Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ‘Kim olursa olsun, hangi mevkide bulunursa bulunsun, Anayasanın ilk 4 maddesine şaşı bakanlar ve şaibeli tavır gösterenler bizim için yok hükmündedir’ açıklamasına ilişkin, “Dün dedi ki, ‘İlk dört maddeye şaşı bakana biz de kötü bakarız, gönlümüzde yoktur’ bilmem ne. Sayın Bahçeli vallahi gördüm. İlk dört maddeye şaşı bakmayı bırakın, ağzına geleni söylüyor da el ele tutuşmuşsunuz. Halay çeker gibi duruyorsunuz, şaşı gözlerle size bakıyor. Siz bu Hüda Par’cının elini daha ne kadar tutacaksınız? Onunla Ahlat’a, onunla bu ülkeyi bize vatan yapan Ahlat’a, Malazgirt’e, Milli Mücadele’yi başlatan Samsun’a gidip el tutuşmaya devam ederseniz, bu millet size şaşı bakmayı bırakın, gönlünden söküp alacak. Uyarıyorum hepinizi” ifadesini kullandı.
“Bugün Muğla’ya kaçıncı gelişim bilmiyorum. Muğla siyaset hayatım boyunca, Ege’nin bir evladı olarak, iyi gününde, kötü gününde, seçimlerinde, çok sık olarak beni davet eden, birlikte çalıştığımız, birlikte siyaset yaptığımız ve her zaman benim gözümde dikkatlerin en çok üzerinde olması gereken illerden bir tanesi. Bugüne kadar Muğla’da dostluk gördük. Kardeşlik gördük. Ülkesine, vatanına, bayrağına, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve tüm emanetlerine sahip çıkan sizleri gördük. Son seçimlerde de son 40 yılın rekorunu kırarak, geçmişte ittifaklarla erişemediğimiz noktaya partimizi tek başına siyasi parti olarak ama Türkiye İttifakı’nı sahiplenerek sizler taşıdınız. Her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Sağ olun, var olun.”
“ONLARIN PARTİLERİNE SAHİP ÇIKAN TUTUMLARININ PAYI ÇOK BÜYÜKTÜR”
“2019’da Muğla’da 7 belediyemiz vardı. 31 Mart’ta 14 belediyeden 12’sini kazandık. Aday gösterdiğimiz belediyelerden iki tanesini kazanamadık. Onları da inşallah gelecek seçime bıraktık. Gelecek seçim 14’te 14 yapacağız. Muğla’yı 1973’ten beri sosyal demokratlar yönetiyor. Beş dönem boyunca çeşitli görevlerde, son üçü büyükşehirde olmak üzere Osman Gürün Başkanımız Muğla’ya hizmet etti. Menteşe’ye Bahattin Gümüş Başkanımız hizmet etti. Bu dönem de bayrak devir teslimini kendi arzularıyla, bir küskünlük olmadan, genç ve dinamik kadrolara, bir kadın belediye başkanına, bir genç belediye başkanına teslim eden ama partililiğinden bir zerre kaybetmedikleri için, benim Türkiye’de tanıdığım, partisine en bağlı yerel yöneticiler içinde ilk başta sayacağım isimler olduğu için, bu büyük başarıda onların geçmişteki hem namuslu, tasarruflu, adaylık sonrası yeni dönemde de partilerine sahip çıkan tutumlarının payı çok büyüktür. İkisine de yürekten teşekkür ediyorum.”
