Trabzonspor Kulübü 47. Olağan Divan Genel Kurulunu dün Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri’ndeki Yönetim Kurulu Odası’nda gerçekleştirdi
Genel Kurula Başkan Ahmet Ağaoğlu, Asbaşkan Mehmet Yiğit Alp, Genel Sekreter Ömer Sağıroğlu, Başkan Yardımcısı ve Genel Sayman Emin Kahraman, Divan Kurulu Başkan Ali Sürmen ile Divan Başkanlık Kurulu Üyeleri, Denetleme Kurulu Başkanı Mahmut Ören, Disiplin Kurulu Başkanı Haluk Raci Gençosmanoğlu, Sicil Kurulu Başkanı Osman Çavuşoğlu, Arşiv ve Müze Kurulu Başkanı Mehmet Salih Uzun katıldı.
“TARAFTAR SABIRLI OLMALI”
Saygı duruşu ve İstiklal Marşımızın okunmasıyla birlikte Divan Genel Sekreteri Mehmet Ongan Divan Başkanlık Kurulu faaliyet raporunu aktardı. Faaliyet raporunun ardından konuşma yapan Divan Kurulu Başkanımız Ali Sürmen, “Biz divan kurulu olarak elbette ki öncelikli, Trabzon’da ya da ülkemizde yetişen oyuncunun oynatılmasını savunmuşuz ve savunmaktayız. Ancak bundan yabancı futbolcuya karşı olduğumuz anlamı çıkarılmamalı ve hassas denge mutlaka korunmalıdır. Neticede futbolcuların yerlisi de yabancısı da profesyoneldir. Ekonomik değerler yönetimler içinde futbolcu için de önemlidir. Bu nedenle futbolcunun takımda kalıp kalmaması, çoğunlukla ekonomik değerlere bağlı sonuç vermektedir. Ancak gelen futbolcu size fiyat pazarlığı ile gelir, yetiştirdiğin futbolcu ise size hem itibar hem para kazandırır. Fakat futbolcu yetiştirme projesi uzun ve sabır isteyen bir projedir. Bunun için önce taraftarın sabırlı olması gerekir. Taraftarın sabretmediği ve yönetimi bunalttığı zaman, yönetimler telaşla, futbolcu yetiştirme projesini rafa kaldırıp, kısa dönemde başarı için hazır futbolcuya yönelmektedir. Velhasıl taraftarın sabırlı olmadığı bir takımın yönetimi, futbolcu yetiştirmek ve sahaya sürmekte tereddüt yaşar. Kulübümüz yeni sezonda da bazı istenmeyen sonuçlara girmiş olmasına rağmen taraftarın beklentisi yüksektir. Günümüzün en önemli sorunu sosyal medya saldırganlığıdır. Yönetime haklı eleştiride bulunana, yönetime haksız eleştiride bulunana da acımasızca ve amacını aşan eleştirilerde bulunmak, istemeseniz de kulübümüzü ve camiamızı sevmeyenlere, karalamak için gerçek dışı delil verebilmektedir. Bu nedenle Trabzonspor taraftarı, sosyal medyada genel olarak yazdığı yazıların sonuçlarını iyi düşünmelidir. Elbette eleştiri olacaktır. Ancak duru bir gölü bulandırmak için bir kutu boyanın yettiğini unutmamalıyız. Cevap aradığımız özel konuları, yetkililere özelden yazarak ya da telefon açarak cevabını almak taraftarın hakkı, cevaplamak da yönetimlerin görevidir. Bu bilinçle hareket etmek daha doğru sonuçlar doğuracaktır” dedi.
