Endişe, belirsizlik had safhada, Anadolu işgal altındaydı.
Türkiye, itilaf devlerinin güvenliklerinin tehdit edildiklerini bahane ederek istedikleri bölgeleri işgale başlamışlardı.
İngilizler, Çanakkale, Musul, Batum, Antep, Konya, Maraş, Samsun, Bilecik, Merzifon, Urla ve Kars’ı ve Boğazları,
İngiliz, Fransız ve az sayıda İtalyan, Yunan ve Amerikalılardan oluşan Müttefik kuvvetleri İstanbul’u,
Fransızlar, Dörtyol, Mersin, Adana ve Afyon istasyonunu,
İngiliz orduları Maraş, Antep, Urfa, Adana ve civarını, işgal etmişti.
Okul yıllarından itibaren olacakları gören Mustafa Kemal, sabırla meyvenin olgunlaşması gibi bekliyordu.
Kafasındaki planları okul yıllarında Beyoğlu’nda arkadaşlarıyla gittikleri mekânda dillendiriyor, arkadaşlarının düşüncelerini alıyordu.
Cumhuriyet’in taşlarını Askeri okul yıllarında döşemeye başlamıştı.
Sırası geldikçe kazandığı savaşlarla zaferini süslüyordu.
Toprakları düşmandan, Türk’ün ise itibarını kurtarıyordu.
Tarih 1923’ü gösterdiğinde, köprülerin altında çok su geçmişti.
Genç Mustafa Kemal kırk yaşında geldiğinde seviliyor, düşmanlarından dahi saygı görüyordu.
CUMHURİYET’in ayak sesleri duyulmaya başlamıştı.
Osmanlı İmparatorluğu Batı Orduları Başkomutanı iken, Türk ordularını bozguna uğratıp, Makedonya topraklarını düşmana terk eden Ali Rıza Paşa, İzzet Paşa’yı ziyaret eder. Sohbet sırasında, Mustafa Kemal hakkında olur olmaz konuşur. Sonra, “Cumhuriyet kuracaklar, Cumhuriyet!” diye fısıldar. (Nutuk s.123)
Padişah hanedanı tarafından, ilk andan itibaren Milli Mücadelenin amansız düşmanı olduğunu Atatürk’te hissediyordu.
Hükümet krizi her geçen gün büyüyordu.
Yıllardır üzerinde çalıştığı hedefinin zamanı gelmiş, meyveler olgunlaşmıştı.
Mustafa Kemal, İsmet İnönü, Fethi Okyar ve Kazım Özalp’i Çankaya Köşkü’ne davet eder.
Gazi Paşa unutulmaz, tüyleri diken gibi yapan “Yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz” cümlesi ilk kez 28 Ekim 1923 akşamı Çankaya köşkündeki söyler.
O gece, İsmet İnönü ile 1921 Anayasası’nın bazı maddelerini değiştiren kanun tasarısını hazırlamaya başlarlar.
İki arkadaş, Cumhuriyet için baş başa vererek Türkiye’nin kaderi ve yönetim biçimini şekillendirirler.
Mecliste 29 Ekim 1923 sabahı toplanan Halk Fırkası grubu kabine değişikliği için görüşmelere başlar.
Görüşmelerin çıkmaza girmesi üzerine Mustafa Kemal Paşa’nın meselenin halli için görevlendirilmesine karar verirler.
Paşa, çözüm için bir saat izin ister.
Bir saat sonra kürsüye çıkarak yönetim biçiminin Cumhuriyet olması halinde hükûmet bunalımlarının yaşanmayacağını, rejimin Cumhuriyet olarak tescil edilmesi ve yönetim biçiminin buna göre düzenlenmesi gerektiğini anlatır.
Anayasa değişikliği teklifini meclise sunarak kürsüden iner.
Yapılan konuşmaların ardından teklifin önce bütünü, sonra ayrı ayrı maddeleri okunarak kabul edilir.
Böylece Anayasanın bazı maddelerinde yapılan değişiklikler ile Cumhurbaşkanlığı makamı oluşturuldu.
Yeni anayasaya göre Hükümet kuruluş usulü değiştirilip, Meclis sisteminden vazgeçilerek parlamenter sistemine geçilecek,
Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri arasından seçilecekti.
Mustafa Kemal, hazırladığı metnin ilk maddesine ise şunu yazmıştı.
“Türkiye Devleti’nin hükümet şekli CUMHURİYET’tir.”
Meclis, 29 Ekim 1923, saat 18.00’de tekrar toplandı.
Genel Kurul sıralarında 158 milletvekili bulunuyordu.
İsmet İnönü, Meclis’e Anayasa’nın birinci maddesinin değiştirilmesi teklifini sundu.
Kanun teklifi oy birliğiyle kabul edildi.
Aynı gün saat 20.30’da CUMHURİYET kararı verildiğinde, bütün milletvekilleri dualar eşliğinde üç kez “Yaşasın Cumhuriyet” diye bağırıyorlardı.
Oylama sırasında, Osmanlı’nın dâhiliye vekili Hazım Bey öylesine heyecanlanmış ki, ‘Kabul edenler’ diye sorulduğunda iki elini birden kaldırmıştı. (Falih Rıfkı Atay anıları )
On beş dakika sonra, saat 20.45’te CUMHURİYET ilan edilmişti.
Sırada Cumhurbaşkanı seçimi vardı.
Aday yoktu.
Ancak, 158 milletvekilinin aklında tek bir isim bulunuyordu.
GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK…
Oylama kapalı yapıldı. Tüm milletvekillerinin oylarını alan CUMHURBAŞKANI seçildi.
Siyah takım elbisesi, beyaz gömleği üzerine taktığı kravat ve cep mendiliyle Cumhurbaşkanı olarak çıktığı meclis kürsüsünde ilk cümlesi;
“Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemi ile devlet şekli demektir.”
Sonunda ise şunları söyledi.
“Daima milletin sevgi ve güvenine dayanarak hep birlikte ileri gideceğiz. Türkiye Cumhuriyeti mutlu, başarılı ve galip olacaktır.”
Dualar okundu. Oturum kapatıldı.
“Cumhuriyet kuruldu Cumhuriyet”
Aynı gece karar bütün yurda duyuruldu. Yurdun her tarafında gece yarısından sonra yüz bir pâre top atıldı.
İlk kabine İsmet Paşa tarafından kurularak, Meclis Başkanlığı’na Fethi Bey seçildi.
Cumhuriyet böyle kurulmuş, Türk yapılan devrimlerle ayağa kalmıştı.
Türkler yapılan Dil devrimi ve Ata’sıyla öğünüyordu.
Cumhuriyet rejimi ve Türk diliyle sorunu olanlar, elbette kendilerine daha uygun ülkelerde yaşamayı tercih edebilirler. Buna da Cumhuriyet ve Demokrasi denmektir.
Ve tüm unutturma çabalarına, kısıtlamalarına rağmen coşkuyla, Atatürk’ün yolunda olan Cumhuriyetçiler 29 Ekim günü bayram olarak kutlanmaya devam edeceklerdir.
CUMHURİYETİMİZİN KURULUŞUNUN 99 YILI KUTLU OLSUN…
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE…