İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Kimse heveslenmesin, bana Türkiye’nin hiçbir yerinde zarar gelmez, ben Rize’nin geliniyim, hele Rizeliden bana hiç zarar gelmez.” dedi.
Akşener, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmasında, Kovid-19 sebebiyle hayatını kaybeden partisinin Isparta İl Başkanı Mustafa Şimşek’e Allah’tan rahmet, ailesine, sevenlerine ve dava arkadaşlarına sabır diledi. Geçtiğimiz hafta Rize’nin İkizdere ve Çayeli ilçelerini ziyaret ettiğini hatırlatan Akşener, önce İkizdereli vatandaşların “doymak bilmez müteahhitlerin yağmasına karşı” gösterdikleri şerefli duruşa destek olduklarını ve cennet doğaya sahip çıktıklarını belirtti.
Sonrasında da İkizdere ve Çayeli esnafının dertlerini dinlediklerini anlatan Akşener, “Bize büyük misafirperverlik gösteren İkizdereli, Çayelili kardeşlerime, bir kez de bu kürsüden teşekkür ediyorum. Milletimizin en önemli hasletlerinden biri olan ev sahipliğini, Karadeniz’in mertliğine yakışır şekilde yerine getirdiler. Allah onlardan razı olsun.” ifadesini kullandı.
Akşener ziyareti sırasında bazı provokasyon girişimleri olduğunu ancak Rizeli dava arkadaşlarının buna prim vermediklerini aktararak “Bazen bu tür siyasi işler olur. Tırnak içi işler olur. Bunu bilirsiniz ama, ama… Ama bunu yaparken Rizeli kardeşlerimi zan altında bırakmaya cüret etmelerini asla kabul etmem. Kimse heveslenmesin, bana Türkiye’nin hiçbir yerinde zarar gelmez, ben Rize’nin geliniyim, hele Rizeliden bana hiç zarar gelmez.” diye konuştu.
Akşener, “Benim Rize’ye gitmem provokasyonmuş. Neymiş efendim? Esnaf gezmeyecekmişim. Bak sen hele… Sayın Bahçeli, Ben gezmezsem, kim gezecek muhterem? Büyük ortağın saraydan çıkmıyor, ortada yok. Sen zaten hiç yoksun. Ben de gezmezsem, bu esnafı kim gezecek kim. Milletimizin derdini kim dinleyecek? Buradan sormak istiyorum? En son ne zaman esnaf ziyareti yaptın? En son ne zaman çiftçinin elini sıktın? En son ne zaman işsize iş buldun? En son ne zaman milletin derdini merak ettin? Bizim ayakkabılarımız eskimeye devam ediyor ve eskitmeye devam edeceğiz. Sen iktidarın küçük ortağısın. Madem bizim esnafa gitmemizden rahatsızsın, o zaman bir zahmet, o çok değerli koltuğundan kalkacaksın, milletinin ayağına gideceksin” değerlendirmesinde bulundu.
Akşener, partisinin TBMM Grup Toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve hazırladıkları iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sistemin ilkelerini paylaştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bozulan ekonomi ve pandemi karşısında bunalan millete el uzatmadığını öne süren Akşener, “Dünyada devletten en çok iş alanlar listesinin zirvesinde olan o beş müteahhitten birinin pandemi döneminde tek kalemde 9,4 milyar liralık vergi borcu silindi. Ekonominin bel kemiği olan esnafa ise 4 milyar 622 milyon lira destek verildi. Tek bir kişiye 20 milyon vatandaşımıza verdiğinin iki katını veriyorsun, üstüne bir de böbürleniyorsun. Böyle utanmazlık olur mu? Yazıktır, günahtır.” diye konuştu.
