Haberin Yıldızı-
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Charlie Hebdo dergisinde yer alan karikatüre ilişkin “Hiç kimse ve hiçbir ülke Türkiye Cumhuriyeti’ne, aziz milletimize, Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı’na ayar veremez, had bildiremez ve hakaret edemez. Ettirmeyiz. Kabul etmeyiz.” dedi.
CHP’li Altay, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’nin bu akşam huşu içerisinde Mevlit Kandili’ni, yarın da coşku içerisinde Cumhuriyet Bayramı’nı kutlayacağını ifade ederek, cumhuriyeti kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere silah ve yol arkadaşlarına şükranlarını dile getirdi.
İktidarın, salgın tedbirleri konusunda sadece milli bayramlarda yüksek refleks gösterdiğini savunan Altay, “Bunu da cumhuriyet sevgisinin yoksunluğu, cumhuriyeti gereği gibi idrak edememenin zafiyeti olarak görüyoruz.” diye konuştu.
“AK Parti içinde ve üst yönetiminde cumhuriyetin icaplarına uymaktan imtina eden ve içselleştirmeyen, cumhuriyete şaşı bakan insanlar var.” görüşünü savunan Altay, “Onların durumuna üzülüyorum. 83 milyon cumhuriyetimizi ve Büyük Atatürk’ü içselleştirmiştir, benimsemiştir. Büyük Atatürk’ün bize bıraktığı bu güzel, kutlu emanete 83 milyon olarak sonuna kadar sahip çıkacağız.” ifadelerini kullandı.
CHP’li Altay, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda bütün CHP il ve ilçe başkanlarının Atatürk anıtına çelenk koyarak, minnet ve şükranlarını dile getirmek için meydanlarda olacaklarını söyledi.
Valilere ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya seslenen Altay, “Cumhuriyetle didişmeyin. Cumhuriyet Bayramı’nda aklınıza gelen Kovid-19 ile mücadele konusunda, daha evvelden yapmanız gereken bir sürü işi layıkıyla yapın. İçişleri Bakanı yardımcısının, bakanlık sözcüsünün, bir bürokratın görevinin seçilmişlere, belediyelere ve medyaya hadsizlik yapma haddi ve hakkı olmadığının altını çizmek istiyorum. ‘Cumhuriyet sevgisini Atatürk düşmanlarından öğrenecek değiliz.’ diyen İsmail Çataklı’nın, o Atatürk düşmanlarının kim olduğunu da kamuoyuyla paylaşması gerekir.” dedi.
Altay, Sağlık Bakanlığının sağlık çalışanlarına yönelik son genelgesini “ucube” olarak nitelendirerek, genelgenin, sağlık çalışanlarının Kovid-19 salgınıyla mücadelesine verilebilecek zararın en büyük belgesi olduğunu öne sürdü. Altay, “Anayasa’nın 18. maddesi kimsenin zorla çalıştırılamayacağına hükmediyor. Her vesileyle yaptıkları gibi Anayasa’yı yere atıp çiğnemekten zevk alan yürütme organıyla karşı karşıyayız.” şeklinde konuştu.
Sağlık Bakanlığının, döner sermaye gelirlerinden bir ambulans şoförüne aylık 7 lira, acil servis doktoruna ise 32 lira performans ödemesi yaptığını belirterek, “Yazıklar olsun öyle devlete. Hastane döner sermayesinin parası nerede? Sayıştay raporları ‘Döner sermaye gelirinin, hastaneyi işleten şirketin elektrik, su, doğal gaz ve benzeri giderlerine aktarıldığı tespit edilmiş.’ diyor. Bunun tam adı kepazeliktir. Hükümeti bir parça sağduyuya, izana davet ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
Engin Altay, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya’nın “İstanbullu hasta hasta işe gidiyor. Çünkü Kovid’den korkuyor ama işten atılmaktan daha çok korkuyor.” dediğini aktararak, “İstanbul Valisi’nin tespitini ayakta alkışlıyoruz. En büyük kentimizin valisi, insanların, devletçe de hasta oldukları bilindiği halde, işe gitmelerinin engellenmediğinin altını çizmek suretiyle önemli bir uyarı yapmış. Umarım, hükümet, İstanbul Valimizin bu uyarısını da dikkate alarak, filyasyon, karantina ve evde takipte gerekli özeni gösterir.” diye konuştu.
Merkez Bankası’nın yıl sonu enflasyon hedefini yüzde 8,9’dan yüzde 12,1’e revize ettiğini anımsatan Altay, “Damat da diyor ki hala millete ‘dövizle meşgul olmayın.’ Ama dövizin, doların artışı damat beyi değil, 83 milyonu çok yakıyor. Belli onun doları var, o artıştan memnun.” sözlerini sarf etti.
