Haberin Yıldızı-
Tarım ve Orman Bakanlığı İlçe Müdürlüklükleri aracılığı ile ” arılı kovan destekleme müracaatları” almaya başladı. Başvuruların ilçe müdürlüklerinde 30 Ekime kadar devam edeceği açıklanırken,üreticilerden başvurularının yapmaları istendi.
Ülkemizde arıcılık yapanların sayıları her geçen gün artarken, Tarım ve Orman İlçe Müdürlükleride 2020 yılı arılı kovan destekleme başvurularını kabul etmeye başladı. Arıcıların 30 Ekime kadar başvurmalarını isteyenbakanlık yetkilileri başvuru yapacak arıcıların Arıcılık Kayıt Sistemine kayıtlı olmaları gerektiğini söyledi.
MÜRACATLARIN YAPILIŞI :
- Üretici, şahsen veya birliği aracılığı ile arılığının bulunduğu il/ilçe müdürlüğüne müracaat eder.
- Arılı kovanlar il/ilçe müdürlüğünce tespit edilir.
- Gezginci arıcıların tespit tutanakları işletmelerinin bulunduğu il/ilçe müdürlüğüne gönderilir.
- Desteklenecek kovan sayısı, üretim verileri ve diğer bilgiler Arıcılık Kayıt Sistemi (AKS)’ne girilir.
- AKS’den alınan icmaller askıya çıkarılır. Kesinleşen listeler Genel Müdürlüğe gönderilir.
- Destekleme ödemeleri birlikleri aracığı ile üreticilerin hesaplarına aktarılır. Türkiye’de arıcılık neredeyse her bölgede yapılan geleneksel bir tarım faaliyeti olup, bugün ülkenin bütün illerinde arıcılık yapılmaktadır. Sırasıyla Ege, Karadeniz ve Akdeniz Bölgeleri üretim payı olarak arıcılık için en önemli bölgelerimizdir. Türkiye bal üretiminin yaklaşık yarısı bu üç bölgemizde gerçekleşmektedir.Türkiye’de arıcılıkla uğraşan aile sayısı 35 bin,
arılı kovan sayısı 3.5 milyon, yıllık bal üretimi ise 66 bin ton civarındadır. Türkiye’de kovan başına alınan bal verimi 20 kg. kadar olup bu miktar çok düşük düzeydedir. Türkiye dünyadaki arı varlığının %5 ini, üretilen balın %3-4 ünü ve ihracatın ise %1 ini oluşturmaktadır. Yukarıda da görüldüğü gibi ülkemizdeki arı varlığı ile bal üretimi arasında bir dengesizlik bulunmaktadır. Bunda teknik bilgi yetersizliği, bakım ve besleme noksanlığı, ana arı üretiminin ihtiyacı karşılayamaması, kışlatmadaki bilgisizlik, hastalık ve zararlılarının bilinmemesi ve zamanında teşhis ve tedavinin yapılamaması gibi hususların büyük payı vardır.
Bu durum karşısında, dünya standardını yakalayabilmek için ; arıcılıkla uğraşan vatandaşların teknik bilgiye sahip olmalarına, bilinçli arıcık yapmaları konusunda eğitim almalarına, değişik projelerden dağıtılan kolonilerin arıcılık yapacak kapasite ve bilgisi olanlara verilmesine, arı hastalıkları ve zararlılarının zamanında teşhisi ve gerekli tedavisinin yapılmasına dikkat edilmelidir. Bal arıları sosyal böcekler olup topluluk yaşamı sürdürürler.