İsim vermeden organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker’in iddialarına değinen Akşener, ortaya çıkan durumun bütün dünya tarafından izlendiğini söyledi. Parti içi meselelere karışmadıklarını dile getiren Akşener şunları söyledi:
“Burada Türkiye Cumhuriyeti’nin itibarı söz konusu. Koskoca Türk devletini, cümle aleme rezil ettiniz. Bu işler, karşı videolar yayınlamakla, gizemli hikayeler anlatıp gerçekleri bulandırmakla olmaz. Ekranlara çıkıp saçmalamakla, hamasetle hiç olmaz. Konuyu yaymakla olmaz, böyle devlet yönetilmez. Bu işler, bütün iddiaları araştıracak ve gerçeği milletimizin önüne koyacak şeffaf bir yargı süreciyle olur. Devlet itibarının kişiler üzerinden daha fazla ayaklar altına alınmasına izin verilemez. Yapılacak olan basit. İçişleri Bakanı ve suçlamalara maruz kalanlar kenara çekilir, Cumhuriyetin savcıları ve hakimleri devreye girer, gereken yapılır. Olması gereken budur. Devlet ciddiyeti bunu gerektirir. Adalet bunu gerektirir. Yargı işini yapar, hakikat neyse ortaya çıkar. Suçu olan cezasını çeker. Suçu olmayan aklanır, işinin başına döner, bu kadar basit. Sayın Erdoğan, bu kepazeliğe daha ne kadar sessiz kalacaksın? Çalışma arkadaşlarına ne zaman çekidüzen vereceksin? Alengirli abuk sabuk işlerinizle aziz milletimizin en büyük kıymeti olan devletimizi daha fazla yaralamayın. Çıkın, makamlarınızın sorumluluğuyla temsil ettiğiniz devletin ciddiyetiyle gerekeni yapın. Memleketi de daha fazla küçük düşürmeyin, ayıptır, günahtır.”
Meral Akşener, güçlendirmiş parlamenter sisteme ilişkin hazırladıkları çalışmayı da paylaştı. Bu sistemin sosyal hayattan ekonomiye, adaletten diplomasiye, doğadan demokrasiye hemen her alanda ülkenin karşılaştığı sorunların çözümünün anahtarı olduğunu ileri süren Akşener, “Bu sistem, Türkiye’nin partili cumhurbaşkanlığı sistemiyle içine düşürüldüğü sıkıntılardan çıkış yoludur. Adaleti, vicdanı, liyakati, ortak aklı, Türk devlet geleneğine yakışanı gösteren, milletten yana olanı tarif eden, devletle milleti yeniden buluşturan bir sistem tasarımı, bir ilkesel çerçevedir.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde yüzde 50+1’i sağlamak için her şeyin mübah görüldüğünü ve bu nedenle milletin kutuplaştırıldığını savunan Akşener, “Partili cumhurbaşkanlığı sistemi nedeniyle devletimizin köklü kurumları zayıflatıldı, kurumsal hafızasına zarar verildi ve binlerce yıllık devlet geleneğimizin yarattığı birikim açıkça tasfiye edilmeye çalışıldı. Bunların neticesinde ise bugün tüm gerçekliğiyle yaşadığımız yönetim krizi, ekonomik sorunlar ve toplumsal deformasyon ortaya çıktı.” değerlendirmesinde bulundu.
Bu sistemdeki birinci ilkelerinin tarafsız cumhurbaşkanı ilkesi olduğunu belirten Akşener, “Bu sistemde devletin Başbakan ve Bakanlar Kurulu tarafından yönetileceğini, Cumhurbaşkanının, hiçbir partiyle bağlantısı olmayacağını dile getirdi. Cumhurbaşkanının bir dönem görev yapmasını ve görev süresinin 6 yıl olmasını öngördüklerini anlatan Akşener, “Görevi sona eren Cumhurbaşkanı aktif siyasete dönemeyecek.” dedi.
Çalışmalarına göre Meclis dışından bakan atanamayacağını aktaran Akşener, “Bakanlar, Başbakan tarafından milletvekilleri arasından seçilecek ve tek kişiye karşı değil hem kurul olarak birlikte hem de her bir bakan ayrı ayrı olmak üzere milletin seçtiği meclise karşı sorumlu olacak.” diye konuştu.
