Haberin Yıldızı-
Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda, Meclis Genel Kurulu’nda geçen hafta kabul edilen 2021 yılı bütçesinin ülkeye ve millete hayırlı olmasını dileyerek, “2021 bütçesi, 83 milyon vatandaşımızın her birine hizmet edecek, her insanımızın hayatına dokunacak, her bireyin geleceğinin inşasına katkı verecek bir belgedir.” dedi.
Bütçe görüşmelerinin, Meclisin temel görevleri arasında ilk sıralarda yer aldığını söyleyen Erdoğan, Meclis’te kabul edilmesiyle bütçenin artık, iktidarı ve muhalefetiyle tüm Meclis’in, tüm ülkenin ve milletin bütçesi haline geldiğini dile getirdi.
Sözlerine Bu yıl 747’nci vuslat yılı olan Mevlana’nın, “Testinin içinde ne varsa dışına da o sızar.” sözünü hatırlatan Erdoğan, “Şahsımıza, partimize, grubumuza, hükümetimize ahlak ve nezaket sınırlarını aşarak saldıranların yaptıkları, içlerindeki kini, nefreti, cürufu dışa yansıtmaktan ibarettir. Bu durumun takdirini milletimize bırakıyoruz.” dedi.
Eskilerin, “Üslub-u beyan, ayniyle insan” dediğini aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bunların da üslupları kişiliklerinin yansımasıdır. Bizim üzüldüğümüz husus, ülkemizde vizyoner politika ortaya koyan, program ve proje üreten, halkın kafasını karıştırmaya değil gönlünü kazanmaya çalışan bir muhalefet anlayışının eksikliğidir. ‘Çamur at, tutmazsa da izi kalır.’ mantığıyla her gün yeni bir yalan söyleyen, yalanı yüzüne vurulduğunda ise hiç utanıp sıkılmadan hemen bir sonraki yalana geçen, bazen dönüp eski yalanları yeniden tekrarlayan bu zihniyetle hiçbir yere varamayız. Bizimle vizyonda, programda, projede yarışamayanların işi, kendi aralarında hakaret, iftira, yalan yarışına çevirmeleri, ülkemiz adına bir kayıptır. Üstelik bu yalanları milletin gözünün içine baka baka ve kendilerinden gayet emin şekilde söylüyorlar. Bir doğrunun yanına dokuz yalan katarak çizdikleri resme herkesin de inanmasını bekliyorlar. Kendilerine itibar etmeyen işçi, çiftçi, öğretmen, yargı mensubu, polis, asker kim varsa herkese hakaret etmekten de çekinmiyorlar.
Sanıyorum bunlar kendilerini halen herkesi karşılarında hizaya diktikleri tek parti devrinde sanıyorlar. Öğretmen CHP’liyse ‘makbul’, değilse ‘kötü.’ Çiftçi CHP’ye oy veriyorsa ‘iyi’, vermiyorsa ‘cahil.’ Yargı mensubu CHP’nin istediği gibi davranıyorsa ‘saygıdeğer’, kendi vicdanına göre hareket ediyorsa ‘militan.’ Polis CHP’nin arzusu istikametinde hareket ediyorsa ‘aferin’, kanuna ve amirlerinin emirlerine göre davranıyorsa ‘zorba.’ Bu listeyi her meslek grubu, her fert için uzatmak mümkündür. Sanıyorum bu zatlara Türkiye’nin 70 yıldır demokrasiyle yönetildiğini sık sık hatırlatmak gerekiyor. Demokraside asıl olanın, sağa sola tehditler yağdırmak değil, ülkeye ve millete hizmet etmek olduğunu da bu hatırlatmanın üzerine eklemeliyiz.”
