Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, 100’ün üzerinde ülkeden eğitim bakanlarının katılımıyla Londra’da gerçekleştirilen ve dünyanın en büyük eğitim bakanları toplantısı olarak kabul edilen Dünya Eğitim Forumu’nda Türkiye’nin eğitimdeki tecrübelerini paylaştı.
2022 Dünya Eğitim Forumu Bakanlar Oturumu, 100’ün üzerinde ülkeden eğitim bakanlarının katılımıyla Londra ‘da yapıldı.
Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, forumda dünyanın farklı ülkelerinden gelen bakanlara ve eğitimcilere seslendiği konuşmasında, 21. yüzyılın, ekonomik ve toplumsal olarak çok güçlü dönüşümlere sahne olduğunu belirtti.
Beklenmedik salgınlar, doğal afetler ve göçlerin eğitim sistemlerini etkilediğine işaret eden Özer, 2020’den itibaren tüm eğitim sistemlerinin Kovid-19 salgınıyla karşı karşıya kaldığını anımsattı.
Okulun sadece bir öğretim yeri olmadığını, çok fazla anlamı ve işlevi bulunduğunu vurgulayan Özer, “Okullar öğretiyorlar, toplumlardaki eşitsizlikleri azaltıyorlar; çocuğu fiziksel, duygusal, sosyal ve psikolojik olarak büyütmek için uygun ortamı sağlıyorlar.” dedi.
“Türkiye’deki öğrenci sayısı 150 ülkenin nüfusundan daha fazla”
Bakan Özer, Türkiye’nin eğitim sisteminin son 20 yılda çok çarpıcı gelişmelere tanık olduğunu, okul öncesinden yükseköğretime, eğitimin her aşamasında katılım oranların arttığını anlattı.
Türkiye’de okul öncesi, ilkokul ve ortaokulda yaklaşık 19 milyon, yükseköğretimde ise 9 milyon öğrenci bulunduğunu aktaran Özer, Türkiye’deki öğrenci sayısının 150 ülkenin nüfusundan daha fazla olduğuna dikkati çekti.
Türkiye’de 1,2 milyon öğretmen bulunduğunu anlatan Özer, öğretmenlerin nitelikleri gibi konuların kendileri için önemine işaret etti.
Millî Eğitim Bakanı Özer, pandemi sırasında elde ettikleri bazı deneyimlerle eğitim politikasında 3 ana başlığı belirlediklerini ilk olarak okullaşma oranlarını artırdıklarını kaydetti.
Sosyoekonomik arka planlarına bakılmaksızın tüm öğrencilere aynı kalitede eğitim sağlamak için eğitimin kalitesinin yükseltilmesi gerektiğinin altını çizen Özer, öğrencilerin yanı sıra öğretmenlerin niteliklerini de güçlendirmeye çalıştıklarını söyledi.
Öncelik, Türk eğitim sisteminin kalitesini artırmak
Türkiye’nin Suriyeli sığınmacılara da eğitim verdiğini, Türk eğitim sistemi içinde yaklaşık 1 milyon Suriyeli öğrenci bulunduğunu kaydeden Bakan Özer, “Türkiye, tüm dünya adına elinden gelenin en iyisini yapıyor. Bu çok önemli. Türkiye’ye teşekkür etmelisiniz çünkü Türkiye, sadece vatandaşlarına eğitim vermiyor, aynı zamanda göçmenlere de eğitim sağlıyor.” diye konuştu.
Özer, önceliklerinin Türk eğitim sisteminin kalitesini artırmak olduğunu, bu kapsamda ilk aşamada anaokuluna katılımı yüzde 100’e çıkarmayı, ikinci olarak da okullar arasındaki fırsat farklılıklarını azaltmak istediklerini vurguladı. Ayrıca mesleki eğitime ve mezunların iş gücü piyasasına katılımına büyük önem verdiklerini belirten Özer, bunun eğitim sistemlerinin dengelenmesinde önemli bir yeri bulunduğunu söyledi.
“Tüm eğitim sistemleri öğretmenler kadar güçlü”
Bunlara ek olarak öğretmenleri her yönden teşvik etmeye çalıştıklarını, bunun için öğretmenlerle ilgili yasayı değiştirdiklerini söyleyen Millî Eğitim Bakanı, öğretmenlere her türlü desteği sağladıklarının altını çizdi.
Oluşturulan eğitim sistemlerinin okullara nüfuz etmemesi durumunda bir sonuç getirmediğine işaret eden Özer, artık Türkiye’de okul temelli öğretmen yetiştirme programları olduğunu, öğretmenlerin mesleki gelişimleri için hangi eğitime ihtiyaç duyduklarına kendilerinin karar verdiğini anlattı.
Bakan Özer, tüm eğitim sistemlerinin öğretmenler kadar toplumların da öğretmenleri kadar güçlü olduğunu sözlerine ekledi.