“VATAN, MİLLET, BAYRAK VE ATATÜRK SEVGİSİYLE BİR ARADA OLANLARA HELAL OLSUN”
Bu meydan, parti 47 yıl birinci parti değilken, defalarca seçim kaybettiğinde ama her zaman bu meydanlar yine partisine, Cumhuriyet’ine sahip çıkanlar tarafından boş bırakılmadı, sahipsiz bırakılmadı. Birilerini bir arada ihaleler, menfaat ilişkileri, tayinler, terfiler tutuyor olabilir. Ama ne olursa olsun Cumhuriyet’ten, değerlerinden, kurucu kadrolarına sadakatten, hürmetten, minnetten bir adım geriye atmayan, ihaleyle, parayla, tayin, terfi, çıkarla değil vatan, millet, bayrak ve Atatürk sevgisiyle bir arada olanlara helal olsun. Parti birlik ve beraberlik halinde. Olumlu ve olumsuz, lehte olabilir. Bizim artık çatlak, aykırı sese değil, birliğe, beraberliğe ve tek sese ihtiyacımız var. İktidara yürüyoruz. İktidara giden bir partinin Genel Başkanı ‘Mustafa Kemal’in askeriyiz’ diyeceği zamanı da bilir, lafı ne zaman söyleyeceğini de kendi tayin eder. Bu parti, biraz önce söyledim en zor zamanda bu parti bu meydanları boş bırakmadı. Bu parti genel başkanlarını yalnız bırakmadı. Bu parti adayı kazansın, kazanmasın arkasında duran, birilerinin vaktiyle burun büktüğü bir yüzde 25 vardı. Biz şuna inandık: ‘Bu insanlar fazlasını başaracaklar. Cam tavanı kıracaklar. Günü geldiğinde bu birlikteliğin sonucunu hep beraber alacağız’ dedik. İşte 31 Mart akşamı Cumhuriyet Halk Partisi yüzde 38’lik büyük rekoru sizin sayenizde kırdı. Hepinizin sayesinde.”
Özgür Özel konuşmasının devamında , Bizim ölçütümüz belli. Türkiye İttifakı’nın rengi ay yıldızlı al bayrağımızın rengidir. Kırmızı ile beyazdır. Bu ülkeye vatandaşlık bağıyla bağlı, vatanını, milletini, bayrağını seven, Atatürk’ü seven herkes Türkiye İttifakı’ndadır. Türkiye’nin kurtuluşu da onların elindedir. Biz seçimlerdeki mağlubiyetten, CHP olarak ders alarak, yenilenerek, değişerek, ardından güçlenerek kazandığımız başarıyı bir zafer, o süreci bir zafer sarhoşluğuna döndürmeden, ana hedefin Türkiye’yi CHP’nin yönetmesi olduğu bilinciyle hareket ederek devam ettik. Devam ediyoruz. Partinin kapılarını ardına kadar açtık. Açmaya devam edeceğiz. Çanakkale’de dedeleri koyun koyuna yatanlar, Sakarya Meydan Muharebesi’ni dedeleri birlikte kazananlar. Türkiye’nin dört bir yanını dedelerinin şehit kanıyla sulayanlar, Kürt olsun Türk olsun, Alevi olsun Sünni olsun. Yeter ki bu millete yürekten bağlı olsun. Biz hep birlikteyiz, Türkiye’yi bu zor durumdan hep birlikte kurtaracağız.”
“İÇERİ SOKTUKLARI O HABİS URUN ETRAFA CERAHAT YAYMASINA MANİ OLAMIYORLAR”
“Ancak birileri sadece bir seçim kazanmak için, yurtdışında yapay zekalara, deep fake hesaplara sahte videolar çektirip partimizi bir terör örgütüyle göstermeye çalıştıkları o süreci, o süreçteki neleri neleri yaptıklarını unutmadık, unutmayacağız. İşte o süreçte yüzde bir bile olmayan bir partiye, dört milletvekilliği verip ‘Ama susacaksın’ deyip, onları o süreçte oturtanlar adeta o mikrobu Meclis’e taşıyanlar, Cumhuriyet’in temel ilkelerinin belirlendiği, savunulduğu ve Anayasamıza derç edildiği, bayrağımızı, İstiklal Marşımızı, Anıtkabirimize ev sahipliği yapan başkentimiz Ankara’yı, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir hukuk devleti olduğunu ifade eden o maddelere karşı olanların taşıyıcı anneleri, artık içeri soktukları o habis urun kendi kendi etrafa cerahat yaymasına, o mikrobun hastalık yapmasına mani olamıyorlar. İşte o dönemde susturdukları ama ‘Kadınları sokak köpekleri gibi başı boş bırakamayız, bekar kadınlar sahiplendirilmelidir’ diyenler. Yine geçmişte Gonca Kuriş cinayetlerini işleyen domuz bağcı Hizbullah teröristlerine avukatlarıyla, seçimlere 10 ay kala kanun yararına bozma gibi devletin ulvi menfaatleri için bakanlığa verilmiş bir hakkı suistimal ederek, seçme ve seçilme hakkı verenler, Türkiye’nin dört bir yanında aday yapanlar, Meclis’e taşıyanlar şimdi ilk dört madde için o taşıdıklarının ifadelerine karşı birisi ‘Gündemimizde yok’, öbürü ‘İlk dört maddeye şaşı bakanın bizim gözümüzde yeri yok’ diyorlar. Günlerce sustular. Günlerce sordum, sustular. Ama en nihayetinde yarım yamalak, kaçamak cevaplar verdiler.”
“SİZ BU HÜDA PAR’CININ ELİNİ DAHA NE KADAR TUTACAKSINIZ?”
“10 gündür Sayın Bahçeli’nin sağlık durumunun kötü olduğu haberleri çıkınca, Sayın Bahçeli ile ilgili uzun süre bir şey demedim. Sonra Meclis Başkanvekilimize, Celal Adan’a sordum. Sağlık durumunun iyi olduğunu öğrendim. Ondan sonra sorular sormaya başladım. Bu arada ister Sayın Bahçeli’ye, ister bir başka lidere yapılan bu sahte saldırıların, sağlık durumlarıyla ilgili Türkiye’de endişe yaratacak açıklamaların ya da her birimizin, CHP’li veya başka partiden, aile hayatlarıyla ilgili, özel hayatlarıyla ilgili her gün yalan üretenlerin bu ülkenin baş düşmanı FETÖ’cüler, FETÖ’cü hesaplar ve firardaki hainler olduğunu ve onlara prim verilmemesi, onların yalanlarına karşı uyanık olunmasını da her birinizden ayrı ayrı istiyorum. Madem ki Sayın Bahçeli sağlık durumu yerindedir. Çok memnun oldum. Dün de çıktı, gayet sağlıklı şekilde bize ağzına geleni söyledi. Canı sağ olsun. Ama dün dedi ki, ‘İlk dört maddeye şaşı bakana biz de kötü bakarız, gönlümüzde yoktur’ bilmem ne. Sayın Bahçeli vallahi gördüm. İlk dört maddeye şaşı bakmayı bırakın, ağzına geleni söylüyor da el ele tutuşmuşsunuz. Halay çeker gibi duruyorsunuz, şaşı gözlerle size bakıyor. Siz bu Hüda Par’cının elini daha ne kadar tutacaksınız? Onunla Ahlat’a, onunla bu ülkeyi bize vatan yapan Ahlat’a, Malazgirt’e, Samsun’a Milli Mücadele’yi başlatan, gidip el tutuşmaya devam ederseniz, bu millet size şaşı bakmayı bırakın, gönlünden söküp alacak. Uyarıyorum hepinizi.”
“ASGARİ ÜCRET 1 OCAK GÜNÜ TAM 25 KİLO DANA KIYMA ALIRKEN, BUGÜN 20 KİLO DANA KIYMA ALAMAMAKTADIR”
“Biz CHP olarak seçim döneminde 10 bin liraya mahkum edilen emeklinin yanında durduk, durmaya devam edeceğiz. Bugün yaptıkları 12 bin 500 lira geçen seneki 10 bin liranın gerisindedir. 10 bin lira 1 Ocak günü tam 25 kilo dana kıyma alırken, bugünkü 12 bin 500 lira 20 kilo dana kıyma alamamaktadır. 17 bin lira yaptıkları asgari ücret maalesef, ocak ayından temmuza kadar erimiş, temmuz ayında ocak parası ile 13 bin liraya düşmüş, şu anda 11 bin 500 liraya gerilemiş durumdadır. Bu şartlar altında Türkiye’de hiç kimse halinden memnun değildir. Geçinememektedir. Buradan, Muğla’dan bir kez daha, bu sefer Muğla’dan Türkiye’nin dört bir yanına soruyoruz? Geçinebiliyor musunuz? Geçim var mı? Bu iktidar sokağa çıkabiliyor mu? Tarlaya varabiliyor mu? Çarşıya, pazara gidip dolaşabiliyor mu? Fabrikadaki işçiyle konuşmaya yüzü var mı? Geçim var mı? O zaman çare bunlar sokağa çıkamıyorsa, tarlaya varamıyorsa, fabrika işçisinin gönlünde yoksalar, tarlada yoksalar, üreticinin gönlünde yoksalar o zaman çare tekdir. Seçim, seçim, seçim.”