“SİYASİ KONULARDA DİKKATLİ OLMALIYIZ”
“Trabzonsporumuz için en büyük tehlikelerden biri de siyasi bakış açısı ile gelişen olayları değerlendirmektir” diyen Sürmen, “Teknik kadro ve futbolcu geliş gidişlerinde, siyasi bakış açısı ile netice aramak doğru bir bakış değildir. Tartışmasız futbola siyasetin gölgesinin düşmesi hepimizi rahatsız eder. Ancak Trabzonspor olarak siyasi iktidardaki ya da devlet yönetimindeki yetkililerden, geçmişte de Trabzonspor olarak katkı almaya çalıştık ve zaman zaman aldık da. 13 bin 166 üyesi ve milyonlarca taraftarı olan Trabzonspor sevdalılarının birçok partinin mensubu olduğu gerçeği ortadadır. Siyasi seçim arenasında kıyasıya mücadele eden üye ve taraftarlarımızı Trabzonspor’da birleştiren bakış açısı Bordo Mavi aşkıdır. Divan Başkanlık Kurulu olarak Bordo Mavi âşıklarından isteğimiz var. Siyasi bakış açınızla, Trabzonspor menfaatine bakış açınızı karıştırmamanızdır. Aksi durumda emin olun bundan en büyük zararı Trabzonspor camiası görecektir. Eğer bir kulübün faaliyetlerinde ve seçimlerinde saha sonuçları ve ekonomik tablo yerine yönetenlerin siyasi kimliği ya da siyasilere yakınlığı konuşuluyorsa kaos kaçınılmazdır” diye konuştu.
“DİVAN BAŞKANLIK KURULUNU ÖNEMLİ BİR HALE GETİRDİK”
Divan Başkanlık Kurulu olarak Trabzonspor camiasının ferasetinin, bazı kişilerin gelecek beklentilerinin önüne geçeceğini düşündüklerini kaydeden Sürmen, “Trabzonspor Divan Başkanlık Kurulu olarak siyasi mülahazalardan uzak, büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün spor camiasına tavsiyesi olan ilkeler doğrultusunda görevimizi devam ettirmekteyiz. Bizim için gerisi Bize Her Yer Trabzon. Bildiğiniz üzere Trabzonsporumuzun şampiyonluğu kovaladığı ve pandemi nedeniyle hayatımızın kısıtlı kaldığı günlerde anlaşılmaz şekilde divan seçimine 1 yıl kala, divan seçimi varmış gibi dedikodular yaymaya çalışanlar oldu. Bu zamansız çıkışların bizler için tek olumlu tarafı vardı. Demek ki Divan Başkanlık Kurulunu, seçimlerini 1 yıl önceden konuşturacak kadar önemli hale getirmişiz. Divan üyelerinin tüzüğün tanıdığı imkânlar dâhilinde Divan Başkanlığına ve yöneticiliğine talip olmaları en doğal hakkıdır. Bu makamlarda hiç kimse ebediyete kadar kalamaz. Sadece hizmetleri ile iyi anılır ya da anılmaz. 6 yıllık görev süresinde, Yönetim Kurulumuz ve diğer organlardaki arkadaşlarımızla çok güzel işler yaptığımızı ve divan temsil gücünü en üst düzeye çıkardığımıza inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
“ADAYLIK KONUSUNA İSTİŞARE SONRASINDA KARAR VERECEĞİM”
Seçildikleri zaman bin 200’de olan Divan Kurulu üye sayısını 2 bin 896’ya ulaştırdıklarını vurgulayan Sürmen, sözlerine şöyle devam etti: “Divan kurulu üyelerinin yerleşim yerleri ise büyük oranla merkezden taşraya kaymıştır. Trabzonsporumuzun değişik kademelerinde hizmet vermek isteyen yeni bir nesil gelmekte olup, bu neslin yönetme anlayışı ve tavsiyeleri geleneksel yönetim anlayışından farklılık arz edebilmektedir. Tüm bunları değerlendirdiğimizde, artık bir yerlerde oturup çıkarılan listeler ile kongrelere katılmak ve sonuç almak çok zordur. Bu vesile ile Şubat 2021’de yapılacak seçimlerde yeniden Divan Başkanlığına aday olup olmamak konusunda tüm Divan Kurulu üyelerimiz ve sporun paydaşları ile yapacağım istişareler sonucu oluşacak kanaate göre karar vereceğim. Siz değerli Divan Kurulu üyeleri, eski ve mevcut başkanlar ile yönetim kurulları, kulübün organları, sporun paydaşları ile yapacağım görüşme sonucu oluşacak kanaatimizi en geç yılbaşından önce Trabzonspor camiası ile paylaşacağım. Ama şunu bilin ki, eğer yeniden Divan Başkanlık görevine talip olur isem bu son kez olacaktır.”