Bu ülkede hiç kimsenin CHP’nin keyfine göre hareket etme, CHP’nin istediği gibi davranma mecburiyeti olmadığını vurgulayan Erdoğan, sunları kaydetti:
“Hepsini bir kenara bıraktık, hiç değilse, bu toplumu millet yapan hasletlerin başında gelen dayanışma, yardımlaşma, paylaşma ruhumuza saygı gösterseler, ona da razıyız. Allah rızası için iş yapmak nedir, milletin gönlünü kazanmak nedir bilmeyenler, salgın döneminde yapılan hayırlı işleri lekelemek için adeta canhıraş bir çaba içinde. Kendilerinden bu üstün gayretin en azından bir kısmını, ülkenin hayrına işlere hasretmelerini bekliyoruz. Çünkü biz 2023 hedeflerimizin karşısına çok daha iddialı hedeflerle, 2053 vizyonumuzun karşısına çok daha geniş vizyonlarla, 2071 hayalimizin karşısına çok daha büyük hayallerle çıkan bir muhalefet görmek istiyoruz. Proje üretmek yerine başkalarının projelerine payandalık etmek, kendi hayalini kurmak yerine başkalarının hayalinde figüran olmak bizim asla itibar veya takdir edeceğimiz bir siyaset tarzı değildir. Kendi partilerinin içini bir ur gibi sardığı anlaşılan taciz, tecavüz, hırsızlık vakalarına karşı erdemli bir duruş sergilemek yerine, yalan ve iftira çıtasını yükselterek gündem saptırmaya çalışanlar beyhude yere çırpınıyor.
CHP’nin eğer azıcık ar, haya duygusu varsa tüm bu taciz, tecavüz, hırsızlık iddialarından temizlenmeden milletin karşısına çıkmaması lazımdır. Gün geçmiyor ki bir taciz, tecavüz, hırsızlık olayı duymayalım. Ondan sonra utanmadan, sıkılmadan, arlanmadan çıkıyor ne diyor? ‘Bizim başkanlarımız şöyle temizdir, böyle temizdir. Şöyle başarılıdır, böyle başarılıdır.’ Şu anda adliye adliye dolaşıyorlar. Bunun neresi temiz? Çık açık, net kendini bir check et. Hem ruhsal hem de fiziki olarak ciddi manada bir check-up’tan geçmesi lazım. Milletimiz, daha muhalefetteyken böylesine derin ahlaki zafiyetler içine düşenlerin, Allah göstermesin, iktidarı ele geçirirse neler yapabileceğini, geçmişteki örneklerinden zaten biliyor. Gerçi dün söyledikleri her şeyi bugün inkar edenlere ne desek boş, onun da farkındayız. Ama milletimize olan saygımız gereği, bu gerçekleri her fırsatta ifade etmek mecburiyetindeyiz. Bu zihniyetin geçmişteki faşizan uygulamalarını da tacizden tecavüze, hırsızlıktan iftiraya varan tüm çarpıklıklarını da bıkmadan, usanmadan yüzlerine vurmayı sürdüreceğiz. Ne kadar bağırırlarsa bağırsınlar, tepeden tırnağa her yerlerini saran taciz, tecavüz, hırsızlık rezilliklerinin hesabını vermekten kurtulamayacaklar.”
Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun dün CHP Grup Toplantısı’ndaki, “Asgari ücretten hangi vergiyi alacaksın? Sen asıl vergiyi, alınması gereken yerlerden alacaksın. Uyuşturucu ticareti yapan adamdan, organ ticareti yapan adamdan, kara parayla devleti dolandıranlardan vergi alacaksın.” ifadelerini anımsatarak, şöyle konuştu:
“Bu ne demek biliyor musunuz? ‘Uyuşturucu satıcılığı yapabilirsiniz, organ mafyası olarak örgütler kurabilirsiniz.’ Sen ne yapıyorsun, farkında mısın? Bu ne sapkınlıktır? İstikametini tamamen şaşırmış. O zaman gel, şöyle bir uyuşturucu örgütünü kur, bir de uyuşturucu örgütü dışında organ mafyasını kur, hiç olmazsa devlet senden bir şeyler elde etsin. Başka bir işe yaramıyorsun. Dün bunu kendin grup konuşmanda söyledin. Vergi konusunda da maliyede belli bir tecrübesi var. Dolayısıyla bu adımı atarsa belki bir işe yarar.”
Siyasetin, bu olmadığının altını çizen Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun siyaseti öğrenmesi için bu söylediklerine ispat gerektiğini söyledi. Erdoğan, meselenin sadece bunlardan ibaret olmadığını, CHP zihniyetinin asıl gayesini anlamak için son günlerdeki kimi uygulamalara bakmak gerektiğini belirtti.