Cumhurbaşkanı Erdoğan, Devlet Övünç Madalyası Tevcih Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Kahramanlık destanlarıyla yürüttüğümüz kadim ve kutlu mücadelede verdiğimiz her şehidimiz, her gazimiz, istiklalimizin ve istikbalimizin tescilinin sembolü olan mühürlerdir. Bu yolda akıttığımız her damla kan gibi, döktüğümüz her damla gözyaşı ve her damla ter de, geleceğimizi aydınlatan birer ışık huzmesidir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen Devlet Övünç Madalyası Tevcih Törenine katıldı.
Programda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehit yakınlarını ve gazileri Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Aziz şehitlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet, yakınlarına ve milletimize başsağlığı diliyorum. Hiç şüphesiz, şehitlerimiz ve gazilerimiz en büyük mükâfatı, Rabbimiz nezdinde alacaklardır” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Allah yolunda öldürülenlere ‘ölüler’ demeyiniz, zira onlar diridirler, ancak siz bunu bilemezsiniz” ayetini okuyarak, şehit yakınları ve gazilerin milletin gönlünde müstesna yerleri olduğunu söyledi.
“KAHRAMANLARIMIZ SAYESİNDE ALNIMIZ AK, BAŞIMIZ DİK, GÖNLÜMÜZ FERAH BİR ŞEKİLDE GELECEĞE YÜRÜYORUZ”
Bugün takdim edilecek madalyaların devletin şehit yakınlarına ve gazilere olan minnettarlığının bir ifadesi olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yurt içinde ve yurt dışında yürüttüğümüz terörle mücadele harekâtlarında şehit veya gazi olan kardeşlerimiz, bu toprakları bin yıldır vatan yapma mücadelemizin son neferleridir. Yurdu yaşatmak için kendi hayatlarından vazgeçen kahramanlarımız sayesinde alnımız ak, başımız dik, gönlümüz ferah bir şekilde geleceğe yürüyoruz” diye konuştu.
“Bin yıldır bize sadece bu toprakları değil, aldığımız nefesi bile çok görenler, kimi zaman ordularla, kimi zaman sinsi tuzaklarla hep üzerimize geldiler” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Haçlı Seferlerinden İstiklal Harbimize kadar hep bu saldırılarla mücadele ettik. Bugün de terörle mücadele diye ifade ettiğimiz ama aslında çok daha kapsamlı bir çarpışmanın ifadesi olan kavgayı, aynı amaçla veriyoruz. Her ne kadar bazıları hâlâ anlamamakta ısrar etse de, bayrağımızın ve ezanımızın sembolü olduğu bu kavga, milletimizin coğrafyamızdaki bin yıllık varlık-yokluk mücadelesinin ta kendisidir. Bazıları sanıyor ki, biz bu mücadeleyi yürütmesek, karşımızdakiler gizli-açık saldırılarından vazgeçecekler. Tam tersine, biz bu mücadelede en küçük bir gevşeklik gösterdiğimiz gün, Sevr’den beter dayatmalarla karşımıza çıkacaklar. Şayet bugün Türkiye’ye fiilen bulaşamıyorlarsa, siyasetten ekonomiye, altyapıdan savunma sanayiine kadar her alanda sahip olduğumuz güç sayesindedir.”
“TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK GÜÇ KAYNAĞI BİRLİĞİ VE BERABERLİĞİDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin güçlü olmak mecburiyetinde bulunduğunun altını çizerek, “Türkiye’nin en büyük güç kaynağı da 84 milyon vatandaşının kendi içindeki birliği, beraberliği, kardeşliğidir. Millet olarak tek bilek, tek yürek hareket ettiğimizde, Allah’ın izniyle, karşımızda durabilecek hiçbir güç tanımıyor, aşamayacak hiçbir engel görmüyoruz. Vatanımızın bütünlüğüne, ülkemizin birliğine, milletimizin beraberliğine yönelik saldırıların artmasının gerisinde, işte bu hakikatin düşmanlarımız tarafından da görülmesi vardır” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Selçuklu ve Osmanlı devletlerinin dış saldırılardan ziyade ülke içindeki bölünmeler sebebiyle yıkıldığına dikkati çekerek, “Henüz yüzüncü yılına bile ulaşamadığımız bugünkü devletimizin de aynı akıbete duçar olmasına izin vermeyeceğiz” vurgusunda bulundu.
“Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu: “Uzunca bir süredir her fırsatta tekrarladığımız Rabiamızın gerisindeki mana da işte budur. Tek millet diyerek, 84 milyonun birliğini, beraberliğini ifade ediyoruz. Tek bayrak diyerek, rengini şehitlerimizin kanından alan bayrağımızın birleştiriciliğini vurguluyoruz. Tek vatan diyerek, 780 bin kilometrekare vatan toprağının bölünmezliğine işaret ediyoruz. Tek devlet diyerek, Türkiye Cumhuriyeti Devletinden başka devletimiz olmadığını, olamayacağını anlatıyoruz. Kahramanlık destanlarıyla yürüttüğümüz bu kadim ve kutlu mücadelede verdiğimiz her şehidimiz, her gazimiz, istiklalimizin ve istikbalimizin tescilinin sembolü olan mühürlerdir. Bu yolda akıttığımız her damla kan gibi, döktüğümüz her damla gözyaşı ve her damla ter de, geleceğimizi aydınlatan birer ışık huzmesidir. Şehit yakınlarımız ve gazilerimiz olarak sizler, işte böylesine mukaddes bir davanın en ön saflarında yer alıyorsunuz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin ve devletin şehit yakınlarına ve gazilere olan borcunu asla ödeyemeyeceğini kaydederek, “Sizlere sağlanan tüm imkânlar ve bugün takdim edeceğimiz madalyalar, sadece şükranımızın, minnettarlığımızın küçük birer nişanesidir. Dedesinden, atasından kalan İstiklal Madalyalarını gururla taşıyan torunlar olarak bizler ecdadımızla nasıl iftihar ediyorsak, inşallah sizlerin soyundan gelenler de sizinle aynı şekilde gurur duyacaktır” diye konuştu.