Divan Kurulu Başkanı Ali Sürmen’in konuşmasının ardından Başkan Ahmet Ağaoğlu, söz aldı. Başkan Ağaoğlu şunları söyledi:
“SEYİRCİSİZ MAÇLARIN ZEVKİ YOK”
“Pandemi hayatımızı son derece olumsuz bir şekilde etkiledi. Maalesef Mart ayından bu yana yapmış olduğumuz toplantılar ve yaşadığımız hayat farklı bir noktaya evrildi. Öyle ki 18 Mart’ta Başakşehir ile oynadığımız maçtan sonra yüzümde maskeyle konuşmam ciddi şekilde eleştirilere neden olmuştu. Ancak bugün dünya nüfusunun tamamına yakını maskeyle dolaşıyor ve maskesiz olmak cezaya tabii. Bu hiçbirimizin alışık olduğu bir durum değil. Özellikle futbolda heyecanın kaybolmasına neden oluyor. Seyircisiz maçı izlemenin hiçbir zevki yok. Sadece belirli bir süre sahada oynanan oyuna kendinizi kaptırıyorsunuz. Aynı şekilde saygıdeğer divan üyelerinin olmadığı toplantı da içimizde ukde olarak kalıyor. İnşallah kısa bir zamanda bu pandemiden kurtulur ve eski normal hayatımıza döneriz.”
“DİVAN KURULU KULÜBÜMÜZ İÇİN ÇOK ÖNEMLİDİR”
“Divan kurulumuz kulüp için çok önemlidir. Divan başkanımız bizimle birlikte üçüncü yönetim kuruluyla görev alıyor. Bu süreç içerisinde üyelik sistemimizin sağlıklı bir yapıya kavuşması ve tüzük değişikliğinin hayata geçirilmesinde büyük emeklerinin olduğunu belirtmemiz gerekiyor. Aynı zamanda diğer kulüplere örnek olacak divan başkanlığı ve yönetimi camiayı bir arada tutma ve kenetleme, doğruları savunup yanlışları ikaz etme noktasında görevini layıkıyla yerine getirmiştir. Bana göre divan, bir kulübün çatısıdır. Kulüp başkan ve yönetimleri her zaman yanlış yapabilir. Divan, bunları en doğru şekilde yönetimlere aktarmak ve yanlışlardan dönülmesi adına görev yapan akil insanlar topluluğudur. Yönetime geldiğimizden beri divanın önerilerini ve ikazlarını dikkate alıp değerlendirmişizdir. Altı yıldır bu görevi yürüten divan yönetiminin önümüzdeki süreçte adaylıklarını devam ettirmeleri benim ve arkadaşlarımın ortak görüşüdür. Kulübümüze vermiş oldukları destek ve hizmetlerden dolayı kendilerine teşekkür ediyor ve bundan sonra da devam etmelerini temenni ediyorum.”
“ARZU EDİLMEYEN SAHA SONUÇLARI NEDENİYLE LİGİ İKİNCİ TAMAMLADIK”
“Pandemi sonrasında yaşanan sıkıntılar, arzu edilmeyen saha sonuçları neticesinde profesyonel futbol takımımız ligi ikinci olarak tamamladı. Bunun yanı sıra Ziraat Türkiye Kupası’nı kazanarak kulübümüzün müzesine bir kupa armağan etme bize nasip oldu. Türkiye Kupası’nın kazanılmasında emeği olan herkese çok teşekkür ediyorum. Dokuz yıl üzerine müzemize giren ilk kupa. Sezonun sonra ermesiyle beraber pandemi sebebiyle hiç alışık olmadığımız bir transfer dönemi ve hazırlık dönemi yaşadık. Uygulanacak olan programın, 2020-21 sezonu takviminin son derece hassas ve özellikle de spor bilimcileri ve hekimleri tarafından çok iyi değerlendirilip açıklanması konusunda ısrarcı olmuştuk. Bir sezon içerisinde oyunculara üç kez yükleme yapmak zorunda kaldık. 