dışından ve yurt içinden kaynak kazandırmak için zaman zaman başvurduğumuz varlık barışı uygulamasını, uyuşturucu, fuhuş, organ ticaretiyle irtibatlandıracak kadar alçaldı ve düştü. Evet, bunun adı, o zatın kendi meşrebinde dahi düşkünlüktür. İşte bu, kendi ülkesine ve halkına husumeti siyasetinin merkezine oturtan zihniyeti, ona sufle verenlerle birlikte tarihe gömmek boynumuzun borcudur.
Her şey gibi muhalefetin de yerli ve millisini ülkemize kazandırmak inşallah bize nasip olacaktır. Tarihimizin en önemli dönüm noktalarından birinden geçtiğimiz şu günlerde, Cumhur İttifakıyla birlikte ülkemizi önce 2023’e ulaştırmakta, ardından da çok daha güçlü şekilde yoluna devam ettirmekte kararlıyız. Allah’ın yardımı ve milletimizin desteğiyle bu hedefe ulaşana kadar hiçbirimize durmak, dinlenmek yoktur. Şairin dediği gibi ‘Şeb-i yeldayı müneccimle muvakkit ne bilir, Mübtela-yı gama sor kim geceler kaç saat.’ Önceki gün vasıl olduğumuz en uzun geceye atfen yazılan bu mısralardan ilhamla diyoruz ki, ülkeye ve millete hizmetin tadını ancak, bizim gibi bunu 18 yıldır kesintisiz yaşayanlar bilir.”
AK Parti olarak, kuruldukları günden beri girdikleri 15 genel ve mahalli seçimin, halk oylamasının, Cumhurbaşkanlığı seçiminin tamamından, milletin gönlünü kazanmayı başararak, birinci çıktıklarını belirten Erdoğan, “Tarihleri faşizmle, darbecilikle, milletin değerlerine husumetle, bugünleri ise taciz, tecavüz, hırsızlık iddialarıyla dolu olanların bu hazdan habersiz şekilde siyasetten silinip gidecek olmaları ne acı.” diye konuştu.
Bütçe görüşmelerinde AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Efkan Ala’nın tüm rakamlarıyla bu süre içinde CHP’nin nereden nereye geldiğini çok açık net ortaya koyduğunu belirten Erdoğan, “Kendisinin televizyon programlarında nasıl sözler verdiğini, ‘eğer şu kadar oy alamazsam tabii ki durmam, çeker giderim’ dediği halde hala nasıl, hangi yüzle o koltukta oturuyor bunu anlamak mümkün değil. Yüzüne baka baka Efkan Bey bunları söyledi. Mecliste bunları söyledi mi, söyledi ama yüz ola yüz, yüz yoksa ne ola.” dedi.
İktidarı, milli iradeye ram olmak yerine terör örgütlerinin arkasında, krizlerin gölgesinde, özellikle de dışarıdan kırpılan gözlerde aramaya devam ettikleri müddetçe, bu akıbetten kurtulamayacaklarını vurgulayan Erdoğan, “Rabbim kimseyi böyle nasipsizlerden eylemesin. Biz, Rabbimizin yardımına ve milletimizin desteğine güvenerek yolumuza devam edeceğiz.” diye konuştu.
Erdoğan, “2020 yılında koronavirüs salgını sebebiyle sadece sağlık alanında değil, dış politikada da sancılı bir dönem geçirdik. Doğu Akdeniz’den Libya’ya, Suriye’den Dağlık Karabağ’a uzanan geniş bir coğrafyada son derece çetrefil meselelerle yüzleştik. Karşılaştığımız tehditlerin büyüklüğü ne olursa olsun, kardeşlerimizin onurunu, ülkemizin menfaatlerini, aziz milletimizin hak ve hukukunu kimseye çiğnetmedik. Türkiye’nin çıkarlarını savunmak için gerektiğinde bedel ödedik, sıkıntı çektik, ama zalimler karşısında asla baş eğmedik.” diye konuştu.
Türkiye denilince akla ilk insanlığın, adaletin, haysiyetli bir dış politikanın geldiğini vurgulayan Erdoğan, “Ülkemiz, ilkeli, kararlı ve vicdani politikalarıyla, Afrika’dan Asya’ya tüm mazlum ve mağdurlara umut aşılıyor. Ay yıldızlı al bayrağımız, milletimizin istiklali yanında tüm dünyada zulme karşı direnişi, diklenmeden dik duruşu temsil ediyor.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin yıldızı yükseldikçe maruz kaldığı saldırıların şiddetinin arttığına dikkati çeken Erdoğan şöyle devam etti:
“Satranç tahtasını andıran uluslararası arenada giderek daha etkili şekilde oyun kuran Türkiye gerçeği, çatışma ve kaostan beslenenleri rahatsız ediyor. Eksen tartışmalarından ülkemizin adının terör örgütleriyle yan yana getirilme çabalarına kadar pek çok zorlama ithamın gerisinde, bu rahatsızlık yatıyor. Oysa ne Türkiye’nin ekseninde bir kayma ne de ülkemizin terör örgütleriyle mücadelesinde bir zafiyet vardır. Ne dedik, ‘Gabar’da da Cudi’de Bestler Dağları’nda da Kandil’de de bu teröristleri ezeceğiz, inlerinde vuracağız’ dedik ve vuruyoruz. Ara vermek yok. Aynı kararlılıkla askerimizle, polisimizle, jandarmamızla, bütün gönüllü korucularımızla, bu mücadeleyi devam ettiriyoruz. Bu bir kararlılığın, bir inancın, bir azmin gereğidir. Hatta ülkemiz DEAŞ başta olmak üzere terör örgütleriyle pek çok farklı coğrafyada göğüs göğse çarpışan tek NATO üyesidir.