Kuvvetler ayrılığı ilkesini güçlü bir şekilde sağlayacaklarını vurgulayan Akşener, “Anayasa Mahkemesinin üyeleri, Hakimler Savcılar Kurulu, Sayıştay, Yüksek Seçim Kurulu, YÖK’ün yerine kurulacak olan Türkiye Yükseköğretim Kurumu ve RTÜK üyelerinin Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından nitelikli çoğunluk ile seçilmeleri sağlanacak. Böylece bu kurumların demokratik meşruiyeti sağlamlaştırılacak ve tarafsızlıkları şüpheden arındırılacak.” dedi.
Akşener, devletin veya siyasetin hiçbir kurumunun Anayasa ve yasalardan aldığı yetkiyi aşarak başka bir kurum üzerinde vesayet kurmasına izin vermeyeceklerini öne sürdü. Merkez Bankasını müdahalelere kapatacaklarını belirten Akşener, “Politika araçlarını ve tüm enstrümanlarını bağımsız olarak kullanabilecek. Merkez Bankası Başkanı Bakanlar Kurulu tarafından 5 yıllığına atanacak.” diye konuştu.
Meral Akşener, düzenleyici ve denetleyici kurumların idari ve mali özerkliğe sahip olacağını, en az yüzde 25 oranında kadın üyelerden oluşacağını kaydetti. Getirecekleri sistemde TBMM’nin bütçenin kabulü ve denetiminde daha etkin olacağına işaret eden Akşener, Sayıştay’ın denetim yetkilerini de artıracaklarını söyledi.
Meral Akşener, “hukukun üstünlüğü ve tam bağımsız, tarafsız yargı” ilkesi uyarınca yalnızca soruşturma evresinde görevli olacak adli kolluk sistemi kurulacağını, Hakimler ve Savcılar Kurulunun en az 5’i kadın olmak üzere 15 üyeden oluşacağını, Adalet Bakanı’nın ya da onun adına müsteşarın kurulun gözlemci üyesi olarak toplantılara katılabileceğini söyledi.
Diğer ilkelerinin “devlette liyakat” olduğunu belirten Akşener, KPSS’den yüksek not aldığı halde mülakatta elenen gençlerin hakkının teslim edileceğini savundu. Üniversitelerin hem idari hem de akademik olarak özerk hale getirileceğini bildiren Akşener, “Üniversitelerimize, kurucu rektör atamalarının haricinde o üniversitenin akademik terbiyesi ve liyakatiyle yetişmeyen kurum dışından rektör atanmasına son verilecek.” dedi.
Güçlü bir ordunun kurulmasına öncelik vereceklerini ifade eden Akşener, 15 Temmuz’daki darbe girişiminden sonra kapatılan askeri liseler ve harp akademilerinin yeniden açılacağını, GATA’nın yapısının yeniden düzenleneceğini söyledi.
Akşener, “özgür basın” ilkesi çerçevesinde medya patronlarının diğer iş kollarındaki yatırımlarının çok sıkı denetleneceğini, medyadaki güçlerini diğer alanlarda avantaj olarak kullanmalarının engelleneceğini dile getirdi. Adil ve özgür seçimlerin bir başka ilkeleri olduğuna dikkati çeken Akşener, şunları kaydetti:
“Demokrasinin işleyişinin en önemli teminatı olan seçimler, adil ve özgür şekilde yapılacak. Millet iradesinin Meclise adaletli şekilde yansıyabilmesi için ilk adım olarak, seçim barajı yüzde 5’e indirilecek. Siyasetin finansmanında şeffaflık sağlanacak, siyasi etik ilkelerinden taviz verilmeyecek. Yüksek Seçim Kurulunu (YSK) yapısı ve işleyişi ile ilgili gerekli düzenlemeler yapılacak. YSK’nın seçime ilişkin kararlarına karşı Anayasa Mahkemesi’ne başvurulabilecek.”