“BU MİLLET SEÇİM İSTİYOR, KAÇAMAZSIN”
“Sayın Erdoğan’a bir kez daha hatırlatırım ki, bu sefer sizin ikinci adaylığınız diye YSK’ya karar aldırdınız. Orası da çok tartışmalı. Üçüncü kez Cumhurbaşkanı ama Anayasa’dan sonra ikincisi. YSK kararları temyiz edilemiyor. Tartışılamıyor. YSK dedi ki ‘Bu ikinci dönemi’. Bir daha aday olması için artık kendinin seçimleri yenilemesi yetmiyor. Ancak Meclis erken seçim kararı alırsa son bir kez aday olabiliyor. Onun için şunu söylüyoruz ki sakın dört yıl seçim yok. Dört yıl seçimsiz bir dönem. Öyle bir şey yok. Geçim yoksa seçim vardır. O zaman bir sandığa ihtiyaç vardır. Onu durup durup, milletin anasını ağlatıp, fıstıkçıyı, üzümcüyü, çaycıyı, zeytinciyi, pamukçuyu, emekliyi, emekçiyi kahredip yoksulluk içinde süründürüp, üç sene sonra ‘Bana gel seçim yapalım’ dersen biz orada yokuz. Beş yıllığına seçildin. Bunun ortası tam 2,5. Seneye kasım. Eğer seneye kasımda sandığı getiriyorsan, ‘Yok ben yapamıyorum, kasımı beklemeyelim, bu sene kasımda yapalım’ dersen ben dünden hazırım, bugünden razıyım. Buyur gel. Ama efendim şimdi olmaz. Sana bir yıl mühlet. Ben bir yıl arı gibi çalışırım. Belediye başkanlarım çalışırlar çalışıyorlar. Büyükşehirleri, illeri, ilçeleri hepsi çalışır. CHP grubu, milletvekilleri arı gibi çalışır. Bu sene şimdi seçim olsa 15 sandalye alacaksan, gelecek seçim seneye onu da bulamazsın. Hesabını ve kitabını yap. Seneye kasım ayının birinci, ikinci günü pazar. 2 Kasım Pazar günü sandığı koyarsan el kaldırırız. Erken seçim yaparız. Bu milleti kimin seçeceğini sandıkta görürüz. Ama ‘Ondan sonrasına kalayım. Ben biraz daha oyalanayım. Millet dişini sıksın, ben biraz daha uğraşayım’, biz orada yokuz. Çünkü geçim yok, seçim var. Bu millet seçim istiyor, kaçamazsın.”
