“MERHABA”
Selam, Allah için verilir. Onun içinde alınır.
Merhaba,
Farsça da “benden sana zarar gelmez”
Arapça’da “selam”
Osmanlı’da, “Geniş ve mamur yere geldiniz, rahat ediniz”
Aynı zamanda “günaydın” veya “hoş geldiniz” anlamında bir esenleşme veya selâmlaşma sözüdür.
O kadar masum, temiz, bir o kadar nazik, samimi, sevecendir ki, anlamını bildiğinizde herkese söylemek istersiniz.
Böylesine güvenilir bir kelime yoktur.
“Benden sana zarar gelmez”
“MERHABA”
Hece hece dökülür, su gibi akar, bal yemişsin de agzının kenarından akıyormuş tadında dökülür, kırmızı, mor, kahve, yalın dudakların içinden Merhaba.
Kin, nefret, öfke, kıskançlık, ihanet, saygısızlık içermez.
Her sese, tene, dile uygundur. Kadın, erkek ayırmaz. “Sesim çok çirkin” diyene dahi çok yakışır.
Sıcak, soğuk fark etmez ılık ılık beyninizin dalgaları algılar.
Şarkı, türkü, pop, cazz tarzında söylenir.
Yabancı bir ülkeye gittiğiniz de ilk öğrendiğiniz kelimedir.
Kadehin de, içtiğin su bardağında sigaranın dumanında hep “merhaba” vardır.
“MERHABA”
Beklemediğim aslında hiç olasılığını dahi düşünmediğim bir anda. Tabancadan çıkan mermi gibi, topun gürlemesi ve bir papatyayı sunar gibi söylediğin o kelime şaşırtmıştı.
Kaç yaşında olduğunun önemi yok. Nerelisin, hangi milletten, dinden,mezheptensin, ne iş yaptığının da bir önemi yok. Merhaba demiştin,yeterli idi.
Muhtemelen uzun zamandır tasarlıyordun selam vermeyi tanışmayı. Biliyorum ki o anı sen de hiç planlamamıştın. Beni pencerede gördüğünde ansızın çıkmıştı dudaklarından, karşılığını alınca başını önünü eğip gitmiştin.
Sosyalleşmenin olamayacağı Corana’lı günlerde sadece Merhaba ile kalacağı anların yolunu açmıştın.
Her gün ögün kahvaltı gibi üç kez kıyafetini değiştirip penceremin önününden geçme nöbetlerine başlamıştın. Yaz geldi. Sıcaklar bastırdı, hükümet serbesliği ilan etti. Sende kıyafetlerine serbestlik verdin. Mini şortlar, askılı t-shirtlar giymeye başladın.
Hepsini de fit vücuduna çok yakışıyor.
Merhaba,
Ayrılık değil, başlangıçtır. Yol ayrımı değil, yolun birleştiği andır. Yaprakların dökümü değil, tomurcuk açtığı zamandır. Notaların şarkıya dönüştüğü, şiirlerin yazılmaya başladığı zamanladır. Güneşin doğduğu, yıldızların sıralandığı, filmin başlangıcıdır.
Piyanonun tuşlarından çıkan naif müzik eşliğine dansa davettir. Mahpusluğa son vermek, oruç sonrası içilen ilk sigara gibidir.
Geç kalmak yerine tam zamanında gelmektir. Geçmişi geride bırakıp önüne bakmak için atılan adımdır.
Yaşınız kaç olursa olsun, yaşamaya Merhaba demek herkesin hakkıdır. Yine yeniden hayata başlamak, yeni arkadaşlıklara, sevgiliye, işe,hobilere sizde Merhaba demelisin.
Ben öyle yapıyacağım, işte bu sebeple herkese kocaman bir MERHABA…