58 maçlık bir maraton var. Bunu yeteneği ne olursa olsun futbolcunun kaldırması mümkün değil. Olası bir sakatlığın önüne geçmek için takvimin hassas şekilde hazırlanması gerektiğini federasyona bildirdik ama maalesef bu süreç yine federasyonun sıkıştırılmış bir takvim ortaya koymasından öteye gitmedi. Aynı sıkıntıyı transfer döneminde de yaşadık. İsimleri belirlenmiş dört oyuncu vardı. Bunlar; Marlon, Flavio, Trondsen ve Plaza’ydı. Transfer süreci başlar başlamaz bu dört oyuncuyu kadromuza kattık. Stoper konusunda camianın beklentisi bulunuyordu. İzleme komitemizin çalışması ve aynı zamanda hocamızın da değerlendirmeleri doğrultusunda geçen sezon kiralık olarak verdiğimiz Edgar Ie kadromuza dahil edildi. Yine yapılan çalışmalar neticesinde Vitor Hugo’nun transferi 1,5 ay sürdü. Burada sıkıntı Hugo’nun kulübünün talep ettiği bonservis ücretiydi. 4 milyon Euro talep ettiler ancak bu rakam belirledikleri ödeme planıyla kulübümüzün karşılayabileceği bir şey değildi. Bu transferi askıya aldığımızı açıkladıktan bir hafta sonra karşı kulüpte bir yumuşama oldu. 3,2 milyon Euro’ya indiler. Bu bedeli de dört yıla yaydılar. Oyuncunun da kendi alacağında indirime gitmesinin ardından transferi gerçekleştirdik. Hocamızın 12 yaşından beri takip ettiği orta saha oyuncusu Baker’ı da kiralık aldık. Bu oyuncu karşılığında kulübüne ödeme yapmadık. Oyuncuya ise 700 bin Euro ödeyeceğiz. Ayrıca teknik heyet değişikliği yaşadık. Eddie Newton ile devam kararını aldık. Bu kararı almamızdaki en büyük kriter altı aydır yardımcılık yapıyor olması, oyuncu yapısını bilmesi ve kente uyum sağlamasıydı. Kendisi ligimizi de biliyordu. Chelsea’de görev yaparken sürekli ülkemize gelip oyuncu izliyordu.”
“ÖDEMELERİNİ GÜNÜ GÜNÜNE YAPAN BİR YAPIYA KAVUŞTUK”
“Göreve geldiğimiz 8 Nisan itibarıyla borcumuz 182 milyon Euro’ydu. Kredi anlaşmalarının önemli bir bölümü herhalde o dönem Euro faizinin düşük olması, Türk parasıyla Euro arasındaki kur farkının son derece sığ olması sebebiyle böyle yapılmış olabilir. Kararı verenlerin o dönemde yanında olmadığımız için kendilerini eleştirmekten imtina ediyorum. İlk yapılandırmada Euro olan kredi borçlarını TL’ye çevirdik. Bu da kulübümüzün elini bir hayli rahatlattı. İlk genel kurulda yapmış olduğum konuşmada önümüzdeki üç sene kulübümüzün sağlıklı bir yapıya kavuşması, idari disiplini sağlaması ve sürdürülebilir bir başarı için 3-4 seneye ihtiyacı var demiştim. Bütün çalışmalarımızın bu doğrultuda olacağını vurgulamıştım. Trabzonspor bu süreçte zirve yarışında yer almayacak demedik. Trabzonspor her zaman zirve yarışında olacak ama sürdürülebilir ve devamlılığı olan başarılar için bu zamana ihtiyacımız var demiştik. Son derece bozuk olan mali yapının düzeltilmesiyle işe başladık. Neydi bu? Yedi aydır ücretleri ödenmeyen oyunculara ödeme yapılmasıydı. Bu 14 ayımıza mal oldu. Bugün itibarıyla oyuncularına ve çalışanlarına aylık ödemelerini günü gününe yapan bir yapıya kavuştuk. Bu, bana göre bir başkan başarısı değil yönetim başarısıdır. Eğemi geçen Asbaşkanımıza, Başkan Yardımcılarımıza, tüm yönetim kurulu arkadaşlarımıza ve çalışanlarımıza teşekkürlerimi sunmak istiyorum.”
