Bir musibet, müsait misiniz, yatacak yeriniz var mı? Misafir Kabul eder misiniz? Sormadan, selamsız, vizesiz gecenin bir vakti tek imzalı kararnameye dahi gerek duymadan geldi. Baş köşeye oturdu.
Büyük lafı dinleriz. Sosyal mesafe dediler. Biz yataklarımızı dahi ayırırken, büyüğümüz, “hocanın dediğini yap, yaptığını yapma” Atasözünden hareketle salonları, meydanları “silme ” doldurdu.
Covid 19 virüsü bastı kahkahayı ellerini ovuşturdu. Sağlıkçılar aylarca çocuklarına sarılamazken o tosuncuğun Türkiye’ye sığınması gibi koyunlarımıza girdi.
Çözüm. Aş dediler. Maske gibi günlerce aşı bekledik. Şu, bu derken geldi gelmesine de senin adamın benim vekilim derken sağlıkçılar kaldı. Yurttaş tekrar kapandı.
Okuyan(!) araştıran(!) bir millet olduğumuz için, ilim insanlarına, doktorlara “hadi oradan siz nerden bileceksiniz” dercesine aklımız yettiği kadar, sosyal medyada bilgi kirliliği yapanları okuduk. 60 saniyede okuduklarımızla ikna olduk. AŞI olmam etiketini çokbilmiş beyinlerimize fason marka gibi yapıştırdık. Durmadık etrafımıza da aşıladık.
Dünya, bu illetten kurtulmak, normale dönmek için milyarlarca dolar ödeyip tatil programı yapmaya başlarken, biz halen olmam diye inatla devam edip, olanlarında yaşam haklarına kast ediyoruz.
Türkiye’nin 2021 yılına girerken nüfusu 83 milyon 614 bin idi. Nüfusumuzun henüz yüzde 18.4’ü ikinci aşısını oldu. Direniyoruz. Dördüncü dalga alarm zilini acı acı çalıyor. Ret edenler, çaresizlik içinde kıvrandıklarında çektikleri kredileri unuttular. Başkasına mı ödettirdiler ki, o günlerde yaşadığımız depremi unutur gibi kafalarından sildiler.
Lakin Corona19 kendini unutturmuyor. Gittik sandık. Yine doluştuk kuaförlere, sahillere. Baktı ki her yerdeyiz. “bize her yer Trabzon” narası atarak “buradayım” dercesine 4. dalga ile kendini hatırlattı. Biz de hemen sustuk, aman sinirlenmesin diye Summer Cem’den “easy easy” ile sakinleştirdik.
Bilinmeli ki Türkiye ekonomik olarak 4. dalgayı kaldıramaz. 1 Temmuz’un ilk pazar gününde maske, mesafe, hijyen diye hiçbir şey yoktu. Ay sonuna kalmadan vakaların artmasından korkuyorum.
Görüşümüm hep, virüsün İngiltere kaynaklı olduğu olmasına rağmen. Yapılan araştırmaya göre İngiltere’de, nüfusunun yüzde 50’si aşılarını tamamladı. Hastalığı geçirip, aşı olanların Antikorları 10- 100 kat daha fazla çıktı ve antikorların ise kaliteli olduğu yönünde iken AŞI olmamak niye?
Aşı yok dedik bir sürü laf söyledik. Artık aşı var. Kurtulmanın yolu vücudumuza enjekte etmekten geçiyor. Biz çok sıkıya gelemeyiz, sıkılırız, nefes alamayız, çok çalışkan (!) millet olduğumuz için tatil planlarımız sürekli vardır. O halde. Ne diye bekliyoruz?
Tatil için Rusya’dan ülkemize yoğun rezervasyonlar yapılmış. Rusya’da son günlerde virüsten ölenlerin sayısı 697 kişiye kadar ulaştığı haberlerini okurken, aşı olmamak için direnmek neden?
Hükümet yapar mı bilinmez. Ancak, tatil bölgelerine, otellere, kamu ve kamu kuruluşlarına aşı kartı olmayanlar alınmamalı. İşe alımlarda aşı kontrolleri yapılmalı. Mağazalar da, marketlerde, fırınlarda aşısını yaptırmayan personelin çalıştırılmasına izin verilmemeli, bir de şu kör olası maske. Maske kesinlikle takılmalı.
İzmir’in 2021 yılı tahmini nüfusu 4 milyon 428 bin 875. Yapılan açıklamaya göre aşılama sayısı 3 milyon 499 bin 357 kişi olduğu 2021 Temmuz ayının 3. ve 4. günlerinde şehirde Covid-19 kaynaklı yurttaşın ölmediği açıklandı.
Böyle bir gelişme varken, bazılarının cip takılıyor, vücuda takip sistemi enjekte ediliyor. Yok, efendim fişleniyormuşuz gibi uyduruk laflarına inanmamalıyız. Bunlara bakarsanız biz zaten yıllardır fişleniyoruz. Anlamadığım evde oturan veya herhangi bir yerde çalışan ferdi kim niye, neden takip etsin. Böyle komik komple teorisi olmaz. Sanki dersiniz herkes ajan!
Sevgilimizi özlediğimiz gibi aşı bekledik. Sevgilide “aşı olursan bu ilişki biter” diye tehdit etti.
Seviyoruz dediğimiz evlatlarımızın geleceğini ve Mustafa Kemal Atatürk’ün gençlere emanet ettiği vatanın geleceğini unutmayalım. İki doz aşımızı geleceğimizin teminatı olan çocuklarımız için yaptırdık. Gerekirse, geleceğin ilim adamları, mühendisleri, öğretmenleri adına iki doz daha yaptırırız.
Türkiye’m el ele verelim, asılsız cümlelere inanmayalım. Aşınızı yaptırın. Ne olduğu belli olmayan pisliği topraklarımızdan gönderelim.
Misafiri severiz ancak bunun ki misafirlik değil. Delikanlı (!) Covid 19 istenmiyorsun. Artık defol!