Haberin Yıldızı-
İletişim Başkanlığı ve yürüttüğü faaliyetler ile İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun’a yönelik son dönemdeki hezeyan niteliğindeki ifadeler, akıl sınırlarını zorlayan bir boyuta ulaşmış ve kamuoyunu aydınlatmaya yönelik bir açıklamayı zorunlu kılmıştır.
Stratejik iletişim anlayışıyla uluslararası alanda Türkiye’nin tanıtım faaliyetlerinin yönetiminden, Türkiye’de etkin ve nitelikli bir medya alanının oluşumuna katkı sunmaktan ve CİMER aracılığıyla devlet-millet etkileşimini daha da güçlendirmekten sorumlu olan İletişim Başkanlığının milletimizin takdirini kazanan çalışmalarının, ülkemizin menfaatine olan her şeye karşı olan kesim ve kişileri rahatsız etmesi anlaşılabilmektedir.
Özellikle Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine karşı milletimizin zaferinin 4. yıl dönümünde, İletişim Başkanlığının anma programlarının koordinasyonuyla öne çıktığı bir dönemde kurumumuza yönelik mesnetsiz ithamların tekrar etmesi manidardır.
Ancak bilinmelidir ki hayal mahsulü ithamlarla kurumumuzu itibarsızlaştırma ve karalama çalışmaları beyhude bir çabadan öteye geçemeyecektir.
“Hakikat-ötesi” olarak nitelenen bir dönemde, Başkanlığımız, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ülkemizin her alanda ortaya koyduğu hakikat mücadelesini iletişim alanında yürütürken, asla hakikat dışı yol ve yöntemlere tevessül etmez. İletişim Başkanlığı yürüttüğü projeler, düzenlediği çalıştaylar ve hazırladığı yayınlar ile hakikatin inşa edilmesine katkı sunmaktadır.
Bu bağlamda, bazı kişilerin yurtdışındaki bot hesaplarla kendileri aleyhine sosyal medya saldırıları gerçekleştirdiği” şeklindeki gerçek dışı iddiaları, Başkanlığımızın benimsediği temel ilkelerle asla bağdaşmadığı gibi dünyanın kendi etrafında döndüğünü sananların nasıl bir halüsinasyon yaşadığını da gözler önüne sermektedir.
Bu saldırılar, resmi iç iletişim sistemlerinde İletişim Başkanlığına yönelik karalama kampanyası organize edip ifşa olanların, iftira kampanyasının bir parçasıdır. Bu kampanya milletimiz tarafından ibretle izlenmektedir.
Aynı zamanda, bu asılsız iddialar, olur da bir gün iddia sahiplerinin ülkenin yönetimine gelmesi durumunda bu ülkenin kurumlarını nasıl yöneteceklerinin ipuçlarını vermektedir.
Belirli kesimler tarafından iddia edildiğinin aksine, İletişim Başkanlığı çalışma koşulları ve kanuni haklarının iyileştirilmesi noktasında medya mensuplarının her zaman yanında olmuştur ve olmaya devam edecektir.
Etkin ve nitelikli bir medya alanı oluşmasına katkı sağlama sorumluluğu çerçevesinde, medya sektörü ve çalışanlarının sorunlarını çözmeye dönük gerekli kanuni düzenlemelere zemin oluşturması için televizyondan gazeteye radyodan internet sitelerine kadar bütün mecralardan temsilcilerin katılımıyla İletişim Başkanlığı tarafından bir çalıştay düzenlenmiştir.
Medya sektörünün değerli çalışanlarının haklarının iyileştirilmesi için İletişim Başkanlığı’nın çalışma yapmasını “senin haddine mi, sen atanmışsın” diye eleştirenlerin, uzun yıllar boyunca devlet yönetiminden uzak olmaları dolayısıyla devletin işleyişinden, devlet kurumlarının ne tür çalışmalar yaptıklarından, kurumların görev ve sorumluluklarından haberdar olmamalarını anlayışla karşılıyoruz.
Kaldı ki, bu çalıştayın İletişim Başkanlığı tarafından düzenlenecek olmasının bir Kabine toplantısı sonrasında bütün kamuoyuna duyurulması, kurumumuzca düzenlenen çalıştaya kara çalanların ülkenin gündemini takip etmekten de aciz olduğunu göstermektedir.
Herhangi bir kamu kurumuna alanı dâhilinde çalışma yaptığı için “haddiniz değil” diyerek saldırmak tam bir gaflet ve cehalettir.
Kamu kurum ve kuruluşlarının yöneticilerini ve çalışanlarını kinayeli bir üslupla ve “atanmışlar” söylemiyle itibarsızlaştırma çabalarını reddediyoruz.
İletişim Başkanlığı olarak yürütme organının bir parçasıyız ve bizim elbette milletimize hizmet etme sorumluluğumuz vardır.
İletişim Başkanlığı bağlı ve ilişkili kurumlarıyla bugüne kadar medya mensupları ve organlarını yalnız bırakmamıştır ve bırakmayacaktır. Bu bağlamda, basın mensupları ve organları için yürütülen faaliyetleri ve verilen destekleri takip etme zahmetinde bulunmayan bihaber kişilerin, İletişim Başkanlığının kurulduğu günden bu yana basın mensupları için hiçbir şey yapmadığı şeklindeki iddialar lafügüzaftan ibarettir.
Başkanlığımız, medya sektörü ve çalışanlara desteğini, Basın İlan Kurumu aracılığıyla da sürdürmektedir.
Basın İlan Kurumu aracılığıyla yazılı basın işletmelerine resmi ilan ve reklamların yayınlatılması yoluyla destek verilmesinin yanında, basında fikren veya bedenen çalışanlara vadesi 24 aya varan şekilde faizsiz borç para verilmekte, bunların çalışamaz ve muhtaç durumda olanlar ile ölenlerin ihtiyaç sahibi olan kanuni varislerine geri ödemesiz muhtaçlık ve ölüm yardımı yapılmakta, belirli şartları taşıyan gazetelere kredi verilmekte, ayrıca basın derneklerine de nakdi yardımda bulunulmaktadır.
Bu kapsamda resmi ilan ve reklam yayınıyla ilgili 2019 yılında yaklaşık 1.800 gazete ve dergiye 467 milyon Türk Lirası tutarında resmi ilan ve reklam dağıtılmıştır.
2019 yılında 3.411 basın mensubuna 16 milyon 400 bin Türk Lirası faizsiz borç para verilmiştir.
Çalışamaz ve muhtaç durumdaki 121 gazeteciye 2019 yılında 484 bin Türk Lirası geri ödemesiz yardım yapılmış, vefat eden 9 gazetecinin kanuni varislerine 52 bin Türk Lirası tutarında yardımda bulunulmuştur.
Ülkemizde tüm illerdeki gazeteci derneklerine 2019 yılında 350 bin Türk Lirası yardım yapılmıştır.
Kurum görev alanındaki iki gazeteye 2019 yılında 450 bin Türk Lirası tutarında kredi açılmasına karar verilmiştir.
Basın İlan Kurumu Kovid-19 salgını nedeniyle basının bu zorlu süreçten asgari seviyede etkilenmesi adına bazı kararları da almıştır.
Tüm bu karar, destek ve yardımlar medya sektöründeki farklı görüşlere sahip tüm kesimler tarafından takdirle karşılanmıştır. Söz konusu bihaber kişilerin karalama yapmadan önce doğruyu öğrenmeleri için basın mensupları ve organları ile temas kurmalarını tavsiye ederiz.
İletişim Başkanlığının faaliyet, bütçe, örgütlenme ve insan kaynakları yönetimi üzerinde denetim yetkisi bulunan Anadolu Ajansı’nın, bir siyasetçinin Sayın Fahrettin Altun’a yönelik açıklamalarına sansür uyguladığı iddiası da tamamen hayal mahsulüdür.
Anadolu Ajansı, her siyasetçinin haber değeri taşıyan açıklamalarına olağan akış içerisinde yer vermektedir. İletişim Başkanlığının Anadolu Ajansı’nın yayın politikasına herhangi bir müdahalesi söz konusu olmamıştır ve bundan sonra da olmayacaktır.
İletişim Başkanlığı ile Anadolu Ajansı arasında basın ahlak ilkeleri ile bağdaşmayacak tarzda bir ilişkinin olduğunu sanan bir siyasetçinin, kürsüden söylediği her sözün manşetlere taşınmasını arzulaması ve aksi yönde davranan medya kuruluşlarına iftira atması, sadece narsist kompleks ile açıklanabilir.
Sonuç olarak azmimizi düşürmek için kullanılan bu yıldırma stratejileri bizi sadece daha çok çalışmaya bu millet ve devlet için daha çok hizmet etmeye yöneltecektir.