“BU FİNANSAL POLİTİKA DEVAM ETTİĞİ SÜRECE BEŞ YIL İÇİNDE KULÜBÜMÜZ BORÇLARINDAN KURTULACAKTIR”
“Türkiye Bankalar Birliği ile beş yıllık yapılandırmanın iki artı yedi yıla çıkması için çalışmalara başladık. Tahmin ediyorum ki kasım ayı ortalarında nihai olarak bu konu sonuçlanacaktır. İlk iki sene ana para ve faiz ödemesiz, takip eden yedi yılda ana para ve faiz ödemeli olarak kulüplerin borçları yeniden yapılandırılmış olacak. Borcumuz az olması sebebiyle bundan en çok yararlanan kulüp de Trabzonspor oldu. Yine de devasa bir borç yüküyle karşı karşıyayız. Trabzonspor Kulübü’nün ekonomisinin düzelmesi ve sportif başarılarının artmasından dolayı bundan rahatsız olan ve sürekli toplumu yanlış yönlendirme çabası içerisinde olanlara grafiklerle cevap vermemiz hasıl olmuştur. 2010 yılında kulübümüzün borcu 53 milyon Euro’ymuş. 2011 yılında 49 milyon Euro’ya düşmüş. Bunda tahmin ediyorum ki Şampiyonlar Ligi gelirinin çok büyük faydası oldu. 2012’de 56 milyona, sonra 63, 105, 124, 165, 176 ve göreve geldiğimizde 182 milyon Euro’ya çıkmış. Görevi aldıktan sonra 2018 yılı sonunda borcu 157 milyon Euro’ya düşürdük. 2019’da 130, bugün itibarıyla da 99,6 milyon Euro’dur, yani 928 milyon TL. Kulübümüzün net borcu budur. Bu grafiğe göre kulübümüzün borcunun her yıl 30 milyon Euro eridiğini görüyoruz. Bu finansal politika devam ettiği sürece beş yıl içinde kulübümüz borçlarından kurtulacaktır. Bu verdiğimiz sözlerdin birisiydi. Ben ve arkadaşlarım bunun dışında bir ifade kullanmadı. Bunu yaparken orta sıralarda yer almayı planlamadık.”
“KULÜBÜMÜZ HER ZAMAN ZİRVE YARIŞINDADIR”
“Kulübümüz her zaman zirve yarışındadır. Forması bile ilk dört takım arasında yer alan bir kulüptür. 2018-2019 sezonunu takımımız altıncı sırada tamamladı. Takip eden sene dördüncü olduk. Geçen sezon da sonuna kadar şampiyonluk yarışında yer aldık. Pandemi sonrasında çok farklı bir yapılanma oldu. Bugün ligde 21 takımla mücadele ediyoruz. Avrupa ve dünya futbolunda bunun eşi benzeri yok. Pandemi sürecinde Fransa, İskoçya, Hollanda ve birkaç lig daha liglerini tamamen tatil ettiğini açıkladı. Diğer pek çok lig de kalan maçları oynayarak liglerini sonuçlandırdılar. Birinci sıradaki şampiyon oldu, küme düşen de düştü. Yeryüzünde ikinci bir örneği yok ki bu maçlar oynatılsın ve oynatıldıktan sonra küme düşme kaldırılsın ve 21 takımla yeni sezona başlansın. Bununla alakalı olarak kullandığımız çok sert ifadeler vardır. Sonucunda aldığımız cezalar da kamuoyunun malumudur. Bu süreç maalesef sadece Türk ve dünya futbolunu değil kulüpleri ve en çok Trabzonspor’u etkilediği aşikardır. O sezonu kimse o şekilde bitirmeyi arzu etmezdi. Sezonu şampiyonlukla taçlandırmak en büyük hedefimizdi. Ancak camiamızda şöyle bir korku var. Şampiyonluğa oynayıp ama şampiyonluğu kazanamadığınız her sezonun ardından Trabzonspor’un ciddi bir travma yaşadığı, irtifa kaybettiği ve dolayısıyla da bu sezonun aynı travmayla geçeceği yönünde birtakım endişeler vardı. Eğer yapınız sağlamsa ve bir plan program dahilinde bütün çalışmalarınızı gerçekleştiriyorsanız. Bu tür endişelere yer olmaması lazım.”