Dolar kurunun, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi döneminde arttığını belirten Altay, “Damadı etkilemeyebilir ama bu artış her şeye zamdır, borcun katlanmasıdır, icradır, iflastır, ödenemeyen faturadır ve açlıktır. Bizim bunu kabul etmemiz ve buna seyirci kalmamız mümkün değildir.” dedi.
CHP’li Altay, Kızılay’ın, vatandaşlara kan bağışı karşılığı 5 kiloluk sıvı yağ verdiğini dile getirerek, şöyle devam etti:
“Kızılay, bizim kıymetli bir kuruluşumuzdu. Gönüllü kan, kurban ve para bağışlanırdı. Ama Kızılay, birçok şaibeden sonra biraz da pişkinleşmiş, kan bağışını kan ticaretine çevirmiş. Kuyruklar var. Askıda ekmekten sonra, ‘ver kanı, al sıvı yağı’ kampanyası başlatan bir yönetimle Türkiye yüz yüzedir. İnsanlar gönülsüz ama yağa ihtiyacı olduğu için gidip kanını veriyor. Allah esirgesin yarın öbür gün Kızılay böbrek ticaretine başlarsa şaşırmam.”
Engin Altay, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın “yabancı sermaye dalgası beklentisine” ilişkin açıklamasını anımsatarak, “Bekler tabii. Türkiye’de şirketler kelepir hale geldi, iş gücü çok ucuzladı. Yabancı şirketlerin, kelepir şirketler ve ucuz iş gücü için Türkiye’ye gelmesi, övünülecek değil, utanılacak bir şeydir. Ayrıca Türkiye’deki demokrasi kıtlığından dolayı da yabancı sermaye geleceğine inanmıyorum.” görüşünü savundu.
CHP Grup Başkanvekili Altay, Fransa ile yaşanan gerginliğe de değinerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Hiç kimse ve hiçbir ülke Türkiye Cumhuriyeti’ne, aziz milletimize, Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı’na ayar veremez, had bildiremez ve hakaret edemez. Ettirmeyiz. Kabul etmeyiz. En yüksek refleksi, tepkiyi, geçmişte olduğu gibi parlamentoda ve bütün meşru zeminlerde gösteririz. Ayrıca hiç kimsenin, hiçbir ülke ve hiçbir devlet başkanının, medya organının İslam dinine ve onun Peygamberine, başka dinlere ve peygamberlere hakaret etme küstahlığı olamaz. İslam’da reform, Macron’un işi değildir. İslam’da reform talebinin Macron gibi birinden gelmesi, densizliktir, aymazlıktır, hadsizliktir. Herkes haddini bilecek. Karikatür bile olsa, kutsala, insanların kişilik haklarına saldırıyı, saygısızlığı düşünce özgürlüğü olarak kabul etmemiz mümkün değildir. Yüce Peygamberimiz ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’na ilişkin karikatürler edepsizliktir ve aşağılık ötesidir.”
Altay, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik saldırıların kendilerini üzdüğünü ve bunları asla kabul etmediklerini vurgulayarak, “Dış politikaya TBMM’yi paydaş yapmasını tekrar tavsiye ediyorum.” diye konuştu.
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Altay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, eşi Emine Erdoğan hakkındaki sözleri nedeniyle CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na verdiği yanıtın anımsatılması üzerine, “Sayın Genel Başkanımızın Sayın Hanımefendi’ye yönelik bir ithamı söz konusu değildir. Fransa’ya bir boykot yapılacaksa saraydan, Cumhurbaşkanı’nın yakın çevresinden başlaması gerektiğinin altını kalın çizgiyle çizmekten ibarettir.” değerlendirmesinde bulundu.
Engin Altay, sağlık çalışanlarına yönelik genelgeye ilişkin bir soruya, “Sayın Bakan böyle bir dayatma yapmak yerine, atama bekleyen sağlık çalışanlarını sisteme dahil etse, ne sağlık çalışanlarının gururu incinir, morali bozulurdu ne de Kovid-19 ile mücadele eden hastalar doktorsuz, hemşiresiz, hasta bakıcısız kalırdı.” yanıtını verdi.
CHP Grup Başkanvekili Altay, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün, Kılıçdaroğlu’na yanıtını değerlendirirken de “Adalet Bakanı işini yapsın, polemik yapmasın. Anayasa’nın çiğnenmesine seyirci kalmanın mahcupluğunu, ezikliğini ve acizliğini yaşayan Adalet Bakanı, çamur siyasetiyle bu ayıbı örtmeye çalışıyor. Kendisi HSK’nın da başkanıdır. Çamur siyaseti yapacağına HSK Başkanı sıfatıyla Anayasa’yı çiğneyen hakimler hakkında soruşturma açmak onun en temel vazifesidir.” ifadelerini kullandı.