“CHP HER SORUNUN ÇARESİNİ ORTAYA KOYAN BİR PARTİ”
“Bu parti CHP. Geçmişte de öyleydi ama artık sadece eleştiren, yol göstermeyen bir parti değil. CHP her sorunun çaresini ortaya koyan bir parti. Efendim, ‘Emekliye 12 bin 500 verme. 17 bin 500 ver’ dedik. Bu ‘2 bin 500 liralık zam tam 33 milyara mal oldu’ dedi. Kardeşim 33 milyarı bulan, 17 bin 500 yapmak için 100 milyarı da bulmak zorunda. Para yok diyor, bakıyorsun geçen sene vazgeçilen gelir vergilerinin toplamı 660 milyar lira. Kimden affediyor? Beşli çeteden affediyor. Otobanları yaptırdığı yandaşlardan affediyor. Tünelleri yapanlardan affediyor. Havaalanlarını yapanlardan affediyor. Kamu müteahhitlerinden affediyor. İhaleye girmiş. Teklifini vermiş. Yurtdışından uygun kredisini bulmuş. Geçiş garantisini vermişsin. Yolcu garantisini vermişsin. Hasta garantisini vermişsin. Parayı kazanmış. Kar etmiş mi, vergi çıktığına göre kar etmiş. Vergiyi hesaplamışsın. Ödenecek vergi belli. Son anda vazgeçilen gelir vergisi. Kurumlar vergisi. 660 milyar lira. Hadi bunun bir kısmı teşvik olsun, bir kısmı haklı yere olsun, bir şey olsun. Yahu 300 milyar lira bütün emeklilere 17 bin 500 lira olan paranın tam üç katı. ‘Asgari ücreti 25 bin lira yap’. ‘Yapamam’. Asgari ücret maalesef alan için çok düşük. Veren için çok yüksek. Memleket öyle bir hale geldi ki asgari ücrete zam yapacaksan, sen bunun önemli bir kısmına destekleme yapacaksın. Dedik ki, ‘7 bin 500 lira zam yap ve 5 bin lirasını kamu karşılasın’. ‘Para yok’ dedi, kaç para lazım onu yapmak için? Efendim, 200 milyar lira para lazım. Duruyor orada, almadığın, müteahhitten almadığın para onun cebinde duruyor. Alıp da emekliyi güldüreceğine, alıp da emekçiyi güldüreceğine, verip de çiftçiyi güldüreceğine ‘Bende para yok’ diyor. 1,2 milyar lira sadece kur korumalı mevduatla ile sizin cebinizden alıp, zenginin cebine para koydu bunlar.”
“BU BALKONA İKTİDAR PARTİSİNİN GENEL BAŞKANI OLARAK GELECEĞİM”
“Şimdi, efendim dert çok, çare yok. Vallahi her derdin var bir çaresi, onun da adı CHP. Yoksulluğun da, işsizliğin de, çiftçinin bunalımının da çaresi, gençlerin umutsuzluğunun da çaresi CHP. Neye göre söylüyorum? Şuna göre söylüyorum. Şu özgüvenle söylüyorum. Kurulduğu güne bakın görürsün. 31 Mart’a bak görürsün. Şu çık sokakta dolaş görürsün. Nereye bakarsan bak görürsün. CHP Türkiye’nin birinci partisi arkadaşlar. 2011’de geldim. Yeni milletvekiliydim. O zaman Osman Gürün ile birlikte burada oturduk, çay içtik, tanıştık. 2012’de, 2013, 2014, 2015, 2016, 2017’de geldim. 2018’de geldim. 2019’da seçim kampanyasının tam göbeğindeydim. 2020, 2021, 2022, 2023’te geldim. 2024’te yine buradayız. Söz olsun ama 2025 olur inşallah, ama ne zaman yapılırsa? Buraya, bu balkona bir kez daha iktidar partisinin genel başkanı olarak geleceğim. Söz veriyorum size. Partinize sahip çıkmaya devam edin. Türkiye’ye sahip çıkmaya devam edin. Hepiniz yapıyorsunuz, biliyorum ama Türkiye İttifakı’nı büyütün. Kimseyi kenarda bırakmayın. Küsmüş, durmuş görmeyin. Buraya gelmeyip iki sokak öteden kulak kabartanın koluna girin, bırakmayın. Birbirinizle değil mutsuz, umutsuz, yoksul vatandaşımızla meşgul olun. Artık bu vakitten sonra Atatürk’ümüzün dediği gibi ‘Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatan toprağıdır’. Yolunuz açık olsun. Bu seçimi kazanın. Ben size güveniyor ve inanıyorum. İktidara gidiyoruz. CHP Türkiye’nin birinci partisi.”
ÖZGÜR ÖZEL ;“BU MİLLET SEÇİM İSTİYOR, KAÇAMAZSIN” yazısı ilk önce Haberin Yildizi üzerinde ortaya çıktı.