“YAŞANANLARDAN DERS ÇIKARTMANIZ GEREKİYOR”
“Liverpool şampiyonluğu kıl payı kaçırdıktan sonraki sene bu zafere kavuşmuştur. Travma isterseniz yaşanır. Eğer müsaade etmezseniz asla yaşanmaz. Geldiğimiz gün ne yaptıysak aynı şeyi yapmaya devam ediyoruz. Bu kulübü taraftarın görmek istediği noktaya taşımak için bize verilen görev süresinde çalışmalarımıza devam ediyoruz. Yine örnek vermek gerekirse geçen sezon şampiyon olan Liverpool bu sezon bir maçta yedi gol yedi. Futbolun içinde bunlar da var. Ancak yaşanmışlıklardan ders çıkarmanız da gerekiyor. Bunu yapabilirseniz başarılı olursunuz. Ne zaman karamsarlığa kapılır ne zaman umutlarınız tükenirse o zaman başarısız olursunuz. Teknik heyet ve oyuncularımızla birlikte asla böyle bir düşüncenin içerisine girmedik. Sorumluluğumuzun ne kadar yoğun olduğunu biliyoruz ve görevimizi layıkıyla yapıyoruz. İş ve özel hayatımızı arka plana attık. Zamanımızın büyük bölümü Trabzonspor için geçiyor. Tabii ki yanlışlarımız oluyor ama asla bilinçli değil! Bunlardan da ders alıyoruz.”
“SANSASYONEL TRANSFER İHANET OLUR”
“Taraftarlarımız bizden 60-70 milyon Euro’luk oyuncu maaş bütçesi olan takımlara karşı 15 milyon Euro’luk bütçeyle şampiyon olmamızı istiyor. Ancak biz asla şampiyonluk için muslukları fazladan açmadık. Biz bu konuda taahhütname verdik. Geçtiğimiz dönemde üç senelik maliyeti 21 milyon Euro olan oyuncularımız vardı. Trabzonspor Kulübü hiçbir şekilde bu maliyeti karşılayamaz. Bugünün şartlarında aynı transferi yapsanız maliyet 27 milyon Euro’ya çıkıyor. Hugo transferine maliyetinden dolayı karşı çıkan Başkan Yardımcımız Ertuğrul Doğan ağır eleştiriler aldı ama sonrasında rakamlar ciddi anlamda azaldı. Sansasyonel transfer yapamazdık. Yapmak ihanet olurdu.”
“PANDEMİDEN DOLAYI GELİR KAYBIMIZ OLDU”
“Seyirci gelirinden mahrum kaldık. Ürün satışında yüzde 50 azalma oldu. Colins ile 10 milyon TL’lik sponsorluk gelirimiz oldu. TRA Token ile anlaşmamız oldu. Buradan 5 milyon TL gelir elde ettik ama 15 milyon Euro gelir bekliyoruz. Yayıncı kuruluşla sorun yaşıyoruz. Ödemelerde indirim talep etti ve bu konuda direndi. Biz hukuki haklarımızın aranmasını talep ediyoruz. Bunun sonu yok. Elimizde kalan yayıncı gelirinin gitmemesi gerekiyor.”
“TRABZONSPOR KULÜBÜ TRANSFERDEN PARA KAYBETMEDİ, PARA KAZANDI”
“2,5 yıllık süreçte 26 yabancı futbolcu transferi yaptık. 26 yabancı oyuncuya ödenen bonservis bedeli 13 milyon Euro, sattığımız futbolculardan elde ettiğimiz gelir ise 44 milyon Euro. Bir futbol kulübü oyuncu alır ve satarken ya para kazanır ya da batırır. 26 futbolcu olabilir, bugün Chelsea Kulübü yanılmıyorsam aynı süreçte 73 futbolcu transfer etti. Yapmış olduğunuz transferlerin sayısı değil, o transferlere ne kadar para ödediniz, satarken ne kazandınız? Önemli olan bu. Trabzonspor´un borcunun azalma göstermesindeki en büyük etken de bu transferlerdir. Almış olduğumuz oyuncuların yüzde 60´ına değer kattık. Sörloth´u alırken piyasa değeri 6 milyon Euro´ydu giderken 20 milyon Euro. Ekuban aldığımız zaman piyasa değeri 300 bin Euro civarıydı bugün 5,5 milyon Euro. Hosseini 600 bin dolara alındı bugün değeri 2 milyon Euro. Nwakaeme 1,1 milyon Euro´ya alındı bugün 5,5 milyon piyasa değeri var. Campi 900 bin dolara alındı bugün değeri 1,6 Euro. Edgar Ie’yi bedelsiz aldık, bugün değeri 2,2 milyon Euro ve eminim ki sezon sonu daha fazla olacak. Keşke aynı düşünce yapısı içerisinde 56 futbolcu alabilseydik. Bu transferler yapılırken Trabzonspor Kulübü para kaybetmedi, para kazandı.”