“ŞEHİTLERİMİZİ VE GAZİLERİMİZİ RAHMETLE YÂD EDİYORUM”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün, Çanakkale Zaferi’nin 106. yıl dönümü olduğunu anımsatarak, “Buradan tüm milletimizin 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin yıl dönümünü can-ı gönülden tebrik ediyorum. Çanakkale destanını yazan kahramanlarımızın her birini, özellikle de şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmetle yâd ediyorum” dedi.
Bu toprakları vatan yapabilmek için Malazgirt’ten Niğbolu’ya, Mohaç’tan Preveze’ye, İstanbul’un Fethinden Çanakkale’ye, İstiklal Harbinden Kıbrıs çıkarmasına kadar nice savaşlar verildiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Ecdadın kanlarıyla yoğurarak vatan yaptığı bu toprakları, onların hatıralarına layık şekilde korumak, devletimizi güçlendirmek ve büyütmek için gece gündüz çalıştık, çalışıyoruz. Tüm bu süreçte Çanakkale Savaşları, hem İstiklal Harbimizin girizgâhı olması, hem de milletimizin topyekûn kıyamını ifade etmesi bakımından ayrı bir öneme sahiptir. Eğer Çanakkale’de o tarihî destan yazılmamış, o muhteşem zafer kazanılmamış olsaydı, Allah korusun, büyük bir felaketle karşı karşıya kalacaktık. Çanakkale, tarafların kimliklerine baktığımızda, kelimenin tam anlamıyla yedi düvelin bir olup üstümüze geldiği bir savaştır. Türk Milleti; Bursa’dan Kastamonu’ya, Konya’dan Manisa’ya, İzmir’den Mersin’e, Halep’ten Debre’ye, Kosova’dan Kudüs’e, Musul’dan Selanik’e kadar coğrafyamızın her köşesinden insanıyla, Çanakkale’de bu hayâsız akına imanıyla dur demiştir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatan şairi Mehmet Akif Ersoy’un Çanakkale mahşerini “Şüheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar / O, rükû olmasa, dünyada eğilmez başlar / Yaralanmış temiz alnından uzanmış yatıyor / Bir hilal uğruna, yar rab, ne güneşler batıyor” dizeleriyle tasvir ettiğini belirterek, “Evet, Çanakkale’de bir hilal uğruna çok güneşlerimizi batırdık, ama karşılığında istiklalimizi ve istikbalimizi kurtardık. Bugün de sınırlarımız içinde ve dışında, istiklalimizi ve istikbalimizi korumak için hazır bekleyen nice güneşlerimizin aydınlığında büyük ve güçlü Türkiye’yi inşa ediyoruz” dedi.
Türk milletine dün diz çöktüremeyenlerin bugün de terörden darbeye kadar her yolu denediklerini ama yine Türk milletine diz çöktüremediklerine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah gelecekte de bu kirli emellerine ulaşamayacaklar. Demokrasi ve kalkınma yolunda attığımız her yeni adımla, kazandığımız her mücadeleyle geleceğimize daha güvenle bakıyoruz. Türkiye’yi 2023 hedeflerine kavuşturma konusundaki ısrarımızın sebebi, üzerimizde oynanan oyunları, bir daha teşebbüs edilemeyecek şekilde, yerle yeksan etmektir” sözlerine yer verdi.
2021 İSTİKLAL MARŞI YILI
“Binlerce yıllık devlet geleneğimizden ve coğrafyamızdaki bin yıllık varlığımızdan aldığımız dersler ışığında, evlatlarımıza 2053 vizyonunu miras olarak bırakıyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2021 yılını Büyük Millet Meclisi’nde kabulünün 100’üncü yılı vesilesiyle İstiklal Marşı yılı ilan ettiklerine işaret etti.
İstiklal Marşı’nın her bir kelimesinin, her bir satırının, her bir dörtlüğünün verilen mücadelenin tarihî önemini anlatan mesajlarla örülü olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstiklal Marşımızdaki ruhu hep birlikte içselleştirmemiz, 7’den 70’e milletimizin tüm fertlerine aşılamamız bu bakımdan büyük önem taşıyor. Aramızda şehit yakınlarımızın ve gazilerimizin evlatlarını görüyorum. İnşası için var gücümüzle çalıştığımız büyük ve güçlü Türkiye hedefimiz, işte bu evlatlarımızın omuzlarında zirveye çıkacaktır” açıklamasında bulundu.
“Şehitler tepesi boş değil / Toprağını kahramanlar bekliyor / Ve bir bayrak dalgalanmak için / Rüzgâr bekliyor” dizelerini okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehit ve gazi çocuklarına seslenerek, “Bayrağımızı da dalgalandıracak rüzgâr dün dedelerimizdi, bugün babalarınız oldu, yarın da inşallah sizler olacaksınız. Kalbinden iman, dilinden tekbir, elinden bayrak eksik olmayan, her alanda kendini en iyi şekilde yetiştirmiş evlatlara sahip olduğumuz müddetçe, gözümüz arkada kalmayacaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Devlet Övünç Madalyaları tevcih edilecek şehit yakınları ve gazileri tebrik ederek, sözlerini tamamladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından şehit yakınları ile gazilere Devlet Övünç Madalyalarını takdim etti.